Sezar’ın hakkı Sezar’a. Bu söz yapılan bir yanlış durumda hakkı teslim etmek adına türetilmiş binlerce yıllık tarihi olan bir deyimdir.
Bunu şu amaçla dile getirdim;
Geçen yazımda Batman’da Esrar Kullanımı ve Denetlenmeyen İnternet Cafe adlı bir yazı yazmıştım.
Sağ olsun duyarlı Çağdaş okurları beni uyardı. İnternet Cafe sahibi bu değerli okurlarımız satırlarımı yazarken iyi ile kötü, doğru ile yanlış arasında bir ayrım yapmadığımı, bu durumun kendilerini son derece üzdüğünü, yanlış yapan bir takım meslektaşlarından ötürü kendilerinin de zan altında bırakıldıklarını yazmıştı.
Bana e-mail atarak bu durumu bildiren okurlarıma tek tek e-mail atarak durum hakkında bir düzeltici yazı yazacağımı bildirdim.
Haklıydılar. Sonradan incelediğimde ayrım yapmadığımın farkına vardım.
Ki bu okurlarımdan bir kısmı Batı illerinde internet cafe işletiyorlarmış.
Bırakın tüm Türkiye’yi Batman’ı bile tek tek dolaşıp hangisinde porno var, hangisinde yok diye bir inceleme yapmamıştım ve bu mümkün de değildi.
Ancak birçok öğrenci velisi bu konuda serzenişte buluşmuştu ve benim gidip gezdiğim birkaç yerde bunun böyle olduğunu gördüm.
Ama bu tüm Batman veya tüm Türkiye böyledir anlamına mı geliyordu?
Kesinlikle hayır ve ben bunu kırmızı çizgilerle ayırmamıştım.
Zaman zaman Emniyet teşkilatından tutunda Sağlık, Milli Eğitim, Karayolları, Çevre… Hâsılı her kurum hakkında yazılar yazmaktayız. Orada göstermiş olduğum bu özeni sanırım bu yazımda göstermemiştim. Haklı bir serzenişti bu emekçi arkadaşlarınki. İşini hakkıyla yapan ile yapmayan arasında bir fark olmalı.
Beni haklı eleştirileriyle bu yazıyı yazmaya sevk eden duyarlı arkadaşlarımız şunlar;
Chipset Bilgisayar İnternet Cafe <[email protected]
etem dagdelen [email protected]
Batmanli Batmanli [email protected]
Cafe adreslerini vererek davet eden ve haklı serzenişte bulunan bu arkadaşlara teşekkür ederim.
Yazılarımı takip edenler yakinen bileceklerdir. Bazen sert yazılar yazarım. Tehditlere aldırmam. Rabbim verdi canı, dilediği zaman da alır. Kürt meselesi gibi yakıcı konularda dâhil olmak üzere bildiğimiz doğruları yüreklilikle savunmuşuzdur.
Ancak yaptığımız hiçbir eleştiri yıkıcı anlamda yapılmış elektrikler değildir. Bel altı vurmaksızın olduğu gibi kaleme almışızdır.
Bununla birlikte dilimiz sürçmüş, önceki yazımızda da olduğu gibi yanlış anlamaya mahal verecek yazılar da yazmışsak ki bu şimdiye kadar vaki olmamıştı, özür dilemesini de biliriz. Çünkü gerçek demokratlık ve hümanistlik bunu gerektirir.
İşlerini vicdanlarıyla yapan, ekmeklerini helal yoldan temin etmeye çalışan emekçi internet cafe sahibi arkadaşlarıma çalışmalarında başarılar dilerim.