Batman hariç hangi kente giderseniz gidin polislerin basınla kolektif bir şekilde çalıştığını görürsünüz. Çünkü her iki camia da kamu yararına çalışmayı ilke edinir.
Büyük şehirlerde ‘Emniyet muhabiri’ olarak bilinen basın mensuplarına Emniyet'ten kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına gerekli bilgi akışı bile sağlanır.
Emniyet'te kurulan 'basın birimleri'nin de bir amacı budur.

Basın kanunu ve ilgili mevzuatlarda basın mensuplarının bilgi alabilmek için gerekli çalışma şartları ortadayken, Batman Emniyet Müdürlüğü'nün bazı mensupları ne yazık ki adeta sansür uyguluyor gazetecilere.

Burada Emniyet'in tüm mensuplarını eleştirmek haksızlık olur. Ancak bu ekipte öyleleri de var ki 30 yıl önceki Türkiye şartlarını aratıyor.
Yaptığı çalışmaları, sosyal projeleri ve özellikle de adli olaylarla ilgili operasyonları her gün basınla paylaşan Emniyet Müdürlüğü'nün bazı mensupları, ne yazık ki bir trafik kazasında bile basını bilgilendirmekten aciz!

Hem de bu acizliği gösterenlerin başında Trafik Şube Müdürü ve Bölge Trafik Müdürü geliyorsa iş daha da 'vahim' hale geliyor.
Batman'da dün talihsiz bir trafik kazası yaşandı. Bir vatandaşımız da bu kazada yaşamını yitirdi. Bu olayı yerinde görüntüleyen basın mensupları ise ne yazık ki o anda en yetkili kişilerce bilgilendirilmiyordu.

Bizzat Trafik Şube Müdürünün yanına giderek, yaşamını yitiren şahsın kimlik bilgilerini almak istedim…
Kendisinin yanıtı netti: "Ben şehir içi trafikten sorumluyum. Hiçbir bilgim yok. Trafik Bölge Müdürü orada, ona sorun…"

Ben de Trafik Bölge Müdürüne yöneldim…
O'nun cevabı da farklı değildi:
"Bana sormayın, karakolcular ilgileniyor. Onlardan bilgi alın…"

Ben de her ikisine buradan sesleniyorum…

Madem bilgi veremiyorsunuz ve bilginiz yok o zaman ne diye orada duruyorsunuz?

Yani kazayı izlemeye mi geldiniz oraya?

Açıkçası bir basın mensubu olarak her iki müdürün de cevabı beni utandırdı…
İki Müdürün cevabının ardından orada görev yapan diğer polis memurlarının tavırlarını da sormayın gitsin.
Türkiye'de ‘demokratikleşme’ alanında ciddi adımların atıldığı bir dönemde statükocu zihniyetle çalışan bazı Emniyet mensuplarının bu tutumu mevcut iradenin de tepkisine yol açacaktır.

Bir süre önce Batman Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Hasan Ali Okan, bazı tabuları yıkarak halkla iç içe görüntüler verdi. Devamında ise gazetecilerle bir araya geldiği her ortamda basının çalışmalarında her türlü kolaylığı sunacaklarının teminatını veriyordu…

Okan'ın bu duruşunu göz önünde bulundurduğumda
her iki müdürün tutumunun şahsi olduğunu düşünüyorum.

Ancak Emniyet Müdürü Okan'ın da iki müdürün tutumunu sorgulamasını rica ediyorum.

Olay yerindeki meslektaşlarımız da iki şube müdürünün tutumuna anlam veremeyerek: "Emniyet yeri geldiğinde basına en küçük olayların bile detayını veriyorken, bir trafik kazasında bile bilgi vermemeleri basına verdikleri değeri de ortaya koyuyor" diye yakınıyorlardı.

Sözün özü
: Basına ve bazı olaylarda vatandaşlara ön yargılı davranan bazı Emniyet mensuplarının amacı ne?

Türkiye artık eski Türkiye değil…
Demokratikleşmeye adım adım giden bu ülkede 'iyi polis', 'kötü polis' rolünün sona ererek, 'hümanist polis'lerin artması temennisiyle.