Bir yandan çevreye ve ekonomiye verdiği zarar, öte yandan hızlı tüketim ve üretim çılgınlığıyla kaynakların hızla tükenmesi ve küresel ısınmayla birlikte düşünüldüğünde geri dönüşümle ilgili gerek yerel basında gerekse de ulusal basında pek çok kez makaleler yazılmakta ve haberler yapılmaktadır. Geri dönüşüm ve çevre bilincini kazandırmak, kurumsal ve bireysel anlamada geri dönüşüm kültürünü hayatımızın bir parçası haline getirmek adına bu konuyu bir kez daha farklı bir bakış açısıyla ele alıp değerlendirmek istedim.

Birçoğumuzun bildiği üzere geri dönüşüm, gündelik yaşantımızda kullanıp eskittiğimiz, işlevini ve kullanım ömrünü tamamlayan malzemelerin tekrardan çeşitli yöntemlerle işlenerek hammadde haline getirilme sürecidir.  Genel olarak geri dönüşümü yapıldığı bilinen cam, pil, plastik, metal ve kâğıt ürünlerin yanında elektronik ürünler, evsel yağlar, motor yağları, aküler, ahşap malzemeler, kumaş, organik atıklar da geri dönüşümü yapılabilen diğer malzemelerdir.

Atıl duruma düşen ürünler her zaman için direk dönüşüm tesisine gönderilerek fiziksel ve kimyasal işleme tabi tutulmamaktadır. Atıl durumdaki eşya ve malzemeler eğer başka bir malzeme ve eşyaya dönüştürülebiliyorsa öyle değerlendirilmektedir. Son tahlilde başka herhangi bir amaç için kullanılamayacak durumda ise geri dönüşüme tabi tutulmaktadır. Bu atıklar çevre ve insan sağlığı açısından bir tehdit oluşturuyorsa o zaman da çevre ve insan sağlığı açısından zararsız hale getirilecek şekilde bertaraf edilmektedir.

Geri dönüşüm bilincini kazanabilmek için her şeyden önce çevre ve tasarruf bilincine sahip olmak gerekir. Unutulmamalıdır ki doğada ve çevrede hiçbir kayak sınırsız değildir. Bu bakımdan kullandığımız kaynakları en etkili ve verimli bir şekilde israf etmeden kullanmalıyız. Doğaldır ki kullandığımız ürünler zamanla eskiyip işlevini yitirmektedir. İşte tam da bu noktada da geri dönüşüm devreye girmektedir.   Geri dönüşüm konusunda kamuoyunun yeterli bilgiye ve bilince sahip olduğunu düşünmekle beraber atıkları değerlendirme ve toplama konusunda bu bilincin eylemsel olarak hayata geçirilmesi noktasında eksiklik olduğunu düşünüyorum.   Taşınabilir Pil Üreticileri Ve İthalatçıları Derneği’nden aldığım istatistik de bu düşüncemi destekler niteliktedir.

 

Tablodaki veriler incelendiğinde son sekiz yılda kentimizde toplanan pil miktarının yıllara göre düzenli bir artış göstermediği aksine inişli çıkışlı bir seyir göstediği dikkatleri çekmektedir. Bu da gösteriyor ki geri dönüşümle ilgili yapılan proje, eğitim ve çalışmalar etkin bir şekilde yapılıp sahiplenildiğinde artış oluyor. Bu çalışmalar etkin bir şekilde yapılmadığında toplanan atık miktarında düşüş görülüyor. Bu bakımdan geri dönüşüm bilincinin diri kalması için bu projeler ve eğitimler aksatılmadan yıl boyunca devam etmelidir.

 TAB’ın(Taşınabilir Atık Pil Üreticileri Ve İthalatçıları Derneği) her yıl düzenlediği geleneksel okul kampanyaları Eylül 2017 tarihinde başlayıp 30 Nisan 2018 tarihine kadar devam etmektedir. Belediyelerle birlikte düzenlenen bu kampanya ile ilgili afişler ve toplama kutuları okullara dağıtılmakta ve toplanan piller de ilgili yerlere yine belediyelerce gönderilmektedir. Ancak okullarda yürütülen bu kampanyaların etkili olabilmesi için sosyal yaşantımız her alanında da etkili bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Kendim oturduğum sitenin her bloğu için birer pil toplama kutusunu TAB’ın internet sitesinden ücretsiz olarak istedim. Sizler de geri dönüşüm bilincine sahip vatandaşlar olarak oturduğunuz site ve binalar için bu kutulardan isteyebilir ve kampanyaya dâhil olabilirsiniz.

Kentimizdeki geridönüşümün şu anki belkemiğini belediyeler, karton-plastik ürün toplayıcıları ile  metal ürünleri toplayan eskiciler oluşturmaktadır.

Geri dönüşüm konusunda ülke olarak daha etkili sonuçlara ulaşmak adına şubat ayında kentimizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen Sıfır Atık Projesi tanıtım toplantısı yapıldı. Geri dönüşüm alışkanlığının topluma kazandırılması konusunda en önemli pay öncelikli olarak yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına ve eğitim kurumlarına düşmektedir.

