*Mazlumder Batman şube Başkanı Hasan Argünağa, 28 Aralık 2011 tarihinde yaşanan Roboski katliamını unutmadıklarını ve mazlumder’in tüm şubeleri olarak unutturmayacaklarını belirterek yazılı basın açıklaması yaptı.

ANKARA’NIN KARANLIK DEHLİZLERİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

Roboski olayının yıldönümü nedeniyle Mazlumder genel merkezinin kamuoyuna yaptığı yazılı açıklamanın tüm şubelerin görüşünü yansıttığını anımsatan Mazlumder Batman şube Başkanı Hasan Argünağa, Roboski için yapılan açıklamayı kamuoyu ile paylaştı: “28 Aralık 2011 tarihinde, kendilerini akrabalarından ayıran yapay sınırları tanımayarak“sınır ötesindeki” akrabaları ile alışveriş yapan Roboskîliler bir tufana tutuldu. Türk Silahlı Kuvvetlerine ait savaş uçakları,  siyasi karar gerektiren sınır ötesi bir operasyonla 19’u çocuk, 34 sivil insanı bombalayarak katletti. O geceden bu yana Roboskî, tam 3 yıldır kalbimizin orta yerinde kanayan bir coğrafyanın adıdır. Bu süreçte Roboskîliler, yürüttükleri adalet mücadelesinde her defasında siyasilerce hakaretlere uğradılar, tutuklandılar, katledilen yakınlarını katliam noktasında andıkları için çeşitli cezalarla yargılandılar, defalarca mahkeme ve TBMM’nin kapısına “adalet” umudu ve talebi için aşındırdılar. Fakat bu taleplerine hiçbir karşılık alamadılar. Bu süre içerisinde önce Genelkurmay, sonra da TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan raporların içeriği ve son olarak Askeri Mahkemenin kararından anlaşılıyor ki, adalet üretmesini umduğumuz bu mekanizmalar eliyle katliamın üzeri adeta örtülmek istendi. Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacağı sözü verilen Roboskî davası, ne yazık ki dehlizlerin karanlığında kaybediliyor. Adalet tam 3 yıldır, yani tam 1096 gündür, yani 26.000 saattir gelmediği gibi geleceğine dair bütün umutları da birer birer öldürüyor…

“ROBOSKİ’YE ADALET DİYORUZ”

Roboskî Katliamı, Devletin işlediği katliamlar ve toplumsal travmalar zincirinin son halkasıdır. Bundan sonra böyle katliamların yaşanmamasının garantisi, ancak bu kirli tarihle yüzleşmek ve sorumluların adaletle yargılanması ile mümkün olacaktır. Bu aynı zamanda Hükümet ve Öcalan arasında yürütülen Çözüm Süreci’nin temel bir önkoşuludur da. “Kenar-ı Dicle’de bir kurt kaparsa bir koyunu / Korkarım adl-i ilahî Ömer’den sorar onu” diyen halifenin yolundan gittiği iddiasında olan, ancak 34 masum sivilin katledilmesinden bu yana adalete doğru bir arpa boyu yol almamış olan hükümete bir kez daha sesleniyoruz: O gece Heron görüntülerini hangi birimlerde kimler izlediyse, hedef tayinini kimler yaptıysa, oradaki insanların PKK militanları olduğuna kimler karar verdiyse, vur emrini kim verdiyse açığa çıkarma yükümlülüğü siyasi iradededir. Her adımın kayıt altına alındığı askeri hiyerarşide, uçakları kullanan pilotlardan başlayarak sorumluların açığa çıkarılmamış olması bu katliamın siyasi sorumluluğunu hükümetin üzerine yüklemiştir. Aksi halde adaletin yerini bulacağı güne dek hükümet sorumluluktan kurtulmuş olamayacaktır. Biz MAZLUMDER olarak; 3 sene önce “katır sırtında taşınan ölüleri unutursak kalbimiz kurusun” diyerek verdiğimiz sözün gereği olarak tam 1096 gündür yatıp kalkıp “Roboskî’ye Adalet!” diyoruz. Roboskîlilerin maruz kaldıkları zulmün de mazlumların adalet mücadelesinin de şahidi ve destekçisiyiz. Adalet’in tecelli etmesi için bütün imkanları kullanmaya devam edeceğiz. Eğer adalet bu dünyada yerini bulmaz ise şahadetimizi adl-i ilahî önünde de sürdüreceğimize dair Roboskîlilere ve kamuoyuna söz veriyoruz…”

Editör: TE Bilişim