Kişinin Allah rızası gözetmeyerek, yalnızca imaj oluşturmak amacıyla ibadet etmesine ve dindar pozlar bürünmesine ‘riya’ denir.

Başka bir ifadeyle riya iş, davranış ve ibadette gösteriştir. Salih bir ameli Allah (c.c.) rızasını kazanmak için değil, insanların beğenisini, onların hoşnutluğunu kazanmak için yapmaktır. Bu şekilde gösteriş yapanlara ‘riyakâr' denir.

Riya, samimiyetsizliğin, ikiyüzlülüğün, kişiliksizliğin bir sonucudur. Zayıf karakterli insanlar, ya bir çıkar sağlamak, ya bir makam elde etmek, ya da şöhrete ulaşmak için başkalarına şirin görünmeye çalışırlar. Onların hoşuna gidecek davranışlarda bulunurlar. Oldukları gibi değil de yaranmaya çalıştıkları kişilere göre görünürler, ortama göre hareket ederler.

İbadetlerin geçerli olması için gösterişten uzak olması gereklidir. Diğer insanların beğenisini Allah'ın beğenisinden üstün tuttuğumuz zaman Allah'a ortak koşmuş (şirk koşmuş) oluruz ki, en büyük günah budur. Peygamberimiz Müslümanlar için en çok korktuğu şeyin gizli şirk, yani gösteriş olduğunu belirtmiştir.

Allah, Bakara suresi 264. ayette gösteriş yapanlar (riyakârlar) için şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin hali, üzerinde az bir toprak bulunan bir kaya parçasının haline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş hâlinde bırakır.”

Başka bir ayette ise ;

“Şu namaz kılanların vay haline ki onlar, namazlarından gaflet ederler (kıldıkları namazın değerini bilmez, ona önem vermezler). Onlar gösteriş (için ibadet) yaparlar.” (Maun sûresi, 4-6)

Kehf Sûresinin 110’uncu âyetinde:

“Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa, salih amel yapsın ve Rabbine (yaptığı) ibâdette hiç kimseyi ortak etmesin.” buyurulmuştur.

Gösteriş için Kur’an okuyanlar, geçinmek ve insanlar kendisine ‘bilgili’ desinler diye ilim öğrenenler, dini alet ederek dünya çıkarı sağlamaya çalışan istismarcılar, insanlara iyiliği emredip kendileri yapmayanlar ve benzerleri dinimizce şiddetle eleştirilmektedir.

Müslüman, ibadetini reklam ederek yapmaz. Gösterişten uzak ve gizlice yapar. Yoksullara, ihtiyaç sahiplerine bir şey verdiğinde “sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak kadar gizli” verir ki, Peygamberimiz böyle kimselerin kıyamet gününde özel olarak ödüllendirileceğini bildirmiştir. O hâlde ibadetlerimizde ve günlük yaşantımızda Allah'a ve insanlara karşı samimi davranarak gösterişten uzak durmak; mümkün olduğu kadar ibadetleri gizli yapmak, Allah'ın rızasını insanların övgüsünden ve benzeri çıkar düşüncelerinden üstün tutmak gerekir.

Sosyal medyada yapılan, “Namaz kılarken çekilmiş fotoğraflar, Cuma namazındayım, bir an önce akşam ezanı okunsun çok acıktım, ” gibi ibadetleri ve inançları paylaşmak ne derece doğru siz karar verin. Yaptığınız duaları ve ibadetleri sosyal medyada arkadaşlarınıza değil, Allah’a yapın.

Her dini bir günde, her bayramda sosyal ağlar üzerinden yapılan ibadetlerin ifşa edilmesi, hoş karşılanmamaktadır.

Selam ve Dua ile Allah’a emanet olunuz.