Bölgemizin ve yöremizin yer altı zenginlik kaynakları ile ilgili veriler hakkında tam bir bilgi sahibi değiliz.

Zira bu veriler kamuoyu ile paylaşılmıyor.

Yöremizde genel olarak yer altı zenginlik kaynağımız olarak herkes siyah mahsul olan petrolü biliyor.

Türkiye’de ilk kez petrolün bulunduğu kentin Batman olduğunu ilkokul çocuklarımız da biliyor.

Yine Türkiye’nin ilk rafinerisinin Batman’da kurulduğu da kamuoyunun malumudur.

Batman, petrol sayesinde büyüyen ve gelişen bir kent olmuştur.

Bu kentin varoluş sebebi petroldür.

Ancak yer altı zenginlik kaynaklarımızın sadece petrolden müteşekkil olmadığı gerçeğine inanıyorum.

**

**

KAPATILAN PETROL KUYULARI HİKAYELERİ!..

Bu kentin en önemli yer altı zenginlik kaynaklarının da bazı politikalara kurban edildiğine dair bilgi ve duyumlara sahibiz…

Petrol sektöründe çalışan bazı emekçiler eğer kamuoyunun karşısına çıkıp, bazı gerçekleri dobra dobra anlatamıyorlar!..

O nedenle bilgiyi kesinleştirecek imkanım olmadığından duyumlarla yetiniyorum…

Neden mi söz ediyorum?

Yıllar önce bazı TPAO emekçilerinin konuşmalarına kulak misafiri olmuştum. Petrol arama çalışmaları sırasında artezyen şekilde petrol bulduklarını belirten işçiler, kuyuların kapatılması talimatları verildiğini ifade etmişlerdi.

Söz konusu işçiler, 12 Eylül darbesinden sonraki süreçte Şelmo’da, artezyen şekilde fışkıran kaliteli petrol bulduklarını, ancak kuyuların kapatılması emri nedeniyle bir şey yapamadıklarını söylerken, gerekçe olarak Amerika’nın buna izin vermediğini söylüyorlardı…

Aynı işçiler, Şelmo başta olmak üzere yörede sayısız kuyuda kaliteli petrol bulunmasına rağmen aynı gerekçe nedeniyle petrol arama çalışmalarına başka yerlerde devam ettiklerini belirtirken, üzüntülerini ifade ediyorlardı…

**

**

En az on beş yıl önce bu tür bilgi ve duyumlara tanık olmuştum. Hatta köşemde bu konuda yorum yaptığımı hatırlıyorum.

Tabi resmi bir açıklama yapılmadı. Yazdıklarım tekzip edilmediği gibi, doğrulanmadı da.

Bunları niçin mi yazıyorum?

Petrol arama çalışmaları için dünya kadar para harcıyoruz.

Petrol arama çalışmaları için açılacak kuyular için arazi sahiplerine para ödendiği gibi, çok büyük maliyet gerektiren harcamalarla aylarca sondaj yapılıyor…

İki ay önce gazetemizde yer alan bir haberde, TP’nin kiraladığı bir uçağın havadan keşif yaparak petrol arama ve tarama çalışmalarını yürüttüğüne dikkat çekilmişti. Dilerseniz önce o haberin özetine bakalım:

“Türkiye Petrolleri, bölgede artık sismik çalışmalarını havadan yapıyor. Bir İngiliz firmasıyla yapılan anlaşmayla 10 Kişilik uzman petrol ekibinin görev yaptığı Türkiye Petrolleri’ne ait uçak, Batman Havalimanı’ndan güneşin ilk ışıklarıyla birlikte Doğu ve Güneydoğu’da petrolün bulunduğu bölgeleri keşfetmek için bölgeyi karış karış kayıt altına alıyor. Dünyanın birçok ülkesinde uygulanan ve ağırlıklı olarak Afrika’da yapılan havadan petrol sismik araştırmalarının ilk uygulaması, bu yıl Türkiye’de de hayata geçirildi. Yer çekimi farklılıklarını tespit eden uçak, coğrafi olarak güç olan yerleri kayıt altına alıyor, yeni petrol sahalarının kuyularını belirliyor. Jeolojik yüzeysel çalışmaların yanı sıra sismik çalışmasını da kolaylaştıran uçağın yaklaşık 1.5 ay süreyle Doğu ve Güneydoğu’daki birçok bölgeyi kayıt altına alacağı belirtildi. Datalara yüklenen veriler, Türkiye Petrolleri’nin Ankara’daki Arama Daire Başkanlığı’nca değerlendirmelere alınarak, yeni açılacak petrol kuyuları için sondaj alanları da tespit ediliyor. Yerden yaklaşık 200 metre uçuş yapan uçağın, sismik araştırmalarını kış mevsimi öncesinde tamamlayacağı öğrenildi.”

