Başta Genel Kurmay Başkanı olmak üzere üç kuvvet komutanının birlikte istifa etmesini tüm halk gibi bende şaşırarak izledim bültenlerden. Gerçi Taraf Gazetesi bunu çok daha önceden bildirmişti bir yazarı aracılığıyla ancak büyük sürpriz oldu.
Zamanlaması çok ilginç. Özellikle ben şehit edilen 13 asker ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili olduğunu düşünüyorum. Çünkü artık asker cenazelerinde hamasi nutuklar atmalar, şehitler ölmez vatan bölünmez söylemlerinin yanında halk birde hesap soruyor. Niçin öldü bu gençler, yoksa bir ihmal var mıdır? diye de bilmek istiyor. Ben bile şaşırmıştım eğer bir İphone 4 olsaydı askerlerin elinde zayiat bu kadar olmayacakmış diye. Bu tür akıllı telefonların GPS denilen yer konumlama sistemleri mevcutmuş. Yani o timde böyle bir cihaz olsa hem ana karargah ile daha çabuk bağlantı kurulacak ve hem de nerede oldukları bilinebilecekmiş. Tabii bunlar bizim medyadan öğrendiklerimiz.
Askerlerin bu kadar ağır zayiat vermesi üzerine açığa alınan subaylar oldu. Soruşturma halen devam etmekte. Sanırım Genelkurmay ve kuvvet komutanlarının istifa etmelerinde bu olayların da bir etkisi var. Gerçi Genel Kurmay Başkanı istifa etmesinin en büyük sebebi olarak Ergenekon Terör Örgütü ile ilgili tutuklanan subay ve astsubaylar dese de bence bardağı taşıran son damla Silvan’da hayatını kaybeden askerlerden sonra yaşanan gelişmelerdi. Çünkü açığa alınan ordu mensupları var.
Bence istifa etmeleri iyi oldu. Yerlerine yok mu başka subaylar? Olmaz mı? Bizim tek isteğimiz demokrasiyi iliklerine kadar hisseden komutanların göreve gelmesi ve seçilmiş siyasilerin bir beş metre kadar gerisinde durmaları. Daha önceki hükümetler döneminde olduğu gibi zırt pırt basına beyanat vermemeleri, vatan savunması konusuyla ilgilenmeleri yeterli.
Mynet haber portalında dikkatimi çeken bir haber vardı, şöyle ki;
 
 
Koşaner'den ağır suçlamalarla dolu veda
Koşaner mesajında özetle şunları söyledi: “Şu anda 173‘ü muvazzaf, 77‘si emekli olmak üzere 250 general-amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuş, hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunmaktadır. Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek, birçok hukukçunun da ifade ettiği gibi, mümkün değildir. Bu durum, birçok defa yetkili makamlara iletilmesine, anlatılmasına ve takip edilmesine rağmen soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunması mümkün olmamıştır. Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da  TSK‘nın sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması  Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan, işgal ettiğim bu yüce makamda göreve devam etme imkânını ortadan kaldırmıştır.
Sayın Koşaner’in dikkat etmesi gereken bir konu da şudur ki; yasalar önünde herkes birdir ve tutuklamalar yüce adaletin evrensel hukuk normlarına göre yapılmıştır. Bir vatandaş olarak ben adalete güveniyorsam bir Genel Kurmay Başkanı sıfatını taşıyan kişi olarak kendisi nasıl yukarıdaki yorumları yapar, anlayabilmiş değilim? Belki de alışık olmadıkları bir durumdan ötürüdür söyledikleri. Bugüne kadar hiç görmediğimiz ve görmedikleri bir takım uygulamalar yapılmaktadır ve gelişmiş Avrupa ülkelerinde bu durum zaten mevcuttu. Alışsalar iyi olacak.
Avrupa demişken Avrupalılar bu duruma olumlu tepkiler göstermiş. Hiç şaşırmadık. Çünkü insan haklarına saygılı bir toplumdan da bu beklenirdi.
Mynet’ten alıntı yapmaya devam edelim.
TSK depremine Avrupa'dan ilk tepki
TSK'nın komuta kademesinin şok istifasına Avrupa'dan ilk tepki geldi.
YAŞ'a iki gün kala Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının emekliliğini istediği haberine Avrupa'nın ilk tepkisi olumlu oldu.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Ria Oomen Ruijten, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'le 3 kuvvet komutanının emekliliklerini istemesini, "Türkiye'nin gittikçe daha demokratikleştiği" şeklinde yorumladı. Oomen-Ruijten, kısa açıklamasında "Türkiye, demokratik kurumların askeri kararlar üzerinde denetim sahibi olduğu daha demokratik bir ülke haline geliyor" dedi.
Bizde bunu istiyor, bunu bekliyorduk. Türkiye Cumhuriyeti ve seçilmiş parlamentosu yapmış olduğu uygulamalarla daha demokratik bir ülke haline gelecektir. En önemli ve can yakıcı gündem maddesi olan Kürt sorununu da bu parlamento çözebilirse Türkiye birçok alanda söz söyleyebilecek bir devlet, küresel çapta bir oyuncu olabilecektir.