**Kim ne derse desin bu şehrin hem sanayileşmesinde hem farklı meslek alanlarında gelişmesinde hem de 70 yılda yarım milyonluk kente ulaşmasının nedeni; kara altındır…

**Son yıllarda uluslararası sanatçıların keşfedildiği bu şehirde 35 yıl önce Almanya’ya yerleşen sanatçı Behçet Tikit’in tiyatro, sinema ve resim sanatı, tek kelimeyle mükemmel…

ŞEHRİN SANAT OKULU GİBİ
Evet, bu şehrin gerçek Sanat Okulu, petrol sektörleridir.

14 Haneli İluh’u, yarım milyonluk şehre dönüştüren; kara altının ta kendisidir. Kim ne derse desin bu şehri, ‘şehir’ yapan ve uluslararası sanatçıların yetişmesinde önemli etken, yıllar öncesinde kurulan petrol sektörleridir. Eskiden TPAO, BOTAŞ, Rafineri ve Petrol Ofisi’nde çalışan emekçilerin çocukları, bugün sanatın birçok alanına adlarını altın harflerle yazdırmayı başardılar.

Tıpkı bir uluslararası sanatçı Ahmet Güneştekin ve 35 yıldır Almanya’da yaşayan Batmanlı Behçet Tikit gibi…

Kara altının ışık tuttuğu eski Batmanlıların çocukları, bugün karşımıza birer saygın sanatçı olarak çıkıyor.

Evet, 1947 yılına kadar İluh kaderine boyun eğmiş 14 haneli küçük bir köydü. Üzerinde durduğu kara altın, güneşin yeryüzüne ilk saldığı ışınlarla buluştuğunda her yer aydınlanıp panayır alanına dönüştü, renklendi ve kalabalıklaştı…

ESKİ ESNAFLAR: “SİTE, RÜYA SEMTTİ…”
Batman Çağdaş’ın bugünkü manşetinde ilk kuaförlerden Mehmet Tırak, yıllar öncesinin TPAO sitesini bakın nasıl anlatıyor; “TPAO’nun Sitesi, Amerikan kasabalarını andırıyordu. Modern lojmanların etrafında yüzme havuzları, tenis kortları, sinema ve dinlenme mekanları vardı…”

Bir dönemler parlak cila sürülmüş gibi ışıklar içinde parıldayan bu şehrin semti, örnek çalışma koşullarıyla birleşince çevre illeri haricinde Batı illerinde yaşayan insanların da ilgi odağı olmuştu.

Elazığ’dan Gaziantep’e, Artvin’den Trabzon’a kadar Türkiye’nin birçok ilinden insanlar buraya yerleşmişti. O küçük İluh köyü, büyüdükçe büyüdü, zamanla bağlı olduğu il’den büyük bir şehre dönüştü.

Batman ve petrol birbirini doğuran, birbirini besleyen oldu…

TPAO’nun ilk personel müdürü Mithat Akyürek’in soyadını yaşayan Akyürek mahallesinde kiremit çatılı konutlar, rafineri çevresinde yapıldı. O eski konutların mimari özelliği yoktu ama 60 yıl öncesinin koşullarına göre korunak sayılabilecek evlerdi. Bir yandan Site’deki modern evler, bir yandan da ilkel denilebilecek yaşam koşulları…

Evler genellikle tek katlıydı, hemen her evin avlusu vardı.

Kısacası; Batman, eskiden yeniye doğru bir köprü inşa etti ve iki yaka birleşti. Tıpkı İluh deresinin Karşıyaka’sı ile şehrin diğer yakası gibi…

SANATÇI DOĞURAN ŞEHİR…
Uluslararası sanatçı Ahmet Güneştekin, petrolcü bir ailenin ferdiydi. Babasının yıllarca çalıştığı Garzan kampında o, Mezopotamya coğrafyasındaki çizgileri keşfetmek için yola çıkmıştı. O gün, bugün Ahmet Güneştekin, artık yurt dışındaki saygın galerilerde önemli yapıtlarını sanatseverlerle buluşturuyor…

Ahmet Güneştekin gibi 35 yıldır Almanya-Hamburg’ta yaşayan Behçet Tikit’in de resim sanatına adadığı bir hayat var…

Behçet Tikit, 1979-80 Batman Lisesi mezunu…

O’nunla aynı dönemde okuduk.

1985 Yılında Batman’ın ilk ve dört yataklı Öğretmen Evi’nin salonunda açtığı kişisel resim sergisinden sonra önce İstanbul’un, sonra da İzmir’in yolunu tuttu. Ardından da Almanya’ya gitti.

Doğup, büyüdüğü toprağına bayramlarda gelen Behçet Tikit ile sohbetimiz kuşkusuz eski Batman’dı…

Tüpraş Rafinerisi’ne komşu olan Şirinevler mahallesinde geçen çocukluk ve gençlik günlerini anlattı Tikit; “Mahallemizin bakkalı Ziyaettin Günlemeçti. Batman Belediyesi’nin parkının olduğu bir bölüm evimizdi. Şimdi o evimizin bulunduğu yer, parka dönüştü. Bir gün mahallemizin bakkalına gittim, Ziyaettin bana çizdirmeyi sevdirdi. O’ndan üç resim aldım. Kovboy, tabanca ve Herkül’ün resimlerini çize çize bugünlere geldim…”

“BATMAN, BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ”
Geçmişte çeşitli dergilere çizen, Nejat Uygur, Mahsun Kırmızıgül ve Müslüm Gürses gibi ünlülerin resimlerini de çizen sanatçı Tikit, Batman Ortaokulu’nda okuduğu dönemde resimde iyi bir eğitim aldığını söylüyor; “Ortaokulda resim öğretmenimiz Bedriye Güven’di. O’ndan çok şey öğrendim, lisede ise maalesef resimde istediğim eğitimi alamadım ama mahallemizin bakkalı sayesinde kendimi geliştirdim…”

Bir hayatı resme adayan Tikit, son dönemlerde tiyatro ve sinemaya da yönelmiş. Üç sanat dalında yarışan Tikit, yaşamından memnun; “Sanatta üç kulvarda yarışıyorum. Kaldığım şehir Hamburg’ta resim ve tiyatro kursları verdim. Almanca ve Türkçe iki filmde oynadım. Mizah yazarı Bülent Taş ile hem film yönetmenliği hem de oyunculuk yapıyorum. Dekor, portre, manzara, heykeltıraş ve karikatür çiziyorum. Eserlerimin bir bölümü Almanya’nın yanı sıra Danimarka ve İsveç’te sanatseverlerle buluştu.”

Behcet Tikit’in kızı Sara da babası gibi sanatçı.

Almanya’nın tanınan resim sanatçısı Ross ile birlikte uzun yıllar çalışan Tikit, yönetmenliğini yaptığı Meksika’da gösterimde olan ‘Bred Bank’ (Ekmek Parası) adlı kısa metrajlı filmin dereceye gireceğine inanıyor ve ekliyor; “Şimdi de hedefimde uzun metrajlı filmler var. Her imkan var, neden bu yapıtlara imza atmayalım.”

Tikit’in hayalinde bir gün memleketinde resim sergisi açmak ve bu şehirde geleceğin sanatçılarına resim sanatını anlatmak var…