Basın İlan Kurumu Müdürü, Şair-yazar Mehmed Gönenç ile Aşk üzerine sıra dışı bir söyleşi yaptım. Gönenç, “Eğer aşkın bir mektebi var ise, herkes aşkın mektebinin müdürüdür. Herkes kendini bir akademi olarak görür aşkta” diyor ve ekliyor, “Aşk yaşayan adam dünyada ve kâinatta ilk defa böyle bir şeyin yaşandığını düşünür. Dolayısıyla herkes bir mekteptir.”

Mehmed Gönenç’le yaptığım aşk söyleşisi âşıklara el kitabı olacak gibi.. Şimdi söyleşi zamanı ve aşkı keşfetmenin zaman…

AŞKIN KANUNUNU YAZSAM YENİDEN:

---Aşk nedir?

Aşk, okyanusun dibinde tanıdık bir kum tanesini aramaktır. Aşk elde edilen bir şey değildir. Aşk hissedilen bir şeydir.

---Nasıl başlar?

Bu ilham gibi bir şey… Bir nöbete benziyor. Bir histeri. Bir anda karşına çıkıyor ve alıp götürüyor uzaklara.

---İlk görüşte aşk var mıdır?

Herkese göre değişebilen bir kavramdır aşk. Dolayısıyla ben yok derim, bir başkası var der. Fakat ilk görüşte aşk vardır. Yavaş yavaş sevgiyle büyüteceğimiz aşk da vardır.

---Kaç türlü aşk vardır?

Aşkın türü olmaz diye düşünüyorum. Aşk aşktır.

---Aşkın matematiği var mıdır?

Bu soruyu şöyle yanıtlayayım: Bu benim için çok zor bir şey. Çünkü ben hayatım boyunca matematikten 1’in üstünde bir rakam aldığımı hatırlamıyorum. Hatta öğretmenim şöyle derdi; “Aslında sana sıfır vermem gerekiyor ama sıfır rakamı olmadığı için 1 veriyorum.” Ben aşkın Matematiği olduğuna inanmıyorum ki benim açımdan hiç yok. Çünkü matematiğim çok kötü o zaman hiç sevemem ve aşık olamam herhalde.

---Öğrenilebilir bir şey midir?

Öğrenilebilir bir şey değil. Yaşanılabilir, hissedilen bir şeydir. Düşünün bir okul açıyorsunuz ve öğrencilere aşk öğretiyorsunuz ve hadi şimdi âşık olun diyorsunuz. Bu gerçekten çok tuhaf olurdu.

---Zamanla aşık olunur mu?

Zamanla aşık olunabileceğine inanıyorum. Aşk bir alışkanlığa benziyor. Birini devamlı görürsünüz, bir süre sonra onun yüzü, çizgileri, her şeyi sizi etkilemeye başlar. Aslında siz aşık olmazsınız, ona alışırsınız. Müthiş bir alışkanlık haline dönüşür ve zaman içerisinde onu öyle çok seversiniz ki, onsuz davranamazsınız ve hep onu görmek istersiniz. İşte bu aşktır! Eğer aşkın bir mektebi var ise herkes aşkın mektebinin müdürüdür. Çünkü herkesin aşkı, herkesin ideal bir sevgisi, herkesin kadına veya erkeğe bakış açısı çok farklıdır. Bu nedenle herkes kendini bir akademi olarak görür aşkta. Aşk yaşayan adam dünyada ve kâinatta ilk defa böyle bir şeyin yaşandığını düşünür. Dolayısıyla herkes bir mekteptir.

---Aşkın yaşı var mıdır?

Aşkın yaşı yoktur. Aşkı olgunlaştıran bir yaş vardır. 20’sinde farklı seviyorsunuzdur, aşka bakış açınız biraz daha cinseldir. 30’una geldi mi artık platoniktir, daha derin yaşarsınız bazı şeyleri, tecrübeniz vardır. 40’ına geldiğinizde daha farklı bakarsınız. Dolayısıyla yaş aşkı olgunlaştırır. Daha bir kahve tadı verir.

---Yaşlanır mı aşk, ya da ölür mü?

Mümkün mü? İnsan ölür mü, insan ölmediğine göre aşk hiç ölmez. Ben inanmıyorum. Çünkü inancımız gereği de biz öldükten sonra cennet ve cehennem var. Hesap günü var. Peki, aşk niye ölsün. Bence Allah diğer dünyada da insana aşkı bırakacaktır. Zaten aşk olmazsa cennet olmazdı.(Allah aşkı)

---Rengi var mıdır, resmi var mıdır?

