İşsizlikte her yıl olduğu gibi yine Türkiye rekoruna sahip Batman gerçeğine defalarca dikkat çekip, somut öneriler sunuyorum.

Buna rağmen yıllardır bu kentin seçilmiş ve atanmış yöneticilerinin önerilerimi dikkate almamaları beni doğruları dillendirmekten alıkoymayacaktır...

Elimde kalem tutuyor ve günlük makaleler yazıyorsam, topluma karşı görevimi yapmaya inşallah devam edeceğim.

Ta ki mesajımı anlayan yöneticiler çıkana kadar...

Bu kentte yoksulluk ve yoksunlukla mücadelede etkin çalışmaların yürütülmesi gerektiğini yüksek sesle dillendiriyorum.

Yoksullukla mücadele için pek çok hayırlı çalışmaya katılmanın mutluluğunu yaşadığımı belirteyim. Vicdanen rahatım ama bu kentin yoksullarının artmasından üzüntü duymaktayım.

Ne yazık ki bu kentte bir kuru ekmeğe muhtaç binlerce aile var. Alanda olan biri olarak bu gerçeği somut bilgi ve belgelerle ispatlayabilirim ve ispatlamışımdır...

YOKSULLARIN DRAMLARINDAN HİCAP DUYUYORUM...

Her Ramazan ayında hayırseverlerin dağıttığı ücretsiz bir iki kuru ekmek için fırınların önünde izdiham yaratan yoksullarımızın dramlarından hicap/utanç duyuyorum....

Günlük yazı yazdığım Batman Çağdaş Gazetesi, 2019 yılı Ramazan ayından yine çarpıcı bir haberi kamuoyunun gündemine taşıdı, birlikte okuyalım:

Batman’da Ramazan ayında başlatılan ‘Her sofrada ekmek olsun’ kampanyasına hayırseverlerden destek yağıyor. 16. Caddedeki Akça Ekmek Fırınında günde 15 bin kişiye ücretsiz ekmek dağıtıldığını belirten Serdar Okan: 'Sadece fırınımızda bini aşkın ekmek veriyoruz. Diğer fırınları da kattığımızda bu rakam 15 bini buluyor. Yetim, dul ve durumu elverişli olmayan ailelere ekmek dağıtımını yapıyoruz. İftar öncesinde fırında ekmek kalmıyor. Hayırseverlerin bağışladığı ekmeğin bir bölümünü de kenar mahallelerdeki dar gelirlilere ulaştırıyoruz' dedi.

Batmanlı hayırseverlerin ekmek yardımı için adeta yarışa girdiğini belirten Okan, şöyle devam etti: 'Hayırseverlerin ekmek talebi doğrultusunda ekmek çıkarıyoruz. Hayırseverler bütçelerine göre sipariş veriyor. Her gün fırın önünde ekmek bekleyen ailelere öğle ve ikindi saatlerinde ekmek dağıtıyoruz. Ramazan ayı boyunca fırına gelen her dar gelirli aileye 5 ekmek veriyoruz.' Öte yandan erken saatlerde fırınlar önünde ekmek bekleyen dar gelirlilerin izdihama neden olmaması için fırıncılar ekmeği sıradakilere dağıtıyor."

http://www.batmancagdas.com/gundem/hayirsever-ekmegi-h63294.html

KURU EKMEĞE MUHTAÇ İNSANLAR DÜŞÜNDÜRMELİ...

Evet, bu haber acı gerçeklerimizi gözler önüne seriyor. Atanmış ve seçilmiş tüm yöneticilerimizin, milletvekillerimizin, sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerimizin bu acı tabloyu gündemlerine alıp, çare üretmeleri gerektiğine inanıyorum.

Yıllardır bıkmadan ve usanmadan bu acı gerçeğe boşuna dikkat etmiyorum. Yaptığım değerlendirmelerde yanlışım varsa, verilecek cevaplara yer vermeye hazırım.

Midyat garajından eski Mehtap sinemasına indiğinizde, bir fırının önündeki izdihama tanık olmuşsunuzdur. Hayırseverlerin dağıttığı bir iki adet ekmek için kuyruk oluşturan, izdiham yaratan ve birbirlerini adeta ezen vatandaşlarımız gerçeğinin ortaya koyduğu somut gerçeklik şudur; Demek ki Batman’da bir kuru ekmeğe muhtaç binlerce insanımız var…

Bu kentte yaşam sürenlerin yoksullukla boğuşmaları kader değildir…

Bu kadar muazzam su kaynaklarına, göz alabildiğince verimli topraklara, hazineler değerindeki dağlara, muhteşem yaylalara sahip bir coğrafyada insanlar bir kuru ekmeğe muhtaç hale geliyorlarsa, oturup düşünmek gerekir…

Eğer bu zenginlik kaynakları gerçeği ortada iken yoksullarımız fırın önlerinde azarlanma,

sopayla uzaklaştırma durumuyla karşılaşıyor, buna rağmen kuru ekmeği kapma mücadelesi veriyorsa, sakın kimse bunun bir kader olduğunu söylemesin…

**

**

Hayır , hayır bu bir kader değildir. Dünkü yoksulluk da kader değildi.

Yoksulluk, fakirlik bu halkın kaderi değildir. Öncelikle bu gerçeği bileceğiz…

Yöremiz, yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarıyla ‘Afrika’ değil, ‘Avrupa’ koşullarını yaşamalıdır…

Eğer bu koşulları yaşamıyor, Ramazan aylarında ücretsiz iki ekmek için kadınlarımız, kızlarımız izdiham yaratıyorsa, bunun nedenlerine kafa yormalıyız.

İzlediğim kadarıyla hiçbirisi yüzünü gizleme gereği duymuyordu. Çok yaşlı anne ve babalar, genç gelinler ve çocuklar yoldan geçenlere aldırış etmeden bir kuru ekmek beklentisindeydiler. (Utansınlar demiyorum, çünkü asıl utanması gerekenler başkalarıdır!..)

Cenabı Allah bu mübarek ayda sırf bedenimize eziyet çektirmek için saatlerce aç ve susuz kalmamızı istemiş değildir. Peygamberimiz (SAV), “Öyle oruç tutanlar vardır ki neticede ellerine geçen, sadece açlık ve susuzluklarıdır” diye buyurmuşlardır.

Demek ki bütün vücudumuzun uzuvlarına oruç tutturmamız gerekiyor. Demek ki Ramazan orucu, nefsi terbiye etme dışında özellikle toplumsal ve sosyal açıdan çok önemli dersler içeriyor. Düşünceme göre Ramazan orucu, İslam’ın toplumsal ve sosyal boyutu olan en önemli ibadetlerinden biridir.

Kuru ekmeğe muhtaç insanlarımız gerçeğine hepimiz kafa yormalıyız. İşsizlikte, istihdamda ciddi sıkıntılarımız var. Yeni yatırımlar için girişimcilerimizin duyarlı olmaları gerektiğine inanıyorum. Yoksullukla mücadelede yeni fabrikalara, iş istihdam alanlarına ihtiyacımız var. Yoksulluk ve yoksunlukla mücadele için Valilik koordinesinde önemli bir Çalıştay düzenlenmesini öneriyorum. Tüm sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerinin davet edileceği Çalıştay'da önemli çözüm önerileri çıkabilir. Kentimizi bu ayıptan kurtarmanın yollarını bulmamız dileğimle.