*Batman’ın yaşayan tarihi olarak bilinen Süleyman Özdemir, çocukluğu ve gençliğinin geçtiği Maymune boğazındaki Raman’ın ilk konağını dün gibi hatırladığını söylüyor ve ekliyor: “MTA yöneticileri konağı sembolik bir fiyatla babama satmak istedi ama imkanlarımız yoktu, alamadık. MTA, o tarihi konak ile lojmanları yıktı…”

*TPAO emeklisi 82 yaşındaki Özdemir, küçük rafinerinin etrafında mahalle olduğunu belirterek: “Maymune Boğazında küçük rafinerinin etrafında küçük bir semt vardı. Fırıncılar MTA’nın petrol işçilerinin ekmek ihtiyacını karşılardı. O boğaz, şen bir yerdi. 1940 Yıllarda oranın elektriği vardı” dedi.

“KONAĞI İYİ HATIRLIYORUM”
1940 ila 1952 yılları arasında MTA’nın üst düzey yöneticileri ile petrolcülerinin kaldığı Maymune Boğazındaki tarihi konağın öyküsünü, Batman’ın yaşayan tarihi Süleyman Özdemir, Batman Çağdaş’a anlattı. Maymune boğazında Çeşmebaşı (Sere Kaniye) köyünün 1940’lı yıllarda 40 haneli olduğunu belirten Özdemir: “O dönemler Batman yoktu. 14 haneli İluh vardı. 13 yaşlarındaydım. Hayal meyal şimdi ki gibi kerpiçten iki katlı ‘Raman Konağı’ olarak bilinen MTA’nın ‘Merkez Kampı’nın ortasında büyük bir bina vardı. Bu binada MTA’nın ilk yöneticileri ve petrol mühendisleri vardı. Benzinli jeneratörlerin ürettiği elektrikle o binalara enerji verilirdi. Kamp Şefi Abdurrahman Durukal’dı. İdare Amiri ise Selahattin Özkan’dı. Selahattin bey atla dolaşırdı, bir de yanında kurt köpeği vardı. Merhum babam Halil ile diyaloğu iyi olan Özkan bey ara ara köyümüze gelirdi, büyüklerimizle sohbet ederdi” diye konuştu.

“KONAK İKİ KATLIYDI”
Maymune Boğazındaki Raman konağının 1952 yılına kadar ayakta olduğunu söyleyen Süleyman Özdemir, şöyle devam etti: “O konak iki katlı büyükçe bir kerpiç binaydı. Alt katta yemekhane, ofis hizmeti veren odalar, üst katta ise sondör, mühendis ve doktorların kaldığı  odalar vardı. Hacı Yusuf kamp bekçisiydi. Kimseyi o binaya yanaştırmazdı. Kampın suyu ise Sere Kaniye’den giderdi. Nail Usta içme suyuna bakardı. Alil Kanat ise Nail Usta’nın yardımcısıydı. Köyümüzde o zaman hane sayısı 20 civarındaydı. Küçük rafineride çalışan ‘Kara Hasan’ın evi de köydeydi.  Şimdilerde o dönemdeki arkadaşlarımdan kimse kalmadı. 1964 yılında TPAO’ya girdim. 15 yıl süreyle çalıştım. Sonradan emekli oldum. TPAO’da işe başladığım dönemde Melih Gencay TPAO Batman Bölge Müdürü idi.”

“RAMAN KONAĞINI ALAMADIK”
Maymune Boğazındaki ilk pilot rafinerinin 13 yaşındayken sökülüp parçalarının Batman’a taşındığına işaret eden Özdemir: “O dönemler küçük rafineride Muhittin Eren, Yusuf Öney, Türko Öztürk ve Ali Kanat çalışıyordu. Türko Öztürk paletli bir dozer üzerinde çalışıyordu. Rafinerinin Batman’a taşınacağı sırada Raman Konağı İdare Amiri Selahattin Özkan, babamla konuştu, ‘Halil Ağa bu konağı sembolik bir fiyata size vermek istiyoruz. Cüzi bir bedel karşılığında konağı size vermek istiyoruz.’ Merhum babam düşündü, taşındı. İmkanlarımız yoktu sonradan MTA o konağın çevresindeki binaların yıkımını gerçekleştirdi. Köydeki arkadaşlarımdan fırıncı Mahmut, Mehmet Özdemir ile konak yerine gittik. Konağın bahçesinde gül vardı. Bir gülü alıp eve geldiğimi dün gibi hatırlıyorum” dedi.

“PETROLCÜLERİN MAHALLESİ VARDI”
Çocukluğunun geçtiği Maymune Boğazı’ndaki ilk petrol rafinerisi ile çevresindeki yapıların yerini dün gibi anımsayan Süleyman Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “O zamanlar yol yoktu, ulaşım meseleydi. Yabancı mühendisler ile MTA personeli ABD malı jiplerle Raman kampına gelip giderlerdi. Bir de batı illerinden petrolde çalışmak için buraya gelenler DDY Batman Garı’nda karşılanıp Raman konağına getirilirdi. İdare Amiri Selahattin Özkan babama hep takılırdı; ‘Halil ağa biz ekinlerinize zarar veriyoruz, siz bizden bir şey istemiyorsunuz.’ Babamın onlardan bir istedi vardı. O da yolda kalan insanların araçlarla gidip getirilmesini isterdi. Küçük rafinerinin bitişiğinde garaj vardı. Yakınında Gürgin Yıldız’ın çalıştırdığı fırını hatırlıyorum. Rafineri alanına yakın bir mahalle bulunuyordu. Raman yolu da eskiden şimdi ki eski kireç fabrikasının kurulduğu güzergahtı.‘Rıza baba’ lakaplı müteahhit o yolu yapmıştı. Raman Boğazı, bir zamanlar şen bir yerdi.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilişim