Eğitime çok önem veren ve savunan biriyim. Eğitim camiasının bir neferi olduğum için bunu söylemiyorum.

Bu köşede eğitim sorunları ve çözümleri için boşuna sayısız yazılar yazmadım. Çünkü sorunların en önemli nedeninin eğitimsizlik olduğu gerçeğini iyice kavramış bulunuyorum.

Hayatın her alanında kalkınma, daha güzel ve aydınlık yarınlara ulaşmanın yolu eğitime önem vermekten geçer diye düşünüyorum.

Topluma insan hakları, çevre ve ekoloji bilincinin kazandırılması için özellikle eğitimi savunduğumu biliyorsunuz.

Batman’daki sayısız eğitim yuvalarında öğrencilere çevre eğitimi ile ilgili konferanslar vererek daha yaşanabilir bir kent için üzerime düşeni yapmaya gayret göstermişim.

EĞİTİMLE İLGİLİ VECİZ SÖZLER

Rabbimizin ilk emri eğitimle ilgilidir.

“Oku yaratan Rabbinin adıyla” hitabının muhatabıyız…

Hz. Muhammed’in ilim ve eğitimle ilgili sayısız ifadeleri vardır, bize ulaşan en çarpıcı sözlerinden birisi şöyledir; “İlim kadın-erkek her Müslümana farzdır.”

“Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir” der, ünlü insan hakları savunucusu Sayın Nelson Mandela…

Basit bir meseleden söz etmiyor merhum Mandela. Dünyayı değiştirmek için en güçlü silah olarak eğitimi görüyor.

Ya Albert Einstein eğitimle ilgili ne söylemiş biliyor muyuz?

“Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.”

20. yüzyılın önemli fikir adamlarından, din alimi, yazar, müfessir merhum Seyit Kutup, eğitimin önemi ile ilgili olarak şu veciz sözü sarf etmiştir: “Bilginin gücüne inanıyorum, kültürün gücüne inanıyorum; ama eğitimin gücüne, daha çok inanıyorum.”

Son olarak Kuan Tzu’ya ait olduğu belirtilen şu güzel sözlere yer vereyim:

“Bir yıl sonrasıysa düşündüğün, tohum ek.

Ağaç dik, on yıl sonrasıysa tasarladığın,

Ama düşünüyorsan yüz yıl ötesini, halkı eğit o zaman...

Bir kez tohum ekersen, bir kez ürün alırsın,

Bir kez ağaç dikersen, on kez ürün alırsın,

Yüz kez olur bu ürün, eğitirsen toplumu.

Birisine bir balık versen, doyar bir defa;

Balık tutmayı öğret, doysun ömür boyunca...”

Bu güzel ve veciz sözlerden sonra sadede geleyim. Eğitim için ülke genelinde katrilyonlar harcanıyor. Okul öncesi denilen ana sınıflardan üniversitelere kadar sayısız eğitim yuvaları inşa ediliyor.

İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite alt ve üst yapıları/binaları için harcanan katrilyonlara ilaveten donanımları için de milletin parası ile harcamalar yapılıyor.

Laboratuarlar, bilgisayarlar, eğitim metaryallerini de hesaba ilave ediniz…

Ayrıca bütün eğitim yuvalarının temizliği,

bakımı,

ısınması,

aydınlatılması,

suyu vs hizmetleri için yapılan harcamalar…

Dahası da var; bütün eğitim yuvalarında istihdam edilen görevliler,(Yardımcı Hizmetliler/temizlik görevlileri, yazıcılar, memurlar, muhasebeciler, öğretmenler, öğretim görevlileri) onlara ödenen maaşlar…

Her yıl değiştirilen kitaplar, zorunlu olarak tutulan defterler, kalemler, kırtasiye malzemeleri bütçesini hatırlatmama gerek yoktur herhalde…

Bu kadar parayı niçin gözden çıkarıyoruz dersiniz?

Çocuklarımızın eğitilmesi için değil mi?..

