Ulusal basında, yaygın medyada hayli ilgimi çeken flaş bir haber vardı;

“Bakan açıkladı...

Ergene Nehri'ni kirleten işletmenin faaliyeti durduruldu.”

Haber başlığı böyleydi. Devletin Bakanı bir çevre sorununa doğrudan müdahil oluyor ve kamuoyuna açıklama yapıyor…

Nasıl bir çevre sorunudur ki ilgili yerleşim yerinin yerel yöneticileri ile kaymakam veya Valileri açıklama yapmıyor da, onların yerine Çevre ve Şehircilik Bakanı kamuoyuna açıklama yapıyor?

**

**

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MÜDAHİL…

Öncelikle belirteyim; gelişme memnuniyet vericidir…

Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın halk sağlığını tehdit eden önemli ve ciddi bir sorunun üzerine gitmesi takdir edilecek bir gelişmedir…

Sayın Bakan bu tavrıyla takdir toplamıştır.

Bahse konu sorunu biliyorum. Çünkü Ergene Nehri kirliliği ile ilgili benim de sosyal medyada paylaşımım vardı.

Birkaç gün önce Ergene Nehri’nin kıpkırmızı şekilde akması üzerine görüntüleri sosyal medyada paylaşırken, şu cümleyi kurmuştum: “Su kaynakları kirlenen bir ülkenin insanlarının geleceği tehlikededir... Bundan daha vahim sorun mu arıyorsunuz?”

Su kaynaklarını tehdit eden kirlilikten daha vahim bir tehlike olamaz. Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın açıklama yaptığı sorun ile ilgili haberin özetine bakalım:

**

**

“Ergene Nehri'nin kolu olan Çorlu Çayı'nın fabrika atıkları nedeniyle kırmızı tonlarında akmaya başlaması tartışmalara neden olmuştu. Konuyla ilgili açıklama yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Çorlu Çayı'nın fabrika atıkları nedeniyle kırmızı tonlarında akmaya başlamasına sebebiyet veren tesisin tespit edildiğini belirterek, ‘İşletmenin 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 15'inci maddesi gereği gerekli çevresel tedbirler alınıncaya kadar faaliyetini durduruyoruz. Tesise, çevre izin ve lisansına aykırı olarak alınan atıkların tehlikesiz olmasının tespiti halinde en az 233 bin 404 lira tehlikeli çıkması durumunda ise minimum 787 bin 819 lira idari para cezası uygulayacağız. Ayrıca halkımızın ve çevrenin sağlığını tehdit eden bu duruma karşı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda da bulunacağız’ dedi. Çerkezköy Kaymakamlığının 3 Ekim akşamı Tekirdağ Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne yaptığı ihbar üzerine başlatılan inceleme sürecinde, arazide kanal boyu yapılan yaklaşık 3 kilometrelik takip sonucu, hattın Pay Plastik Geri Dönüşüm işletmesine kadar geldiği tespit edildi.

Tesiste, ‘atıksu deşarjı, hava emisyon, tanker temizleme, tehlikeli atık geri kazanım’ konulu Çevre İzin ve Lisans Belgesi bulunmasına rağmen, belgeye uymadığı kanalın çıkış noktası ile işletme arasında kontrolsüz deşarjların da yapılabileceği bacaların bulunduğu ve çıkış sularının kanala verildiği belirlendi. Numuneler, tehlike terecesinin tespiti için TÜBİTAK'a gönderildi.”

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/bakan-acikladi-ergene-nehrini-kirleten-isletmenin-faaliyeti-durduruldu-40978763

**

Değerli Okurlar, bu önemli bir gelişmedir, üzerinde durulması gerekir. Bir dere veya nehir suyunun renkli akması, vahim bir sorunun olduğunun göstergesidir. Ergene meselesini bu nedenle çok önemsiyorum.

Diyeceksiniz ki Batman’la nasıl ilinti kuruyorsunuz?

Maalesef bizim de, yani bu kentin de böyle bir sorunu var…

Ne yazık ki sorunu gündeme taşıyıp, çözümü için ilgili mercileri göreve çağırmama rağmen, kimse oralı olmuyor…

Hemen sadede geleyim. Batman Çayı çeşitli atıklarla kirletiliyor…

Batman Çayı kirlendiğinde, Dicle Nehri de kirleniyordur. Çünkü Batman Çayı, Dicle Nehrini besleyen bir damardır…

Dicle Nehri’nin önünü kapatırsanız, oluşacak devasa göl bir atık foseptik çukuruna dönüşecek.

Kaç keredir evsel atıkların arıtılmadan Dicle’ye bırakıldığını yazdım, Çevre ve Şehircilik ve sağlığımızdan sorumlu kurum yetkilileri sağır sultanı oynadılar…

**

**

Ergene kirliliği ve Bakanın açıklaması üzerine buradan ilgilileri göreve çağırıyorum…

Batman Çayı ve Dicle Nehrine sadece evsel atıkları, kanalizasyon-lağım sularını, affederseniz bu kentin sakinlerinin b…klarını öylesine salmıyorsunuz…

Yaklaşık 200 oto yıkama ve yağlama tesisinin atıkları da olduğu gibi boca ediliyor…

Yetmedi, tekstil atölyelerinin atıkları, tozları, boyaları, tüm kimyasal atıkları da bırakılıyor…

Bunun fotoğrafını, Belediye BASKİ yetkilileriyle tespit çalışması sırasında çekmiştim.

Eskiden bu atıkları görüntüleyebiliyordum, çünkü Yağmursuyu tahliye kanalından akıp gidiyordu. Evsel atıklar aşırı pis koku yapınca, belediye kanalın üstünü kapatıp pis kokuyu önledi. Bunu olumlu bir adım olarak niteledim ama çare olmadığını Sayın Belediye Başkan Vekilimiz de söyledi.

Eski Tekel Yaprak Tütün İşletme Merkezi’nden gelen renkli-boyalı sular tehlikenin habercisidir. Bu köşeden uyarmış, önlem alınmasını istemiştim. Çevre ve Şehircilik Bakanımıza ulaşmanın yollarını arayacağım. İlgililer suskunluğu tercih ederse, Rabbimin inayetiyle Bakana ulaşacağım. Halkımızın sağlığı için ilgilileri bu köşeden uyardığım tüm meseleleri tartışmaya, çözüme davet ediyorum. Amacım üzüm yemek. Tehlikeli olmayan atıklar için bile yukarıdaki ceza miktarlarını okudunuz. Bu kentin sahipsizliğini sahip çıkarak kabul etmeyeceğim inşallah…