Bir zamanlar birkaç bilge bir aya gelip dünyanın en kısa anayasasını yazmaya koyulurlar.
İnsanın hareketlerine ve davranışlarına hükmeden kanunu gösterebilen kişi, dünyanın en bilge kişisi seçilecekmiş.
“Allah suçluları cezalandırır.” diye teklif etmiş bilgelerden birisi. Tek cümleydi; kısa ve özdü.
Fakat diğerleri bunun bir kanun değil bir tehdit olduğunu söyleyerek itiraz ederler ve birinci bilgenin bu teklifi kabul edilmez.
“Allah sevgidir.” demiş ikinci bilge.
Ama bu teklifte kabul görmez; çünkü insanın görevlerini tam anlamıyla açıklamıyormuş.
Son bilge, tane tane şu teklifte bulunmuş.
“ Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi, başkalarına yapmayın. Kanun budur; gerisi sadece yoruma kalmıştır.”
Diğer bilgeler de bu teklifi kabul ederler, o bilgeyi zamanın en bilge kişisi seçerler.
Bir gün yıldızlara ulaşabilmek için, bugün yeryüzündeki her şeyi değerlendirmek gerekir.
Büyük şeylere küçük adımlarla ulaşılır. Evren bir bütündür, tektir. Birbiriyle ilişiksiz iki şey yoktur. Birini yok saymak diğerini var etmek değildir.
Bakış açımızı vicdanımıza çevirebilseydik, millet olarak şimdiye dek çok şeyi halletmiş olurduk.
Menfaatlerimize göre değil de, vicdanımıza göre yaşasaydık; ne karmaşa kalırdı ne de kavga…
Empati kurabilseydik eğer; Kardelenlerimiz çoktan yeşerirdi.
Vakit geç olmadan:
Bakış açımızı vicdanımıza çevirelim, barış çubuklarını tüttürelim..
Dünden miras kalan bizler bugünü güzel kılalım, istikbalden umudu kesmiş gençler yaratmayalım.
Zorbalığın tahtına kardeşliği oturtalım, Güneşi kapatmayalım.