Gazetemiz Batman Çağdaş okurlarından Amerika Birleşik Devletlerinin New York şehrinde yaşayan ve zaman zaman memleketi Batman’a da gelen kadim Dostum Yavuz Demir ve Üniversitesi öğrencisi Tuba Yıldız’ın yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Batman Üniversitesinde okuyan okurumuz Tuba, Üniversite okuduktan sonra gerek Üniversite hayatına ve gerekse geleceğe yönelik vizyonunda büyük değişimler yaşamış ve bunu kendinden sonra öğrenci olacak arkadaşlarıyla da gazetemiz aracılığıyla paylaşmak istemiş.
Dostum Yavuz ise Gezi Parkında yaşananlara yönelik bir gönderme de bulunmuş.
TUBA YILDIZ
Sevgili Çağdaş. Bana bu köşede yer vermenizden ötürü teşekkürlerimi iletmek isterim. Üniversite demek belli engelleri, barajları, zorlukları aşıp süzgeçten geçmek demek. Vasıflı ve vasıfsız insanların ayırt edildiği, birbirine göre bazı özellikler yönünden sınıflandırılması ve bir üst kategoriye alınması açısından son derece önemli bir ayraç olarak kabul edilir. Bireyde var olan performansın, gizli güçlerin ortaya çıkarılması ve bu yeteneklerin geliştirilmesi açısından üniversitenin katkısı göz ardı edilemez  büyüklükte.
Hiç kimsenin belli bir eğitimden geçmeden, belli yeterlilikleri yerine getirmeden başarılı olması düşünülemez. Doğru ve derinlikli bir eğitimle bireydeki üst düzey düşünme, yaratıcı özelliklerini ortaya çıkarma, olaylara, olgulara farklı açıdan bakabilme, problemlere etkili ve kalıcı çözüm sağlama, günlük hayattaki sorunlara çare bulma, kendini geliştirme, eksikliklerini görebilme, fırsatları iyi değerlendirme, zorluklara başa çıkabilme gibi birçok özelliğin kazanılması güçlü ve disiplinli bir eğitim sayesinde mümkün olmakta. Üniversite bunun için uygun alt yapıyı hazırlar.
Başarı demek hayat kalitesini artırmak ve hayattan tam bir doyum almak ise üniversite okumakla daha bilinçli, yaratıcı, esnek, yapıcı olup, özgüveni yüksek, üst düzey düşünebilen özelliklere sahip olunabilir. Başarı engelleri aşmaktır, sorunlara çözüm bulabilmektir, olaylara farklı bakıp yorumlamak ve bunu hayatına yansıtmaktır. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?
Üniversitede alınan eğitim gelecekteki başarıyı yordama açısından beklenen düzeye erişip kendi yeteneğini, gizli güçlerini, üst bilişsel özelliklerini ortaya çıkarmak vebaşarıya ulaşmak için bireyi hedefe doğru büyük adımlarla yaklaştırmak  ve bireyin kendini gerçekleştirmektir.
Ünlü bir düşünürün dediği gibi ‘insanın kafası doğuştan boş bir levhadır’ Üniversite bu levhaya en doğru, en planlı, en güçlü şekilde iyi bir eğitimle doldurup hayatta başarılı olmanın yollarını öğretmekte.
Bu manada Batman Üniversitesinde dersimize giren/girmeyen tüm Hocalarıma teşekkürleri bir borç bilirim.
TUBA YILDIZ
BATMAN ÜNİVERSİTESİ
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM 2.SINIF
 
 
YAVUZ DEMİR   
 
Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya ve arkadaşları bugün yaşasaydı acaba Gezi Parkı olaylarında atılan sloganlara ve serzenişlere ne tepki gösterirdi, çok merak ediyorum.
Mesela bir tanesi, "göstericilere, sığınmak için kapıları açmayan Starbucks'ı kınıyoruz ve bir daha ordan kahve içmeyeceğiz... " imza: gezi parkı devrimci gençleri 

eee hani ne demişler, "kahrolsun amerika; garson ver bir kola"

Ben ve akranlarım bazen şanslıyız diyorum kendime; ara nesil gibi bir şey olduk belki ama kelimelerin içlerinin nasıl boşaltıldığına şahit olduk: içki içen ve devrimci olduklarını iddia edenlerin "lümpen" ve "burjuva" tabir edildiği günlerden, içki içmeyenlerin hain ve karşı devrimci tabir edildiği günlere gelindiğini gördük.

Ben ve akranlarım !, biz şanslıydık; gözden kaçanları tekrar gözden geçirdiğimde görüyorum ki şanslıydık, biz konuşurken kullandığımız kelimelerin sözlük anlamlarını öğrenmeden kullanmazdık, utanır, sıkılırdık kullanmaya, acaba yanlış bir anlamda kullandım da komik duruma mı düştüm diye. Biz devrim kelimesini kullanırken Ali Şeriati'nin yorumlarını tartışırdık çünkü o bir düşünürdü, düşünce sistemlerinin birbirini devirmesini konu edinirdi; oysa şimdiki devrimci modasının müritleri devrimden bahsedilince hükümet devirmeyi anlıyorlar; yani bir çeşit LEGAL DEVRİMCİ olmuşlar. İroniye bakar mısınız, devirmek istediğin tarafın seni legal görmesi...

Yok, biz şanslıydık. Bu farkı gördüğümüz için şanslıydık. Bu farkı görmeyenlerin sayısının bir hayli olması beni daha çok gururlandırıyor; sanki bu farkındalığın sadece ben akranlarıma özel olduğu hissini veriyor, özel olma hissi... Yıllarca bu özel olma hissi nasıl bir şeymiş diyerek özel olmayan bir yaşam süren ben ve akranlarım, bu hissi belki de biz fark ettik...

Bir dönem, aktörleri ile birlikte rafa kaldırılmış ise de o dönemin ve aktörlerinin seyircileri dolaşıyor hala içimizde, hem de insanlar arasındaki farklılığı bir ayıp görerek değil de bu farklıların birlikteliğinin bir güç oluşturduğunun farkında olarak...

Demem o ki, garson bize bir oralet, bir ayran, bir tarçın ve bir de çay lütfen...