**

**

Evet, bu haber beni epey düşündürmüştü. Aradan iki ay geçti. Önceki gün gazetemizde yer alan haberde daha fazla detayın olduğunu gördüm.

Bilemiyorum aynı uçaktan mı söz ediliyor, yoksa TP uçağı farklı mıydı? Ancak yeni haberde havadan jeofizik araştırmalarının da yapıldığı, tüm madenlerin röntgeninin çekildiği bilgisi verilmişti.

Yine haberimizin özetine bakalım, meselenin esası neymiş diye: “Havadan jeofizik verilerinin toplanmasını esas alan proje kapsamında ‘Cessna Caravan’ model sabit kanatlı uçak, Batman Havalimanı’nda bölgenin yarısından fazlasının ölçümlerini tamamladı. Havadan jeofizik araştırmaları kapsamında Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı’nın, Cessna Caravan modeli sabit kanatlı uçakların başlattığı yer altı zenginliği röntgen çalışmaları projesinde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde petrolün röntgeni çekilirken, 4 aydan bugüne kadar bölgenin yarısından fazlasının ilk ölçümlerinin tamamlandığı öğrenildi. Batman Havalimanı’nda konuşlanan sabit kanatlı uçağın 500 saat üzerinde uçuş yaptığı ve bu uçuşların yüzeye yakın olacak şekilde nominal 200 metre yükseklikte gerçekleştirdiği belirtildi. Havadan jeofizik verilerinin toplanmasını esas alan proje kapsamında uçağa gerekli olan cihaz, sensör ve tüm ek donanımların entegrasyonun yapılarak Türkiye’ye getirildiğini belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez: ‘Bu araştırmaları Cessna Caravan modeli sabit kanatlı uçaklarla yapıyoruz. Düşey Manyetik Gradient sensörü, bu model uçaklar için Dünya’da ilk defa bizim projemiz için geliştirilip üretildi’ diye konuştu.”

Haberi okurken, ‘dünyada ilk defa bu model uçaklar bizim projemiz için üretilmiş’ ifadesinin üzerinde özellikle durdum.

Sonra bakanın açıklaması varsa, ulusal medyada daha fazla detay vardır diye düşünerek araştırma yaptığımda, bunun önemli bir proje olduğunu gördüm. Milliyet Gazetesinde; “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ‘Maden kaynaklarının havadan röntgenini çekiyoruz. Planladığımız 820 bin kilometrekarelik alanın 570 bin kilometrekaresini taradık’ diye konuştu” spot başlıklı haberin detayında, Sayın Bakanın, Ankara’da Genel Havacılık Terminali’nde düzenlenen ‘Havadan Jeofizik Araştırmaları Projesi’ tanıtımında konuştuğu bilgisine ulaştım. (http://www.milliyet.com.tr/yeralti-zenginligi-rontgen--ekonomi-2764734/)Bir Bakan eğer uçaklarla, ‘Türkiye’nin maden kaynaklarının adeta röntgeninin çekildiğini’ açıkça ifade ediyorsa, önemli bir proje için para harcanıyor demektir. Yer altı zenginlik kaynaklarımız hakkında uçaklardan elde edilen veriler kamuoyu ile paylaşılmalıdır diye düşünüyorum. Nasıl bir kuyuda kaliteli petrol bulunduğunda kamuoyuna müjde veriliyorsa, havadan taranarak elde edilen bilgilerin de paylaşılmasını istemek hakkımız değil mi?