İŞ KUR tarafından gerçekleştirilen Toplum Yararına Programlar çerçevesinde hafta başından itibaren  il Müdürlüğünde başvurular kabul edilmeye başlandı. İş kur önünde büyük kuyrukların oluşmasına neden olan program başvurularının değerlendirilmesi için müdürlük çalışanları hafta boyunca cumartesi günü dahil çalışmalarını sürdürecekler. Başvurular 10 Ekimde tamamlanacak ve değerlendirme aşamasına geçilecek.

Değerlendirmeler gerçekleştirilirken Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakfının verilerinden de yararlanılacak ve işe alınacak olan iki bin kişi bu değerlendirmelerden sonra belirlenecek. Başvuruları kabul edilerek seçilenlerin 5-6 Kasım tarihlerinde işe başlatılması planlanıyor.

İŞ KUR Batman İl Müdürü Besim Eviz’den aldığımız bilgilere göre bu yıl program için ayrılan ödenek 24 milyon TL civarında. Alınacak eleman sayısı ise 2 bin.

Toplum yararına çalışma programlarının başladığı 2009 yılından bu yana bu alanda yaklaşık olarak 102 Milyon civarında bir ödenek kullanımı söz konusu olmuş. Bu program çerçevesinde çalışanlar yılın yaklaşım 9 ayı iş imkânı bulmaktadır.

Program kapsamında 35-65 yaş kategorisindeki erkekler ile 25-45 yaş kategorisindeki kadınlar faydalanmada önceliklendirilmektedir.

Program başlangıcından 20 kişi ile işe başlandığını belirten yetkililer bugün bu sayının 2 bine çıkmış olmasından da memnuniyet duyduklarını ve çalışmalarını aralıksız sürdüreceklerini belirttiler.

Toplum yararına çalışma programları sayesinde birçok vatandaşımızın asgari ihtiyaçlarını karşıladıkları inkâr edilemez bir gerçek. Ancak bu yüksek ödenek harcamalarına rağmen bu programların istihdam konusunda yeterli olduğunu söylemek de imkân dâhilinde değil.  Bu uygulama daha evvel bir istihdam şekli olarak yürürlükte olan ve bugün de kısmen kullanılan geçici işçi meselesi uygulamasına benzemektedir. Ancak diğer çalışma şeklinde geçici işçiler emekli olana kadar veya çalışmama beyanına kadar işlerine devam ediyorlardı. Bu program kapsamında aynı avantajlar söz konusu olamıyor.

Bu programlar sayesinde sağlanan olanaklarla birçok ailenin geçim imkânı sağlanıyor. Bu doğru ancak toplamda harcanan veya ödenen para dikkate alındığında bu harcamaların yatırıma dönüşmediğini ve zincirleme bir üretime neden olmadığını da görmek gerekiyor. Çünkü 2009 yılından bu yana harcanan 102 milyon yani eski hesapla 102 trilyon lira harcanarak çok güzel birkaç üretim tesisi veya fabrikayı Batmana kazandırmak mümkündü. Buralarda sürekli olarak çalışacak işçiler aynı zamanda bir zincirleme hareket sağlayacakları için de ilimize daha yararlı bir iş yapılmış olabilirdi. Elbette bu öneri programlar uygulanmasın anlamı taşımıyor ancak kaynakların kalıcı yatırımlara harcanmasının ya da üretime yönelik harcanmasının daha faydalı olduğu kanısı taşımaktayız. İş Kur, Dika, Kosgep,Sosyal Hizmetler kapsamında uygulanan projeler kapsamında belirttiğimiz alanlarda da kredilerin kullanıldığını ve yatırımların teşvik edildiğini elbette biliyoruz. Bizim önerimiz yeni istihdam alanı yaratmak ve insanların sürekli iş sahibi olmasını sağlamak için gerekli hassasiyetlerin gösterilmesine yöneliktir.

Toplum Yararına çalışma programlarının yatırımdan çok hizmet odaklı olması da anlatmaya çalıştığımız konuya işaret etmektedir.

Sonuç olarak İŞ KUR tarafından uygulanmakta olan işbaşı programları gibi Toplum yararına çalışma programları da işsizlik sorununun aşılması konusunda destekleyici programlardır. Ancak bu yöntem kalıcı yatırımlar sağlamadığı için pansuman tedbir olarak karşımızda durmaktadır. İnsanlarımız programda belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere bir çalışma alanı bulabilmekte ancak süre bittikten sonra yine eski işsiz duruma dönmektedir. Eğer kaynaklar üretime yönelik tesisler için kullanılsa ve bu program kapsamındaki insanlar bu alanlarda istihdam edilse mutlaka daha faydalı sonuçlar ortaya çıkacaktır. Çünkü o zaman hizmet sektörü yerine üretim sektörü canlanacak ve zincirleme bir etkileşim sonucunda birçok insanımıza iş imkânı sağlanmış olabilinecektir.

Bu programları yaşama geçirenler elbette bir dizi araştırma ve deneyim sonucunda böylesi bir sonuca ulaşmışlardır. Ancak sosyal destek programları ne yazık ki sorunların çözümüne katkı yerine sorunların sosyal patlamalara yol açmasını geciktirmeye yarıyor ama sorunu ortadan kaldırmıyor. Pansuman tedbir olarak uygulama alanı buluyor. Bu programlarla insanlar sadece bir beklenti ile avunmakta asıl sorun çözüme kavuşamamaktadır.

Bu eleştirilerimize rağmen pansuman tedbir olsa bile bu tür programların sosyal patlama eşiğine gelmiş olan toplumun bir kesimine sağladığı katkı nedeniyle nefes açıcıdır. Ancak yetkililerden beklentimiz istihdama yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi için adımların atılması ve teşviklerin artırılmasıdır. Batman Türkiyenin en fazla işsizini barındıran ilidir. Bu nedenle bu kente daha fazla yatırım yapılması gerekmektedir. Elbette yatırım için huzurlu bir ortam gerekiyor. Bunun sağlanması için de hepimizin katkı sunması zorunluluk. Huzurun olmadığı yerde yatırımdan söz etmek mümkün olmadığı gibi istihdam sorununu çözmek de çok zor oluyor elbet.