Savaş kapıda.
Amerika Birleşik Devletleri Kongresi oylama ile savaşabileceklerini belirttiler.
Rusya ve Çin’e rağmen bu savaş Amerika’nın müdahalesiyle başlayacak. İngiltere savaşa hayır deyince kabinedeki bazı bakanların ihraç edilmesi gündeme geldi. Türkiye Cumhuriyeti her türlü saldırı karşısında tedbir aldığını deklere etti.
Amerika şu an itibariyle Lübnan’da yaşayan diplomat ve vatandaşlarına ‘ülkeyi terk edin’ dedi.
Rusya en ölümcül savaş gemisini Akdeniz’e gönderdi... Beşar Esad karısıyla İran’a kaçtı. Bazı kaynaklara göre de Ruslara ait bir savaş denizaltısında saklandı.
TARİH YENİDEN YAZILACAK
Halkına insan değeri vermeyen zalim diktatörler yok olacak.     
İletişimin gezegenimizi küçük bir köye dönüştürdüğü günümüz dünyasından yapılan insan hak ve ihlalleri yapanın yanına kar kalmıyor.
Sen dünyanın gözü önünde kimyasal silah kullanacaksın, halkına füzelerle, fosfor bombalarıyla saldıracaksın ve sonra da hiçbir şey olmamış gibi “bu bizim iç meselemizdir” diyeceksin, yok öyle bir rahatlık.
Beşar Esad tarih olacak. Tıpkı kendinden önceki selefleri ve babası gibi tarihin karanlık sayfalarında yerini alacaktır. İnşallah cehennem ateşinden hiç çıkmayacaktır.
KAN SU GİBİ AKACAK
İran, Suriye’den sonra sıranın kendisine gelebileceğini düşündüğünden tüm varı yoğuyla Suriye zaliminin yanında yer aldı.
Aynı mezhep mensubu Lübnan Hizbullah’ına “tam saha pres yapın” dercesine ölüm mangalarını Suriye’ye yollatan da yine aynı İran...
Bu İran ki kurulduğu günden bu yana tek bir gayri Müslim ülke ile savaşmamıştır.
Kasrı Şirin antlaşmasıyla sınırlarımızın çizildiği bu günkü İran her daim halkı Müslüman olan ülkelerle çarpışmıştır.
ESED MEZHEP SAVAŞI İSTİYOR
Başta Türkiye’deki Alevi vatandaşlar olmak üzere tüm Ortadoğu’daki Alevileri bu savaşın içine katmak isteyen Esed diktatörü, geniş bir sahada meydana gelen meydan savaşıyla üzerindeki baskılardan kurtulmak isteyebilir.
Alevi vatandaşların ağırlıklı olarak yaşadığı İran, Irak, Suriye, Lübnan, Türkiye ve Türki Cumhuriyetler Esad için kara propaganda açısından uygun.
Burada Esad’ın baş hedefi Türkiye’dir.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Ak Parti Hükümetiyle birlikte bu zalim ve gaddar yönetimlere vize vermemiştir
Her türlü ekonomik ve siyasi zorluklarına rağmen onurlu bir duruş sergilemiş ve mazlum Suriye halkına sahip çıkmıştır.
Suriye bundan yüz yıl önce Osmanlı İmparatorluğunun, yani bizim bir Eyaletimiz konumundaydı.
Suni sınırlarla yine batılı devletler tarafından sınırları çizilen bu tür sonradan görme devletçikler hiçbir zaman halkına insani bir kıymet vermemiş, dahası huzurlu tek bir yıl dahi geçirememiştir. Tek bir hükümeti dahi seçimle gelmemiş, yüzbaşı veya Albay statüsündeki diktatörler tarafından yönetimi ele geçirilmiştir
Zaman değişiyor, insanlar da değişiyor.
Zalimlerin dönemi bitti.
Kanlı veya kansız bir şekilde gitmeleri istendi kendilerinden. Ama onlar insaniyet ve İslamiyet’ten nasipsiz oldukları için yaka yaka, yıka yıka ve bir ülkeyi kan gölüne çevirerekten gitmeyi yeğlediler.
Öyle yâda böyle gitmeleri gerekiyor ve gideceklerdir de.
Bu yazının kaleme alındığı an itibariyle koalisyon tarafındanhenüz bir saldırı başlamamıştı Suriye’ye yönelik. Ama tahminim Eylül ayının yirmisine varmadan bombardıman başlar.
Tek dileğimiz sivil can ve mal kayıplarının olmamasıdır.
Ancak bu canilerin de doğal yollardan gitmelerinin bir yolu yok.
İlla ki dinsizin hakkından imansız çıkacaktır.
Ne diyelim, hayırlı olsun.