Aşkın rengi konusunda yaklaşımım biraz farklı. Bazen derler ya, ‘Elektrik almak’ yahu nedir bu diyorum. Bir trafo bağlayalım olsun bitsin diyorum espriyle karışık. Aşkın rengi konusunda net bir şeyler söyleyemem ama resmi konusuna ise vereceğim cevap; el ele tutuşan bir çifttir.

---Sanatsal bir tarifi var mıdır?

Herkes bir sanatsal tarif yapabilir. Kimi bir tiyatro oyununa benzetebilir. Kimisi kısa metrajlı bir filme, kimisi şiire.. Ben aşkı şiire benzetiyorum. Aşk şiir gibidir ve şiir sözdür. Söz ilk başlayan şeydir. Her zaman ifade ettiğimiz bir şey vardır.Dinlerin ilk emri oku olmuş. Kuran-ı Kerimde de ikra, İncilde de ikra, Tevratta da ikra olmuş. Oku dediklerine göre şiir başlamış, söz başlamış. Çünkü okuyan adamın yaptığı ilk şey bence şiir yazmak olmuş. Dolayısıyla bana sorarsanız aşk şiirdir. Kâbe’nin duvarında yapıştırılmış ve herkes tarafından hayretlerle okunan o güzel sözlerdir. Ama tabii biliyorsunuz daha sonra Kuran-ı Kerim indi ve şiir öldü. En büyük belagat indi.

---Metafiziğinde acı varken mutluluğu çekilen acı mıdır?

Aşk acısı konusunda farklı düşünüyorum. Bazıları bunun iyi bir şey olduğunu düşünür. Bana sorarsanız bu bir ruh hastalığıdır. Düşünün aşık olduğunuz insan size bakmıyor, görmek istemiyor ve siz durmadan yanıyorsunuz. Bu çok berbat bir durum ve öyle çok hasta tanıyorum. Mesela, deli diyorlar aşık olan adamlara. Çünkü onlar toplumun dışında hareketler gösteriyorlar. Onlar aşık ve onların ayrı dünyası var. Bizim dünyamızdalar, fakat farklı bir metafordalar. Herkes maç seyrederken, o aşkını düşünür, herkes siyaset konuşurken, o aşkını düşünür. Her şeye aşkıyla cevap vermeye başlar. Aşkı tuz olsa, yemek yerken onu katacak. Dolayısıyla aşık adam delidir ve deliliğini de kabul etmesi gerekiyor. Aşk başlı başına bir deliliktir.

---Hiç âşık oldunuz mu?

Evet oldum. Bittiğinde çok da kötü oldu. Kendimi çok kötü hissettim. Birkaç yıl kendimi toparlayamadım. Sonra kendime çok üzüldüm. Bu kadın sevilecek kadın mıydı!? Ne aptalsın diye kendime kızdım. Çünkü ben çok sevdim, dört yıl kadar hiç unutmadım. O hemen gitti evlendi ve birkaç çocuğu oldu. Onun için çabuk bitmiş ona üzüldüm.

---İlk aşk önemli midir?

Hatırlamıyorum. O zaman önem bile taşımıyordu. Genelde şöyle derler, “İlk aşkım” ama tuhaftır bir adama sorun aşklarını say diye. Bana sorarsanız ilk ne ise 2’de odur 4’de, 5’de aynıdır. Hepsi de birbirlerinden değerlidir. Hepsiyle de beraber olmuşsundur. Hepsini de sevmişsindir. Ne demek ilki çok farklıydı. Sonuncusu çok mu kötüydü. 3.sü berbat ise ona neden aşık oldun.

---Âşık kendini nasıl hisseder?

Aşık değilim ama nasıl bir aşık olurdum? Aşkım ne isterse yapardım. Bundan daha büyük bir delilik var mı? Ben böyle bir aşığım. Ölümden korkmaya başlarım. Hem aşkımın ölmesinden, hem de ondan ayrılmaktan korkarım. Bu yüzden âşıklar birbirlerini kaybetmekten çok korkarlar. Aşk biraz da ayrılığa dairdir zaten.

---Aşk bittiğinde acısı nasıl yaşanır?