Eğitimle geleceğimizi inşa etmek istiyoruz da ondan…

Cehaletle, karanlıkla, zorbalıkla mücadele etmenin yolu, eğitim meşalesini gür tutmamızdan geçtiği için…

Görüldüğü gibi dört duvar inşa ederek eğitim işi bitmiyor…

Değerli Okurlar, eğitim yuvalarını teslim ettiğimiz eğitimcilere de önemli görevler düşüyor. Eğitimin öneminden dem vururken, eğitimcilerin de sorumluluklarını hatırlatmak isterim. Toplumumuzun bu kadar harcama yapılan eğitimden beklentilerine yanıt vermelidirler. Eğitim önemlidir, boşluk kaldırmaz…

DERSLER BOŞ GEÇMESİN…

Bakınız, sömestr tatili, yani ilk yarı tatiline 15 gün kalmış. Daha on beş gün önce sayısız öğrencinin derslere asılmadıklarını gözlemledim. Özellikle sayısız lise öğrencisi, “Yazılılarımızı bitirdik, artık okula gitmeye bile gerek yok” diye konuşuyorlardı. Şimdi de derslerin boş geçtiğinden söz eden sayısız öğrenciler gerçeğini duyuyorum…

Yeni öğretim yılı başında, ilk on beş günde derslerin çoğu boş geçiyordu. İlk hafta pek çok okulda yoklama bile yapılmıyordu.

Yarı yıl tatili öncesindeki boşluktan yukarıda söz ettim. Yarı yıl tatili dönüşü ilk haftanın da iyi ders verilerek geçirilmeyeceğinden eminim…

Yaz tatiline doğru neredeyse son ayda doğru dürüst ders verilmiyorsa, oturup düşünmek gerekir…

Görevlerini sorumluluk bilinciyle yapan, derslerini aksatmayan eğitim yuvalarımız var mı tam bilemiyorum. Varsa böyleleri, kendilerine saygılarımı sunarım.

Ben bu yazımda sadece bu yıldan değil, geçmiş otuz yılın genel durumundan söz ettim. Yıllarımı verdiğim eğitim camiasının genel durumunun bu olmadığını ileri süren varsa, kendileriyle tartışmaya, gerekirse eğitim yuvalarını görmeye çıkabilirim…

GERÇEK EĞİTİMCİLER…

Eğitim ve eğitimcilerden söz etmişken, pek çok okulda öğrencilerin dövüldüğü şikayetlerine de aracılık yapmak istiyorum.

Bazı liselerin idarecilerinin öğrencilere ağır hakaretlerde bulundukları gibi, şiddet yoluna da başvurdukları şikayetlerini alıyorum. Tüm öğrencilerin karşısında öğrenci döven, onlara argo ve küfürlü hitap edenleri eğitimci ve idareci olarak görmediğimi açıkça belirteyim.

Bu konuda İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine önerim ve acizane ricam; tüm eğitim yuvalarının yazılı olarak uyarılmasıdır…

“Küfürlü, argolu hitap, şiddet gerçek eğitimcilerin ve idarecilerin işi olamaz” diyorum. Bu ifadelerim gibi olmasa da, gereken uyarının yapılmasında fayda görüyorum. Bunları yapanların hakkında işlem yapılacağı uyarısı yapılsın. Ayrıca tüm lise öğrencilerine gizli anket yaptırılsın. Hangi idarecilerin, ne tür yanlış ifadelerle, ne tür şiddete başvurduklarını ortaya çıkarabilirler. Öğrencilerine güzel ahlaklarıyla örnek olan idarecilerin ellerinden öperim, onlara yönelik değildir sözlerim…

Son olarak bazı okullarda mikrofonu ellerine alan kimi idarecilerin uzun süre konuşmalar yaparak öğrencileri sıktıkları yolunda şikayet, duyum ve tespitlerim var. Bir keresinde kent dışındaki bir lisenin öğrencilerinin Cuma günü dağılma saatinden önce yarım saat civarında ayakta tutulduklarını gözlemlemiştim. Uzakta otururken rahatsız olmuştum. Böyle nutukları doğru bulmuyorum vesselam.

Daha güzel yarınlar için eğitime katkı sunma amaçlı yazıma son verirken, cehaletle mücadeleye devam diyorum.