Halkın ülke idaresinde ve yerelde kent yönetiminde söz sahibi olabilmesinin en temel koşulu; seçimlerin yapılması, herkesin oy hakkının bulunması ve demokratik bir zeminde, özgür iradeleriyle seçimlere gidebilmeleridir diye düşünüyorum.

Çok partili hayata geçilmesinin üzerinden geçen zaman sürecine baktığımızda, ülkemizde seçme ve seçilme hakkına sahip olanların, adaleti gözetmede eksiklik ve yetersizliklere rağmen sandık başına gittikleri gerçeği açıktır…

Zaman zaman yaşanan darbeler ve anti demokratik müdahalelere rağmen vatandaşlar sandık başlarına giderek, ülkeyi idare edecek yönetimleri seçiyorlar…

Gelmiş ve geçmiş bütün seçim süreçleri için diyorum; partiler ve seçilmişler için tayin edilen kurallar, seçim barajları vs gibi sıkıntılı, demokratik olmayan bazı hususları bir yana bırakarak, sonuçta yapılan seçimlerde ülke idaresi seçiliyor, bir toplum nasılsa, öyle de yönetiliyor…

24 Haziran’da bir kez daha genel seçime gidiliyor. Ülke idaresi için yeni bir sistem ile başkanlık yetkilerine haiz bir Cumhurbaşkanının yanı sıra, bir de 600 Milletvekili seçilecek. Yaklaşan seçim için ülke genelinde binlerce Milletvekili aday adayının başvuru haberlerini okuyoruz. Batman’da da onlarca siyasetçinin, bizi yönetmek için aday adaylığı başvurularını yerel basın ve sosyal medya aracılığıyla duyuyoruz.

Herkes kendine yakın olanlar veya savunduğu partiye göre durum değerlendirmesi yapıyor. Bu köşenin acizane yazarı ise, meseleye toplumsal bakıyor…

Bizi yönetmeye aday olanlar için bazı kıstaslarımın olduğunu biliyorsunuz. Madem bizi Milletvekili olarak parlamentoda temsil edecekler, hangi parti olursa olsun, aday adaylarının toplumun sorunlarına duyarlı şahsiyetlerden olmaları gerektiğine inanıyorum.

EMEKÇİLER İÇİN PROJELERİ OLAN VAR MI?..

Dün 1 Mayıs Dünya Emekçiler Günü idi. Acaba ülke genelinde tüm illerde bizi yönetmeye talip olanlar, ülkemizdeki emek ve emekçilere nasıl bakıyorlar?

Alın teri dökerek, en ağır işlerde çalışarak ülke ekonomisine katkı sağlayan, biz tüketicilerin rahat bir yaşamı için ağır bedeller ödeyen emekçilerin durumları, çalışma koşullarından haberdar mıdırlar?

Bu konuda katkı sunmak, yol gösterici olmak istiyorum. Bizi yönetmeye talip olan ülke genelindeki tüm Milletvekili aday adaylarına sesimi ulaştırabilseydim, aşağıdaki değerlendirmemi ifade edecektim.

Dünya emekçilerinin daha iyi bir çalışma ortamına kavuşması, hak ve hukuklarının korunması için yüz elli yılı aşkın süredir ağır bedeller ödenmiştir.

Somut bir örnek vereyim; dünya emekçileri günde 8 saatlik çalışma için 1880’li yıllarda alandaydılar. 1889 tarihinde tüm dünya emekçileri için 8 saatlik çalışma koşulu kabul edilmiştir.

Sosyal güvence, hafta sonlarının tatili, örgütlenme özgürlükleri vb gibi konuları bir yana bırakayım, emekçilerimizin ülkenin her yerinde genel olarak 8 saatten fazla çalıştırıldıklarını biliyorlar mı?

Batman için söylemiyorum sadece, ülke genelindeki milletvekili aday adaylarımız, çok ağır koşullarda çalışan emekçiler için çalışmalar yapmışlar mı?

Batman özeli için de söylesem tüm partilerde belki iki yüz aday adayı olacak. Bizi yönetmeye aday olanların, yaz aylarında kızgın güneş altında çapa sallayan, pamuk toplayan, başka ağır işlerde alın teri döken emekçilerin çalışma koşullarından haberdar olmaları ve onlar için düşüncelerinin olması gerekiyor…

İnşaatlarda, mağazalarda, marketlerde güvencesiz şekilde en az on saat çalıştırılan emekçiler için ne düşünüyorlar?

Yıllar yılıdır düştüğümüz hatada ısrar ediyoruz. Milletvekili adaylarında aranması gereken bazı kıstasları sorgulamıyoruz bile.

Halkımın, emekçimin sorunları için projesi olmayan insanlar karşımıza çıkıp oy isterken, “Bir dakika bakar mısınız?” demiyoruz…

Oysa demeliyiz. Bizi yönetmeye talipli olana, “Hangi projeniz var? Emek cephesindeki sömürünün son bulması için düşüncen nedir? Neden 10 saatlik çalışma koşullarına itiraz etmiyor, seçim öncelerindeki süreçlerde çaba göstermiyorsunuz? Sosyal güvencesiz şekilde çalıştırılan yüz binlerce emekçinin dramından haberiniz varsa, onlar için hangi çalışmaları yapmışsınız?” dememiz gerekiyor…

Biliyorum ki bizi yönetmeye talip olanların çoğunun bu sömürü düzeninden haberleri bile yok…

Binlerce emekçi tarlalarda kızgın güneş altında çapa sallayıp, binlercesi inşaatlarda ağır işlerde çalışırken, düşük ücret alıyormuş, sosyal güvenceden yoksunmuş, istisnalar hariç, genel olarak politikacılar/siyasetçiler nereden bilecekler ki?

Siz hiçbir politikacının tarlalara gidip alın teri döken işçilerin sorunlarını dinlediklerini gördünüz mü?

“Evet, ben bu emekçilerin sorunlarını biliyorum. Onların sorunlarını dinlemişim. Emekçilerin aldığı ücretin ne olduğunun bilincindeyim, şurada onlarla görüşmüş, şu düşüncelerimi emekçilerle paylaşmış, yaşam koşullarının değişmesi için çabalarımı gösteren belgeleri, projeleri sizlere sunuyorum” diyebilecek milletvekili aday adayı varsa, emek ve emekçi cihetiyle oylarınızı onlara gönül rahatlığıyla verebilirsiniz…

Devamı yarın