Maalesef bu kentin göbeğindeki en önemli mesire alanı olan Esentepe, göz göre göre elimizden gidiyor…

Esentepe’deki ağaçlar susuzluk ve bakımsızlıktan kuruyor…

Bu gerçeği önceki gün akşam saatlerinde yerinde gözlemledim.

Gördüğüm manzara tek kelimeyle düşündürücü ve bir o kadar kahrediciydi…

Bir yeşil alan, bir mesire yeri ancak bu kadar sahipsiz olabilirdi…

Esentepe için 90’lı yılların başından itibaren makaleler yazmış, alakadar olmuş, temizlik kampanyalarına öncülük etmiş biri olarak, bu kahredici gelişmeye seyirci kalamam, kalmayacağım…

**

**

Neden kalmayacağım?

Çünkü Esentepe ile ilgili ve alakalı biriyim de ondan. O alanın korunması için sayısız kez yazı yazmış, Esentepe’de defalarca temizlik kampanyaları düzenlemiş birisiyim.

Batman kent merkezine yakın, yoksul insanlarımızın ulaşabileceği tek mesire yerinin neresi olduğunu sorsalar, çoğumuz hemen ‘Esentepe’ diye cevap verecektir. İki binli yılların başında kentin tek yeşil noktası Esentepe olarak görülüyordu.

Ancak bu yeşil alanın etrafı tamamen açık olduğundan, hayvanlarca istila ediliyordu. Dönemin Belediye Başkanı Sayın Ataullah Hamidi’ye hitaben bir yazı yazmış, Esentepe’nin ihata duvarıyla çevrilmesini istemiştim. Henüz küçük sayılabilecek ağaçlardan oluşan söz konusu yeşil alanın ancak ihata duvarı ile hayvanlardan korunabileceğine dikkat çekmiştim.

O dönemlerde sürekli göç yaşayan Batman’ın Belediye Başkanlığı makamında oturan Ataullah Hamidi, ihata duvarı için imkanlarının olmadığını söyleyecekti. Gazetemizi arayan dönemin Valisi Zeki Şanal, yazımdan etkilendiğini, çevreci yaklaşımımı beğendiğini belirtecek ve Esentepe’yi tel örgü ile çevirebileceği sözünü verecekti. Aradan kısa bir zaman geçmeden sözünü tutan Vali Şanal( ve Belediye başkanlarının bekçi-özel güvenlik elemanı görevlendirmesi) sayesinde Esentepe’deki yeşil alan korunmuş ve günümüze gelmiştir.

**

**

BABAMIN UYARISI ÜZERİNE…

Geçtiğimiz gün Hilal mahallesinde ağabeyimin yanında ikamet eden Babamı ziyaret edip, hal ve hatırını sormuştum. Kendisini sağlıklı bulunca çocuklar gibi sevinmiştim.

Babam, Ramazan ayı öncesinde sürekli rahatsızdı ve her gün hastaneye kaldırılıyordu. Ancak Ramazan ayından beri durumu çok şükür gayet iyi.

Sohbet sırasında sağlığının yerinde olduğunu belirten Babam, Esentepe’yi bile tek başına dolaştığını söyleyecekti. Sonra birden sinirlenip, “Belki otuz yıla yakındır savunduğun Esentepe ölüyor. Onlarca ağaç kurumuş. O güzelim mesire alanı bu kadar sahipsiz olur mu?” diyerek, sert reaksiyon göstermeye başlayacaktı…

Babamın Esentepe hakkındaki hiddetini ciddiye aldım. Önceki gün Esentepe’yi baştan başa dolaştım ve çarpıcı görüntülerle karşılaştım. Her konuda gayretiyle bildiğim ve tanıdığım Babamın, hiddet ve şiddetinde haklı olduğunu gözlemledim…

**

Evet, bugün Esentepe’nin sahipsizliğini eleştireceğim. Muhatabım belli; yıllardır Esentepe’nin tahsis edildiği kurum olan Batman Müftülüğü…

Bu yazıyı yazmadan önce kurumu telefonla aramayı gereksiz gördüm. Gözler önünde olan ve kaderine terk edilen bir alan için Sayın Müftümüze ne diyecektim ki?

