Özellikle yaygın-ulusal medyada sık sık, ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ başlıklı haberler yayımlanıyor.

Söz konusu haberlerin on binlerce kişinin ilgisini çektiğini gözlemliyorum…

Ulusal basında konu ile ilgili çıkan haberlerde, sorunun milyonlarca kişiyi ilgilendirdiğine dikkat çekiliyor.

Nedendir bilemiyorum, emeklilik, ekonomi vs haberler pek ilgi alanıma girmiyor.

Bana oldukça kafa karıştıran sorunlar gibi geliyor.

İşsizlikle ilgili yorumlar yapıyor, eleştirilerden kaçınmıyorum. Ancak misal emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili belki de ilk kez bir yorum yazıyorum.

Bunu eksikliğim olarak kabul ediyorum…

Eğer milyonları ilgilendiren önemli bir sorun varsa ve ben bugüne kadar bu konuda yorumlar yapmamışsam, kesinlikle eksikliğimdendir…

**

**

Bugün, ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ (EYT) ile ilgili bir yorum yaparak kendimi affettirmek istiyorum. Yukarıda ifade ettiğim gibi, ilgi alanıma girmemiş bir konuda yazıyorsam, bilgimin de yetersiz olduğunu kabul edeceksiniz.

Konuyu araştırdım.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) girişi 8 Eylül 1999 yılından önce olanları ilgilendiren ve önemli şekilde mağduriyetlerine neden olan bir meselenin olduğunu gözlemledim.

1999 yılında yaşadığımız korkunç depremin ardından çıkarılan bir yasa(4447 Sayılı Kanun), yığınla ‘EYT mağdurları’ yaratmış…

Sorun erken emeklilik değil, geciktirilen emekliliktir…

Aradan bu kadar yıl geçmiş olmasına karşın, sorun bir türlü çözümlenmemiş…

Pek çok siyasi iktidar gelip geçmiş, sayısız kez (on binlercesi bu süreçte zaten emekli olmuş olanları bir yana bırakalım)EYT mağdurlarına umut vaat edilmiş, ama emekçiler hep aldatılmışlar…

**

**

2018 yılı yasama dönemi açılmadan önce EYT konusunun yine gündeme taşınmış.

Bazı siyasi partiler EYT mağdurlarına umut vermişler…

Yaptığım araştırmalara göre sorun siyasi değil, iktidara karşı bir hamle hiç değil…

“Bu mağdurların organize herhangi bir ideoloji ya da parti ile bir ilgileri bulunmamaktadır” diyen bir yazarın tespitleri çok önemli…

Bu konuda en iyi araştırmayı yapmış ve bence en yapıcı yazıyı yazmış bir Yazar olarak Türkiye Gazetesi Yazarı Sayın İsa Karakaş karşıma çıktı.

Sorunlarını çok güzel değerlendirmiş Karakaş’ın değerlendirmesinden önemli paragrafları bilginize sunmak istiyorum:

YAZAR İSA KARAKAŞ’TAN ÖNEMLİ DEĞERLENDİRME…

“EYT; Emeklilikte Yaşa Takılanlar kimdir? Hemen belirtelim ki bu mağdurların organize herhangi bir ideoloji ya da parti ile bir ilgileri bulunmamaktadır. Tek ortak noktaları alınan emeklilik haklarının iade edilmesi için yasal hak arama yollarına başvurmalarıdır.

Özellikle işsizliğin çift haneli rakamlara ulaştığı piyasa şartlarında çoğunun belirli bir yaş seviyesinin de üstünde olmaları nedeniyle maalesef iş bulmada dezavantajlı konumunda bulunmaktadırlar.

Hemen hemen her aileyi ilgilendiren EYT mağdurlarının oluşmasına sebep olan 4447 Sayılı Kanundur. Bu Kanun 1999 yılında deprem esnasında yürürlüğe konmuştur.

1999 Marmara Depremi felaketi ile sarsılan ülkemiz bu depremin şokunu henüz atlatmaya çalışırken çalışanların-emekçilerin görüşüne bile başvurmadan bir gece ansızın hukukun temel kurallarından ‘müktesep hak’ ilkesini bile gözetmeden SSK’lı, Bağ-Kur’lu veya Emekli Sandığına tabi tüm sigortalılara yaş engeli konulması ile milyonlarca EYT mağduru oluşturulmuştur.

Aradan geçen 20 yıla yakın zaman zarfında EYT mağdurlarından önemli bir bölümü zaten emekli olmuştur. Dolayısıyla bu sorunun çözümü günümüzde daha kolay hâle gelmiştir. Ancak teşhisi doğru koyarak sorunu çözmek mümkündür. Kaç defa yazmamıza rağmen maalesef birçok yazılı ve görsel medyada EYT’liler için ‘erken emeklilikten’ söz edilmektedir.

Oysa ki EYT’liler erken emeklilik ya da ayrıcalık değil işe girdikleri tarihlerde geçerli olan emeklilik şartları neyse sadece onu müktesep hak olarak geri istemektedirler. Özetle kazanılmış hakları ellerinden alınarak sonradan getirilen YAŞ şartı nedeniyle geciktirilen emeklilik haklarının iade edilmesini istiyorlar. Bugünlerde gerek kamuoyunda gerekse birçok parti ve milletvekilleri tarafından bu kıymetli vatandaşlarımızın sorunları konusunda pozitif gelişmeler oluşmuştur. Ayrıca değişik partilere mensup milletvekilleri tarafından verilen birçok kanun teklifleri de umutları daha da artırmıştır. Her partiden birçok milletvekilinin bu sorunu sahiplenmesi dolayısıyla EYT mağduriyetinin siyaset üstü hâline gelmesi sevindirici bir gelişmedir. EYT yasasının geçmesi için 301 milletvekilinin destek vermesi yeterli olacaktır. EYT mağdurları alınan haklarını istiyorlar. TBMM’de EYT mağdurlarının bu isteği aynen kabul edilirse sorunun çözümü çok kolay olacaktır. Zira çok ayrıntılı yeni bir düzenlemeye gerek olmayacaktır. Bunun için aynen 2008 sosyal güvenlik reformunda olduğu gibi yeni düzenlemeden sadece bu yeni düzenlemelerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra işe ilk defa girenlerin etkilenmesi, önceden işe girenlerin ise mevcut yasalara göre emekli olması şeklinde olabilecektir. Dolayısıyla 1999 yılında mağduriyete neden olan 4447 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmeden önce herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı…) bağlı olarak sigortalı bir işe girenlerin bu kanuna değil, işe girdikleri tarihlerdeki emeklilik şartlarına tabi tutularak sorunun çözülmesi şeklinde olabilir.” ("Başkalarını anlamak bilgeliktir. Kendini anlamaksa aydınlanmaktır.” Lao Tzu)

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/isa-karakas/604431.aspx

Değerli Okurlar, çok önemli bir değerlendirme. Sorunun siyaset dışı ele alınması büyük önem arz ediyor.

Hükümete destek veren MHP’nin de EYT mağdurlarını sahiplendiklerini gözlemledim.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın’ın, 3 Ekim 2018’de yaptığı, “Kabinede gündeme gelmedi. Bu konu kabinenin gündeminde yok. Değerlendirmesi Meclis'te yapılır” şeklindeki ifadeleri, kabine açısından üzüntüyle karşılanmış olunsa bile, değerlendirme adresi olarak Meclisi göstermesi bence olumlu bir gelişmedir.

Dilerim bu mesele sağduyu ile ele alınır ve en kısa zamanda soruna bir çözüm bulunur. Dualarım mağdurlar içindir vesselam…