Hiç kimsenin beklemediği bir gelişme yaşandı ve erken seçim kararı alındı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 26 Ağustos 2018 tarihinde erken genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılması çağrısı hemen karşılık buldu…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu seçim tarihini daha da erkene alarak, 24 Haziran 2018’de seçimlerin yapılacağını açıkladı…

24 Haziran tarihini (İstisnalar hariç) kimse beklemiyordu.

Bu karar için, ‘Erken değil, baskın seçim’ diyenlere hak veriyorum.

Neden?

Çünkü siyaset, politika öyle bir şeydir.

Her an seçim olacakmış gibi partilerin ve bizleri yönetmeye aday olanların hazır olmaları gerekiyor…

Hazır değilseniz, niçin politikaya atılıyorsunuz?

Ülkedeki milyonlarca seçmen baskın da olsa, erken de olsa, zamanında da yapılsa seçimlere hazırdır. Çünkü sandık başına giderek oylarını kullanmaktan öte bir durumları yoktur.

Partilerin de hazır olmaları gerekiyor.

Hazır olmayanlar, bedelini ağır şekilde öderler…

SİSTEM SEÇİME HAZIR MI?..

Ancak sistem hazır mı, ona bakmak lazım.

Bir vatandaş olarak gözlemlerime göre partilerin seçim ittifakı konusu netleşmiş değil.

AKP-MHP’nin Cumhur ittifakı dışında somut bir başka ittifak henüz kesinleşmedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden de, daha yeni seçim sistemi için ‘Uyum Yasaları’ geçmedi…

Hangi amblemle, nasıl bir seçim ittifakı olacak, kesinlik kazanmamış.

Hangi partiye, seçim masrafı için ne kadar bütçe yardımı yapılacağı konusunda da somut bir gelişme yok. Bunun için sanırım meclisten karar çıkmalı.

Sistemle ilgili başka sıkıntılar da vardır. Buna rağmen YSK’ya talimatlar verildi…

YSK, seçime hazır olduğunu açıkladı. Bakalım bu kurum iki ay zarfında nasıl hazırlanacak.

Partiler seçime ne kadar hazır?

Partiler bu seçimde kitlelerinin nabzını tam ölçemeyecek.

Ön seçim için zaman kalmadı, aday adayları toplumun karşısına çıkıp, nasıl bir hizmet vereceklerini beyan edemeyecekler.

Geçmişte olduğu gibi yine partilerin genel merkezleri belirleyici olacak…

SEÇMENLER HATIRLANACAK MI?..

Değerli Okurlar, seçim kapıya dayandığı için bizleri yönetmeye aday olanları aramızda pek göremeyeceğiz.

Neden?

Çünkü ön seçim yapılmayacağından, onlar Ankara’nın yolunu tutacaklar…

Partilerinin genel merkezlerinin kapısını aşındıracaklar…

Belki de bu erken baskın seçimin en olumlu yanı, bol vaadlerle aldatılamamamız olacak…

Eğer genel seçimler zamanında yapılsaydı, gelecek yılın başlarından itibaren her gün yerel basını ziyaret ederek şirinlik gösterisinde bulunacak politikacılarımız gerçeğiyle karşılaşacaktık.

Basına ilan vererek değil, ücretsiz haber oluyorlardı, o gerçeği de unutmamak gerekir.

Bizi yönetmeye aday olanlar her gün yerel basını ziyaret edip vaadlerde bulunuyorlardı. Seçimden seçime Batman halkını ve seçmenlerini hatırlayan nice politikacılar gerçeğinin tanığıyım. Çünkü elimde kalem 28 yıldır aralıksız günlük yazı yazıyorum.

Bu kente artı değer kazandırabilecek, bilinçli, eğitimli ve liyakatli olanları tenzih ederek bunları söylüyorum…

Seçimden seçime bizi hatırlayan, aday gösterilmedikten sonra toplumu unutanlaradır sitemlerim ve eleştirilerim…

Erken genel ve Cumhurbaşkanlığı yeni sistem seçimlerinin kararının meclisten çıkması doğru olanıydı. Bilemiyorum ilan edilen karar meclise gidecek ve oylanacak mı?

Sanmıyorum, çünkü daha 1,5 yıl Milletvekili olarak parlamentoda görev alma hakları bulunanlar, bu karara gönül rahatlığıyla onay verirler miydi, orada durmak gerekir.

Bu erken genel seçimin en az masraflı seçim olacağını düşünüyorum.

Çünkü bu kadar kısa zaman sürecinde il ve ilçelerde yüzlerce seçim mitingi yapılamayacak…

Her gün seçim meydanlarında karşılamalar yapılamayacak.

Partiler trilyonlarca parayı seçim tanıtımı için harcama olanağı bulamayacak…

Sadece milyonlarca aracın benzin ve mazot parasını düşünelim, vermek istediğim mesajı uzun uzadıya izaha gerek yoktur.

Siyasi partilerin genel başkan ve genel merkez yöneticilerinin işleri kolay değil. Topluma kendilerini ifade edebilecek aday adaylarını seçme telaşına girecekler…

Başlarını kaşıyacak vakitleri olmayacak…

Bizler de önemli sorunlarımızı anlatma fırsatından mahrum olacağız. Sorunlarımızı arz edip, söz alabileceğimiz politik şahsiyetlerle çok vakit geçiremeyeceğiz.

Bir toplum, halk, millet nasılsa öyle idare edilecek. Her toplum layık olduğu yönetimle geleceğe doğru yürüyecek.

Ülkemiz için hayırlısı ne ise onun olmasını diliyorum.