Sayın Müftüyü geçmişte iki kez ziyaret eden biriyim. Belki daha fazla kez ziyaret edip görüşmüşümdür, şu an aklımda iki kez kalmış.

Bir kez anız yangınları için kendilerinden destek istemiştik. Bir keresinde ise yerlere tükürülmemesi için duyarlılıklarını talep etmiştik.

Sayın Müftümüz, sohbetimiz sırasında çok güzel çevreci mesajlar vermişti. Kendisine teşekkür etmiş, ayrıldığımızda, arkadaşlara, Sayın Müftüyü, İslam dininin çevreye, ekolojiye bakış açısını güzel kavramış bir din adamı olarak ifade etmiştim.

Yaklaşık 100 dönümlük alanın kurumlarına tahsis edildiğini bilen bir yönetici olarak, cami yapımı için alt yapı çalışmaları nedeniyle Esentepe’yi arada bir ziyaret ettiğini düşünüyorum.

**

**

Ben gözler önündeki bir alanla ilgili yorum yapacağım…

Bu yazımın amacı kesinlikle ormanlık alanın korunması ve bakımıyla ilgilidir…

Bu yorumum kesinlikle yapılan cami ile ilgili değildir…

Esentepe’deki cami ile ilgili tüm yazılarım ve sosyal medya paylaşımlarımın arkasındayım. Zaten olan olmuş ve çalışmalar devam etmektedir.

Allah şahidim olsun ki bu değerlendirme ile amacımın kesinlikle üzüm yemek-ağaçların korunması ve sulanmasını sağlamaktır- olduğunu özellikle ifade ediyorum.

Maalesef Esentepe’de bir değil, beş değil, sayısız ağaç kurumuş, sayısız ağaç ise kuruma aşamasındadır. Bu gerçeği yerinde tespit edip, fotoğraf ve kamera görüntüleriyle belgeledim…

Özellikle iki tepe i(Eski havuz-düğün salonları ile Belediye Konukevi tepeleri)arasındaki derede çok sayıda büyük ağacın tamamen kurumuştu. Yıkılan Konukevi girişindeki büyük ağaçlar da tamamen kurumuştu.

**

**

Evet, Esentepe hiç bu kadar sahipsiz olmamıştır. Esentepe’deki bütün ağaçlar bakımsız ve susuzdu. Bazı ağaçların suya ihtiyacı olmayabilir. Ancak Batman ortamına göre sulanması gereken sayısız ağaç gerçeği de açık bir gerçekliktir.

Hiçbir yerde tek bir çöp kutusu, tek bir kamelya, tek bir oturma bankı göremedim…

Gelecekte güzel olacakmış. İyi güzel de o ağaçlar kuruduktan sonra mı?

Bir cami yapılıyor tamam da, Müftülüğe tahsisli koca alan böyle bakımsız ve sahipsiz bırakılır mı hiç?

Orası halkın dinlenme yeri…

Oturma Bankları, yürüyüş yolları, güzel bir proje için sabredebiliriz. Ancak o ağaçların bakımı, sulanması, çevre temizliği şarttır. Vallahi ve Billahi vicdanım sızladı…

Duyarlılığım inşallah sürecek ve durumun inşallah takipçisi olacağım. Yazımda hilafı hakikat yoktur. Sayın Müftümüzle alanı dolaşmaya hazırım. Konuyu daha Çevre örgütüme de danışmadım. Sayın Müftümüzü başta olmak üzere kurumsal olarak duyarlı olmaya davet ediyorum. Vaat edilen güzel projeniz öncesinde acilen, emrinizde sayısız cami imamı, cemaat, öğrenciler var. Gönüllü olarak kampanyalarla o alanı yaşanabilir hale getirebilirsiniz. Ağaçların acilen sulanmaya ihtiyaçları var. İslami duyarlılık ve hassasiyet bekliyorum. Saygılarımla.