Hafta sonunda çok sayıda konuşmacının olduğu bir Çalıştay’a davet edilmiştim. Davete icabet ederek katıldım.

Aile Hukuku ile ilgili Çalıştay, Kültür Merkezi çok amaçlı küçük salonundan birisinde yapılmıştı.

15 konuşmacının olduğu bir Çalıştay’dan söz ediyorum. Konuşmacılar listesine baktığım zaman, dünya örgütlenmesinden bile söz edildiğini gözlemledim.

Batman’dan değil, başka kentlerden genel başkanlar, platform sözcüleri vs olarak tanıtımı yapılan katılımcılardan söz edildiği için salonda yer bulamama endişesi ile Kültür Merkezinin yolunu tutmuştum.

Bahse konu merkez önünde az sayıda araç görünce herhalde Çalıştay adresini yanlış algıladım diye düşündüm. İçeri girince çalıştay afişini gördüm.

Küçük bir salona alınan Çalıştaya, konuşmacılarla birlikte toplam sayımızın 30 civarında olduğunu gözlemledim…

**

**

“Aile Hukukundaki Sorunlar ve Çözüm Çalıştayı” toplantısında katılmadığım bazı görüşlerine/bakış açılarına rağmen Ramazan Çelikal, M.Zeki Kurt, Davut Okçu ve Batman Barosundan Ziynet Ayhan dışındaki konuşmacıların değerlendirmelerinden oldukça rahatsızlık duyduğumu hemen başta belirteyim…

Bazı konuşmacıları dinlerken tüylerim diken diken oldu, sinir katsayılarım tavan yaptı…

Ülkemizde kadınlara yönelik şiddet, zulüm ve cinayetler gerçeğini yok sayarak değerlendirmeler yapanları dinlerken, gerçekten büyük üzüntü duydum…

Kadın hukukunu hiçe sayan bazı konuşmacıların değerlendirmeleri gerçekten beni hayli düşündürdü…

Onlara göre kadına değil, asıl erkeklere yönelik şiddet varmış da, toplum bunları görmüyormuş…

Hükümetin 2012 yılında çıkardığı 6284 Sayılı Yasayı, toplumumuzun aile mefhumunu yok eden bir kanun olarak ilan edip, yerden yere vururken, bol bol uç örnekler sunmayı da ihmal etmediler…

Tüm partilerin ittifakıyla kabul edilen yasanın, erkekleri ezdiğinden dem vurdular…

Kadınların, anaların değil, erkeklerin, babaların korunması için kurulmuş ve ona göre isim almış bir derneğin tanıdık yöneticilerinin bakış açılarını dinledikten sonra bir dinleyici olarak söz aldığımda, “İyi ki katılım az olmuş, iyi ki kadınların katılımı olmamış” diyerek tepki göstermiştim…

**

**

6284 Sayılı yasanın aileyi yok saydığını ileri süren bazı konuşmacılar, kimi gerçekleri çarpıtmaktan da çekinmemişlerdi. Alanda olan ve kadınlarla ilgili çalışmalar yapan Barodan Avukat Ziynet Ayhan, kimseye sataşmadan yaptığı değerlendirmede kadınların hak arama yolları hakkında bilgi sunarken, önemli tespitte bulunmuştu. Buna rağmen ondan sonra söz alan bazı konuşmacılar, yasa hakkında aynı değerlendirmeden vazgeçmediler…

6284 Sayılı yasanın aileyi, çocukları korumadığını açıkça ileri sürenler oldu. Yasaları savunan biri değilim, ama madem gözümüzün içine baka baka gerçekler çarpıtıldı, ilgili yasanın birinci maddesini bilgilerinize sunmak istiyorum:

“6284 Sayılı Yasa MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

(2) Bu Kanunun uygulanmasında ve gereken hizmetlerin sunulmasında aşağıdaki temel ilkelere uyulur:

a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.

b) Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulmasında temel insan haklarına dayalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izlenir.

c) Şiddet mağduru ve şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirilir.

ç) Bu Kanun kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel tedbirler ayrımcılık olarak yorumlanamaz.”

**

**

Görüldüğü gibi birinci maddede bile kadınlar dışında çocuklar ve aile bireylerinin hukukuna açık atıf var.

Almanya’dan Ticaret, İtalya’dan Ceza, İsviçre’den Medeni Hukukunu almış, seküler bir anlayışla idare edilen ülke gerçekliği ortada iken, siyasi iktidarın kadınların hak ve hukuklarını koruma adına getirdiği bir yasaya bu kadar tepki gösterilmesi inanılır gibi değil…

Bu ülkede Matild Manukyan, yıllarca Vergi Rekortmeni olmuş, hala o düzeni egemen. Kadınların hangi yollarla o yollara düşürüldüğünü sorgulamayan, itiraz etmeyen, bir gün olsun bunun için seslerini yükseltmeyenlerin, bir yasa maddesine bu kadar saldırmaları oldukça düşündürücüdür...

Yaklaşık otuz yıldır aralıksız yazdığım yazılarımda maddeyi değil, manayı savunan, aile hukuku için de çabalayan biri olarak o Çalıştayı hiç verimli bulmadığımı belirteyim.

İyi ki çalıştaya katılım az oldu, iyi ki kadınlar o uçuk fikirleri dinlemediler…

Annelerin suçlandığı, evden uzaklaştırılan babalar vurgusu ile geride kalan küçük kız çocuklarının cinsel suçlara bulaştığını uçuk örnekler ve istatistiklerle verenleri dinlerken gerçekten tüylerim diken diken oldu…

Başka kentlerde de aynı isimle çalıştay düzenlendiğini öğrendim. Her yerde dillendirilen şudur; kadınlara değil, erkeklere şiddet uygulanmıyormuş…

Bazı kadınların eşlerine uyguladığı şiddet veya bunalım/cinnet geçirerek çocuklarını, kocalarını öldürmeleri örnekleri üzerinden yorum ve değerlendirmeler yapanlara sadece acıyorum. Allah onları ıslah etsin. Rabbimden basiret ve feraset için dua ediyorum.