Platonik aşklarım çok oldu benim. İmkânsız aşkı sevdim hep. Ulaşamayacağım. Çünkü ulaştıktan sonra aşk olur mu? Ben, aşk ayrılığa dairdir diyorum. Genelde ulaşamadığımız, elini tutamadığımız aşk çok kutsaldır. Yeni bir aşkla, ya da yeni bir aşk beni bulana kadar. Çünkü ben bulamayacağıma göre…

---Aşık ağlar mı?

Eğer insan seviyorsa ve ulaşamıyorsa kimi zaman ağlamıştır da…

---Aşk da en büyük silah zekâ mı?

Tabi ki zekâ… Ama duygular da önemli. Duygu yoksa aşk da olmaz.

---Kadınlarla kolay iletişim kurabiliyor musun?

Çok kolay iletişim kuruyorum. Çok kolayda ayrılıyorum. Kadınlarla ilişkim çok relax ama nedense çok kolayda ayrılıyorum. Ben kadınların kendilerinden emin olduklarını düşünmüyorum, inanmıyorum. Kadınlar ne istediğini bilmiyor. Kadınlarla dürüst, yalansız, adam gibi konuştuğunuz zaman istediğiniz gibi sonuç elde edemiyorsunuz.

---Kadını anlamak kolay ve öğrenilebilir bir dil midir?

Çok zor bir şey… Her kadın bir dildir zaten. Her kadını ayrı bir yere koymak gerekiyor. Diyelim ki, dünyada 3 milyar kadın var. Bu demektir ki, 3 milyar dil var. Çünkü test ettiğiniz her kadın aynı değildir. Birinin beğendiğini diğeri beğenmiyor. Bu nedenle öğrenilebilir bir dil değildir. Çok zor nasıl olacak 3milyar dili öğrenmek. Zar zor Kürtçe ve Türkçe öğrendik. Hiç kimsede anlayamaz zaten. Kadını anladım diyen adam gerçekten ermiş. İnsanlar evli oldukları kadınlarını bile anlamıyorlar. 40 yıl evli kalıyorlar,40’cı yılın sonunda “seni anlamadım” diyorlar. Demek ki çok zor…

---Kadınlardan ne öğrendiniz?

Çok şey öğrendim. Annem bir kadın… Ondan çok şey öğrendim. Kız kardeşimden çok şey öğrendim. Sevdiğim kadınlardan da sevilmeyi öğrendim. Sevmeyi öğrendim.

---Kadın ne ister?

Bu matematik formülünden daha zor bir soru. Bir logaritma formülünü öğrenip çözebilirsin. Ama kadını çözemezsiniz. Kadının formülü yok. Dolayısıyla bence bu sorunun yanıtı çok zor. Her kadın bir şey ister. Ortak bir şey istemezler ki. Her biri ayrı bir dil, ayrı bir dünya. Ne istediğini kadın bile bence tam olarak algılayamamıştır. Hala kadın bile bu sorunun cevabını arıyordur bence.

---Erkeğin kadında aradığı özellik nedir?

Bakışları beni çekiyor. Fiziksel güzel bir duruş beni etkiler. Güzellik çok önemli, bir de zekâ.

---Erkek ne ister?

 Mutlu olmak-edilmek ister. Onunla zamanı idam etmek ister ve o zamanda kaybolmak ister.

---Bir erkeğin “kadınlara karşı hep dürüst oldum” diyebilmesi mümkün müdür?

Bir kadın için de mümkün değil, bir erkek için de mümkün değil. Erkekler de yalan söylüyor, kadınlar da yalan söylüyor. Hele günümüzde bir kadın aynı anda bir kaç erkekle çıkabiliyor, bir erkek de birkaç kadınla. İşin tuhaf tarafı hepsi de bundan haberdar olmalarına rağmen vaziyeti korumaya çalışıyor.

---Kadınların hangi özellikleri seni hasta ediyor?

Sinirli anları. Durmadan her şeyin kendileri gibi olmalarını istemeleri…

---Erkek hayatının hangi döneminde kadını etkilemeye çalışır?

Bir erkek için açıkçası hiçbir zaman ve her dönem. Bu nasıl oluyor? Hayat içerisinde bir hanımefendiyle karşılaştığınızda, ya da etkilendiğinizde ona göre bir davranış sergiliyorsunuz. Bir erkek hayatın her dönemin de etkilemeye çalışır.

