Değerli Okurlar, önceki gece milyonlarca kişi, Türkiye genelindeki illerden sadece İstanbul'daki yakınlarını telefonla aradı.

Çünkü İstanbul'da da paniğe neden olan bir deprem yaşandı...

Yaygın medyaya düşen haberin özeti şu şekildeydi: "Merkezi üssü Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde 5.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Ege ve Marmara genelinde özellikle İstanbul, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Edirne ve İzmir ile çevre illerde hissedildi. Depremin ardından takip eden 1 buçuk saat içinde en büyüğü 3.7 olan 22 tane artçı sarsıntı kaydedildi."

Basite alınacak bir gelişme değil. İnsanlarımızın endişelenmesi için yeterli sebep vardır...

Herkesin İstanbul'da mutlaka yakınları ikamet ediyordur.

Ki deprem sadece İstanbul'da hissedilmemiş. Ege ve Marmara bölgelerindeki pek çok kent sarsılmış...

Ülkemizin nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu illerde 5 üzerindeki deprem elbette tedirgin edicidir...

**

**

Yıllardır yaşanan her deprem sonrasında toplumumuz derin korkulara kapılmakta, panik ataklar yaşanmaktadır.

Her deprem sonrasında yaygın medyada açıklama üstüne açıklama yapan uzmanlarla karşılaşmaktayız...

Deprem uzmanları olarak medyanın karşısına çıkanların sözleri birbirini tutmamaktadır...

Uzmanların uzlaştıkları nokta belli, özetle şöyle diyorlar;

'Ülkemiz deprem kuşağında, 7 ve üzeri depremlere hazır olmalıyız. İstanbul'da çok büyük bir deprem bekliyoruz...'

Bunu neredeyse kundaktaki çocuklar bile ezberledi...

Ancak bilmek ayrı, tedbirler almak ayrıdır...

Herkes yıkıcı depremlerin yaşanacağını biliyor, ancak devasa binaların, gökdelenlerin inşası hız kesmiyor...

Daha depremler yaşanmadan İstanbul'da göçen binalar gerçeğini hepimiz görüyoruz...

Yalan mı?

**

**

İstanbul Kartal'da bir tek bina çöktü, ilk gün iki kişinin öldüğü açıklandı.

Günler sonra sayı 21'e ulaşırken, bir binanın enkazında yanılmıyorsam 5 gün boyunca canlı arandı...

Bütün imkanlara rağmen günlerce bir tek bina enkazındakilere yaklaşık bir hafta sonra ulaşılıyorsa, varın siz düşünün olası 7 şiddetindeki depremi...

Allah korusun...

Duamız bu ama çare değil...

Allah korusun demekle korunmuş olmuyoruz...

Bu doğru bir tevekkül değildir...

Depremler için tedbirini al, sonra Allah'a tevekkül et.

Ülkemiz genel olarak tehlikeli fay hatları üzerindedir. Bu gerçeği neredeyse ilkokul çocukları da biliyor. Yaşanan sayısız büyük depremlerde on binlerce insanımızı yitirmişiz…

Her büyük deprem sonrasında bilim insanları, depremsellik gerçeğine dikkat çekip, acil önlem alınmasının gerekliliği konusunda ahkâm kesiyorlar…

İyi de dikkate alan var mı?

**

**

JAPONLAR UZAYLI MI?..

Bilim insanları, sürekli olarak; “Çürük zeminlere bina yapılmaması gerekir. Aslında depremler değil, ihmaller öldürüyor. Deprem yönetmelikleri herkes için çok önemli. Bu konularda toplumun tüm kesimleri bilgilendirilmeli” diyorlar…

Peki, bunu kime söylüyorlar?

iki yıl önce yine Çanakkale’de 5.3 olan bir deprem yaşanmıştı. Dönemin Kızılay Genel Başkanı, 313 evin yıkıldığını açıklamıştı…

Japonya’da 6-7 şiddetinde depremler sıklıkla yaşanırken, bazen yapıların hasar görmediği konusunda haberler okuyoruz değil mi?

Bu ifadelerimi okuyacak olan bazı okurlarımın, “Türkiye ile Japonya’yı neden kıyaslıyorsunuz ki?” diye soru soracaklarını adım gibi biliyorum…

Neden kıyaslamayalım?

Japonlar dünyalı değil mi?

Onlar uzaydan mı geldi?

Onlar da bizim gibi insanlar değil mi?

Neyimiz eksik?

İkinci Dünya Savaşında iki atom bombası yemiş, tsunamilerle sürekli boğuşan o minik insanlardan kendimize dersler çıkarmamız gerekmez mi?

Depremleri ve sonrasındaki yıkımları, ölümleri bir kader gibi yorumlayanları sorgulamayacak mıyız?

5.3 şiddeti ile 313 ev yıkılıyorsa, Allah korusun 7 şiddetindeki depremi düşünmemiz gerekmez mi?

Sadece Marmara ve İstanbul özeli deprem tehdidi ile karşı karşıya değildir. Batman’ımız ikinci derece deprem kuşağında olmasına karşın, çok büyük risk altındadır…

Maalesef gerekli tedbirleri almıyoruz. Tedbir almadığımız gibi son yıllarda çok katlı binalar yükseltiyoruz…

Devamı yarın