Bölgede ve şehrimizde kurulan ve kurulacak geri dönüşüm tesisleri hem toplanan atıkların en etkili ve kısa yoldan değerlendirilmesi hem de kentimize sağlayacağı çevresel ve ekonomik katkı açısından ayrıca bir öneme sahip olacaktır.  Ancak yine de geri dönüşüm kültürünün ve alışkanlığının kazandırılmasında en önemli paydaşın vatandaşlar olduğu unutulmamalıdır.

Peki, geri dönüşüm kültürünü şehrimize kazandırmak, atıkları bireysel ve kurumsal olarak geri dönüşüm halkasına güçlü bir şekilde dâhil etmek için neler yapılabilir?

Öncelikle evsel atıklar açısından düşünüldüğünde yukarıdaki tanımlamada da belirttiğimiz üzere kullandığımız eşyaları eskittiğimizde ya da kullanmadığımızda o eşyaları, ihtiyaç sahibi başka kullanıcılar açısından değerlendirilebiliyorsa değerlendirmek farklı bir işlevi yerine getirecek şekilde kullanmak son tahlilde hiçbir şekilde kullanılamayacak durumda ise geri dönüşüm halkasına dâhil etmek ekonomiklik ve çevre açısından genel prensip olmalıdır.

Bu kapsamda şuan benim evimde de bulunan ve değiştirmek istediğim eski tip tüplü televizyon gibi evlerimizde değiştirmek istediğimiz eşyaların belediye tarafından kurulacak “ eşyamı değerlendiriyorum” projesi gibi bir proje ile vatandaşların evlerinde değiştirmek istedikleri kullanılabilir ev eşyalarını belediyenin kuracağı buna benzer bir birim ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak değerlendirebiliriz. Beyaz eşyadan koltuk takımı, halı ve perdelere kadar aslında pek çok kişinin değiştirmek istediği bu eşyalar ya çöpe gitmekte ya da parçalanıp yakacak olarak kullanılmaktadır. Bu hem bir sosyal sorumluluk projesi olur hem de atmaya kıyamayan ve bu nedenle de eşyasını değiştiremeyen kişilerin ve ihtiyaç sahiplerinin önünü açmış olur. Bir telefonla bu eşyalar evlerden belediyenin kurmuş olduğu birimle alınır, gözden geçirildikten sonra da ihtiyaç sahiplerine teslim edilebilir. 

Anlayacağınız kaynaklarımızı en etkili ve ekonomik şekilde kullanmalıyız ki başta çevreye sonrada ekonomiye zararı dokunmasın.

Çevreye büyük zarar veren ve çay yatağına bırakılan molozların da ayrıca  değerlendirilerek oluşturulacak bir koordinasyon merkezi ile inşaatlarda dolgu malzemesi olarak kullanımı sağlanabilir.

Evsel atık yağlarının biriktirilerek değerlendirilmemesi sonucu bu yağlar kanalizasyona, toprağa veya derelere bir şekilde bırakılmakta ve temiz sulara karışarak kirlenmeye neden olmaktadır. Bu bakımdan evsel atık yağların toplandığı belediyelerin uyguladığı yöntemleri Batmanda da uygulayabiliriz.

Geri dönüşüm noktasında bilinçlenen ve faydalı işler yapmaya çalışan bireyleri kaybetmemek adına sürdürülebilir bir atık toplama sistemi geliştirilmelidir. Aksi halde yapılan tüm çalışmalar sonuçsuz kalır. Misal atık yağları lavaboya dökmek, elektronik atıkları ya da cam ürünleri çöpe atmak istemiyorum. O halde nereye bırakmalıyım?

Geri dönüşüm belli ürünler için yapılıp, belli ürünler için yapılmıyorsa gerçek anlamda çevreye de ekonomiye de katkı sağlamış olmayız. Tüm geri dönüştürülebilir atıkların sistematik bir şekilde toplanması ve değerlendirilmesi gerekir. Kentimizde şuan için cam, kumaş, evsel yağ ve elektronik atıklar toplanmamaktadır. Bu ürünlerin işlendiği tesislerin uzak olması ve buna bağlı olarak da artan nakliye ücretlerinin maliyeti bu ürünlerin toplanmasını cazip kılmamaktadır. Bu bakımdan geri dönüşüm tesislerinin kurulması için öteki sektörlere oranla pozitif ayrımcılık yapılarak daha cazip destekler verilmelidir.

Okullarda kulüp çalışması altında uygulanan toplum hizmeti gibi çalışmalar belediyenin ve milli eğitim müdürlüğünün birlikte oluşturacağı bir eğitim programı ile desteklenerek yapılırsa toplum yararına çok daha etkili sonuçlar alınabileceğini düşünüyorum.

Yine belediye isteyen her apartman ve siteye geri dönüşüm kutularının dağıtılması ve toplanması ile ilgili bir proje yaparsa geri dönüşüm açısından çok önemli bir hizmeti gerçekleştirecek ve bu konuda somut bir adım atmış olacaktır.