---Bir erkeğe alınabilecek en etkileyici hediye?

Aldığım hediye 14 Şubat günü bir kazak oldu. Hava soğuktu. Çok ince bir davranış diye düşünüyorum. Benim de kadın için yazdığım şiir.

---Bir kadına verilebilecek en etkiliyeci hediye?

 Her kadına göre değişir bu... Galiba bunun için sevgilinizi veya eşinizi çok iyi tanımanız gerekiyor. Tanıyorsanız, hediyeniz hazır demektir. Çok zorlanmazssınız ama tanıma aşamasındaysanız, züccaciye, çiçekçi, gümüşçü ve kuyumcularda harcayacağınız çok zamanınız olmalı.

---Kadınlarla ilişkilerinde erkek ne kadar cesur olmalı?

Kadınlarla ilişkilerimde çok cesurum. Hatta saldırganım diyebilirim.

---Erkeği korkutan ve hazzetmediği kadın tipi?

Sinirli bir kadın beni korkutur. Ben biraz daha uyumlu bir kadın istiyorum. Beni anlayan ve çabuk parlamayacak.

---Erkek kadında neyi bulmadığında yoksunluk hisseder?

Sevgi bulmadığım zaman, aşk bulmadığım zaman, yakın ilgi bulmadığım zaman…

---Düşlediğimiz aşkı yakalamak mümkün mü?

Ya kim yakalamış ki… Yakalayanı getirin ben de onu yakalayayım. Yok öyle bir şey… Ben ideal aşkın olduğuna inanmıyorum.

---En sevdiğiniz aşk filmi?

Çok fazla izlemem. Fatak bu soruya cevabım Züleyha ve Yusuf.

-En sevdiğiniz aşk şarkısı?

-- Cesaretin var mı aşka.

---“Erkekler ağlamaz” doğru mu?

Olur mu öyle bir şey. Yani erkekte insandır, her şeyden önce öyle bakmak lazım. Erkek niçin ağlamasın ki. Ağlamıyorum diyen erkekten hazzetmiyorum. Açıkçası senin hiç mi kalbin yok, duyguların yok. Mutlaka ağlar. Kimi aşkı için ağlar. Kimisi gizli ağlar ama ağlar mutlaka.

---Aşk her şeyi affeder mi?

Ben inanmıyorum. Ne demek affeder. Aldattın ve affet. Aşk aldatmayı asla affetmez. Sadakat ister.

---“Aşkın kanununu yazsam yeniden” diye bir şarkı var bildiğimiz gibi. Aşka yeni bir kanun yazsaydınız nasıl bir kanunun yazardınız?

Yeniden bir kanun yazsak aşka: Âşıklar için ayrı bir dünya olmasını isterdim. Yeni bir galaksi… Çünkü âşıklar kavga etmezler. İnsan âşık olunca mutlu olur. Herkese saygılı olur. İnsanlar âşıklardan çok şey öğrenebilirler aslında. Aşk delilik değil, çok güzel bir hastalıktır. Keşke insanların çoğu bu hastalığa tutulsa... Yaşadığımız Türkiye için söylüyorum, hepimizin aşka ihtiyacı var. Şu anda çok da güzel şeyler yaşamıyoruz. Acı var, gözyaşı var. Elimde bir iksir olsa, peri tozu olsa; savaşanlara, çatışanlara bu tozu atsam ve yeniden bir kanun yazsam: herkes âşık olsun derim. Sevmek varken neden insanlar birbirlerini öldürsünler ki. Daha çok âşıkları incitiyoruz. Yıllar önce annem bana biz söz söylemişti. “Birini incittiğinde onunda bir annesi olduğunu unutma”. Dolayısıyla aşkın kanununu yazsam, herkesin âşık olmasını isterdim.

Basın İlan Kurumu Mehmet Gönenç’den yorum:

Sıradışı ve hoş bir konu bulmuşsunuz. İşle işle bitmez, on yıl sonra bile bu konu güncelliğini hiç yitirmez. Naif ve nazik, latif bir gündem. Herkes aşık olmuştur, ayrılmıştır ve unutamamıştır. Aşkın kanunu var mı bilmem ama şarkısı vardı ve herkes bu şarkıda bir kanun aramıştır belkide... Yoğun ve stresli geçen gündemimizi, unuttuğumuz bu duyguları tekrar yaşattığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Devamı gelsin lütfen.