*86 Yaşındaki İmadettin Yetiz, 1949 yılında köy olan şimdi ki Korık Mahallesinde medrese olduğunu hatırlatıyor ve ekliyor; “O yıllarda Batman-Bismil arasındaki Boyacı köyündeydik. Medrese eğitimi için Batman’ın Korık köyüne geldiğimde, Batman ovası bozkırdı. Sazlık ve yabani hayvanlardan geçilmiyordu.”

*Türkiye’de ilk rafineriyi Batman’da kuran ABD’li firmanın rafinerinin montajında bölge illeri başta olmak üzere birçok yerden işçi alımı yaptığını belirten Yetiz: “ABD’li firma 30 bine yakın işçiyi çalıştırıp rafineriyi tamamladı” dedi.

“İKİNCİ DÜYNA SAVAŞINDA YOKLUK YAŞADIK”
86 Yaşındaki Mele İmadettin Yetiz, ömrünün büyük bölümünün Batman’da geçtiğini söylüyor. Petrol şehrinin eski günlerine ışık tutan 9 çocuk babası ve 22 torunlu Yetiz, “Batman’a Bismil ilçesinin köyünden geldiğimizde İluh tepe başında Nahiye Müdürlüğü vardı. Nahiye Müdürü de Siirt’in Kayhan ailesindendi. 1949 yılında Aydınkonak yani Şimdi ki ‘Korık Mahallesi’ diye bilinen Batman’ın eski köyünde medrese vardı. Köy de şendi. 50-60 haneli köyün tüm evleri kerpiç ve taştandı. Kerpiç yapılı konakları dün gibi hatırlıyorum. Köylüler o dönemler çiftçilik ve tarımdan geçimlerini sağlıyordu. Petrolün yeni bulunduğunu öğrendiğimizde genç sayılırdık” diye konuştu.

“BATMAN OVASI SAZLIKTI”
Korık ile İluh tepe başındaki 5-6 kilometre mesafedeki alanın boş olduğu dönemi hatırladığını ifade eden İmadettin Yetiz, şöyle devam etti: “Korık köyünden İluh kasabasına gitmek için ulaşım güçlükle yapılırdı. Düşünün şimdi evlerin bulunduğu kent merkezi 50-60 yıl önce yoktu. Batman ovası bozkırdı. Sazlık ve sulak yerlerden geçilmiyordu. Batman’ın bu denli büyüyeceğini bizler aklımızın ucundan geçirmezdik. Rafinerinin temelinin atıldığı yıllar ise 1950’lerden sonra başlamıştı. Batman ovasına büyük bir rafinerinin yapılacağı söyleniyordu. Bu aynı zamanda Türkiye’nin ilk rafinerisi olduğu için Türkiye’nin her tarafından teknik ağırlıklı işçiler dönemin petrol kasabasına getiriliyordu.”

“NAHİYE MÜDÜRÜ PAŞA’YI KARIŞTIRMIŞTI”
Batman’ın Nahiye Müdürlerinden Siirtli Kayhan’ın ilginç bir anısını da dile getiren Yetiz: “Eskiden damatlara ‘Paşa’ lakabı verilirdi. Batman merkez de bir düğün yapılmıştı. Mehmet Tanrıverdi’nin oğlunun düğününe gelen Nahiye Müdürü Kayhan, Paşa’nın dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın olabileceğini düşünmüştü. O dönemlerde Celal Bayar da rafineriyi görmek için Batman’a gelmişti. Düğüne gelen Nahiye Müdürü Kayhan, ‘Paşa nerede?’ diye sordu. Biz de O’na damadı gösterip işte ‘Paşamız kaşınızda’ dedik. O anda soğuk bir düş yaşayan Nahiye Müdürü Kayhan da damada para bağışında bulundu. Eskiden düğünlere katılan herkes katkı amaçlı damada bağışta bulunurdu. O gelenekler maalesef şimdilerde kalmadı. Batman’ın eski evlerinin çoğu kerpiç ve taştandı. Bazı evlerin bahçelerinde su kuyusu vardı. Ucuna ip bağlanan kovalarla su çıkarılırdı. Şimdi ki gibi temiz su yoktu” diye konuştu.

“ABD’Lİ FİRMA 30 BİN İŞÇİ ALDI”
ABD’li firma Parsons şirketinin yaklaşık 7.330.000 dolarla kurduğu Batman Rafinerisinin kuruluş aşamasında da binlerce işçinin işe alındığına dikkat çeken İmadettin Yetiz, şöyle devam etti : “O dönemler rafinerinin inşaatında sanatkar bulmak zordu. Bölgede kaynakçı ve borucu bulmak meseleydi. O dönemler çevredeki vilayetlerde bulunan bütün kaynakçı ve borucular Batman’da toplandı. Hatta İstanbul tersanelerinde çalışan kaynakçı ve boru ustaları, yüksek ücretlerle Batman’a getirilmişti. O zamanlar Gercüş, Midyat ve diğer ilçe ile köylerden üzüm ve diğer ürünleri Batman’a getiren köylüler bile ABD’liler tarafından rafineride çalıştırıldı. Yabancıların Batman’a yerleşmesi ile o küçük İluh köyü büyüdükçe büyüdü.”

“BATMAN’IN ESKİ GÜNLERİ GÜZELDİ”
Petrolün bulunmasıyla Batman’ın 60 yıl gibi bir sürede hızla kabuk değiştirdiğini de anlatan ‘Mele İmadettin’ lakaplı Yetiz, şöyle konuştu: “1940 ve 50’li yıllarda gaz lambası ve çıra gölgesinde büyüklerimizin hikayelerini dinlerdik. O zamanlar sıkıntılar çoktu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında her şey bulunmuyordu. Kıtlık vardı. Yine de birçok şeye katlanıyorduk. Huzurluyduk. Elbette yaşımızın gençliği nedeniyle o dönemi arıyoruz. Örf ve adetlere uyardık. 1979 yılında dönemin Bayındırlık Bakanı merhum Şerafettin Elçi, beni işe aldı. Sadece ben değil, bölgede binlerce kişi o’nun döneminde iş imkanı bulmuştu. Diyarbakır ve Elazığ Bayındırlık teşkilatında çalıştım. Emekliyim ama eski arkadaşlarımı da bir bir kaybettim. Beni en çok sarsan 8 Ocak 2018’de geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrılan saygın iş adamı Necat Nasıroğlu’ydu. O bir sulh adamıydı, çalışkandı. Şimdilerde eski arkadaşlarımı arıyorum.”  (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilişim