Dünden devam

 

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) kentimizle ilgili olarak dünya kamuoyuna açıkladığı hava kirliliği derecemiz üzerine dünkü yazımda önemli tespitlerde bulunmuştum. Önce Batman ile Bartın karıştırılmıştı.

WHO’nun haberi ulusal basında yer alırken Batman ile Bartın isimleri kafa karıştırmıştı. Doğrusu Bartın’ın durumu hiç de iyi olmadığından Batman’ımızın adının yanlış yazıldığını düşünmüştüm.

Bartın yerel basını da, kentlerinin hava kirliliği ile gündeme girmesinden rahatsızlık duymuştu.

Bartınlı gazeteci Tolga Akıner, ‘Batman Nere, Bartın Nere?’ başlıklı değerlendirmesinde durumu şöyle özetlemişti:

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2016 yılı verileri ışığında dünya genelindeki hava kirliliği raporunu yayınladı. Rapor, her yıl olduğu gibi bu yıl da yerli ve yabancı haber ajansları ile internet siteleri, ve uluslararası televizyon kanalları ile ulusal gazetelerde haber oldu. Türkiye'deki pek çok gazete ve televizyon kanalının da aynen alarak yayın yaptığı haberdeki vahim hata, kısa süre sonra anlaşıldı. Rapora ilişkin haber hazırlanırken, editör tarafından Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Batman ili, Batı Karadeniz'de bulunan ilimiz Bartın'a olan isim benzerliğinden dolayı karıştırılmış, bu nedenle de Avrupa'nın havası en kirli kentler listesinde Batman yerine Bartın 2. sırada yer almıştı.”

Meğer doğrusu Batman’mış. Geçmiş yıllarda kentimizde hava kirliliği had safhaya varıp, ‘üçüncü seviye uyarı eşiği’ aşılmasına rağmen WHO’nun, kentlerin hava kalitesi hakkında raporlar yayınladığını hiç duymamıştım. Yayımlanmışsa bile hiç duymadığımı belirteyim.

Yıllar önce kent merkezinde aşırı şekilde kalitesiz kömür yakarak bacalarından zehir saçan yüzlerce apartman fuel oile geçiş yapacak, bacalarına filtre takma zorunluluğu getirilecek, yakıtların denetimi hız kazanacaktı.

Sonrasında ise bildiğiniz gibi Batman’ımız doğalgaza kavuştu.

TÜPRAŞ Rafinerisi yakıt değiştirdi ve doğalgaza geçti.

Hava kalitemizi olumlu yönde değiştiren gelişmeler yaşandıktan sonra WHO, beş yıl önceki verileri kamuoyuna duyurup, Batman’ı, Avrupa kentleri arasında havası kirli en kötü ikinci, Türkiye’nin ise birincisi olarak ilan etti…

Doğrusu bana ilginç geldi. Batman’ın ‘Avrupa kenti’ olarak gösterilmesi gibi…

Tamam, Avrupa birliği kapısında bekleyen bir ülkeyiz, AB normlarını da kesinlikle savunuyoruz. Ancak coğrafi olarak Batman’ın Avrupa Kenti sayılmasına da doğrusu bir anlam veremedim…

Yıllar öncesine kadar gerçekten de Batman’da da inversiyon olayı çok vahim boyutlardaydı. Batı Raman dağında televizyonlara konuşarak, kentimiz üzerindeki inversiyon tabakasını gösterdiğimi hatırlıyorum.

Öte yandan Batman semalarını kaplayan kara inversiyon tabakasına dikkat çeken sayısız konferanslar veren birisiyim.

Partikül/toz yoğunluğunun tavan yaptığı zamanlarda Batman’ın hava kirliliği ölçüm sonuçları izlenmiyor muydu?

Neden o yıllar değil de şimdi ve neden 2012 yılı verileri şimdi açıklanıyor?

Kentimizin havasının şu anda temiz olduğunu ileri sürmüyorum, sakın kimse yanlış yorumlamasın.

CİDDİ ÇEVRE SORUNLARIMIZ VAR…

Şu anda da kentimizde partikül/toz cihetiyle ciddi bir kirlilik var. Çünkü Batman, çukur bir alanda kurulmuş kenttir. Hava sirkülasyonu son derece yetersizdir…

Öte yandan imarda facialar yaşanmış, binalar ‘hava koridorları’ yok sayılarak inşa edilmiştir. Hava kirliliği ile mücadelede iyi bir yerde olmadığımızın altını çiziyorum…

Araçlardan kaynaklı ekzoz kirliliği bile halk sağlığı için önemli bir tehdittir…

Yıllar önce Belediye Başkanı olarak seçilen Nejdet Atalay, kalitesiz asfalttan yakınıyor ve “Belediye’nin asfalt sistemini değiştireceğim. Çünkü kalitesiz asfalt kullanıyoruz. Kalitesiz asfalt ise aşırı toz yaratıyor. Kafamdaki düşünceyi hayata geçirebilirsem kentimiz daha kaliteli asfaltla buluşacak” diyerek acı durumu kabulleniyordu.

Kentimizdeki her görüşten tanınmış politikacıları, şahsiyetleri çatısı altında buluşturan Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, özellikle anız yangınlarından kaynaklı partikül yoğunluğu gerçeğine sürekli dikkat çekip duruyor…

Eski Milletvekillerimiz Mehmet Emin Ekmen, Ziver Özdemir, şu anki Ak Parti Batman İl Başkanı Diyadin Uçar’ın da gönüllüsü olduğu ve destek verdiği Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, hava kirliliği uyarıları dikkate alınsaydı, yıllarca zehir solumayacaktık…

İki binli yılların başından itibaren bu kentin temiz havası için mücadele verildi. Cumhuriyet Meydanında ilk bez maskeli eylem yapıldığında, kimse ‘hava kirliliği’ nedir bilmiyordu. TÜPRAŞ’ın önünde maskeli eylem yapıldığında, sendikacılar bile çevrecilere saldırmak istemişti…

Batman’daki Hava Kirliliği Ölçüm İstasyonu’nun kentimize kazandırılması için bile sayısız eylem düzenleyen, basın açıklaması yaparak kamuoyu oluşturan çevre örgütümüz gerçeğini anımsatmak isterim.

Hava kirliliği insan sağlığı için çok tehlikeli bir durumdur. Şu ifadeleri ciddiye almak zorundayız: “PM 2.5, Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır olarak gördüğü bir metreküpte 10 mikrogram (10µg/m³) miktarını geçtiği zaman ciddi sağlık sorunları ortaya çıkarıyor. Bu maddelerin büyüklüğü solunum yollarından geçecek ve direkt akciğerleri etkileyecek kadar küçük. PM 2.5 ile kısa dönemli etkileri, göz, burun, boğaz ve akciğer tahrişlerine ve böylelikle öksürüklere ve nefesin kesilmesine yol açıyor. Bu durum astım ve kalp rahatsızlıkları gibi durumları daha da kötüleştiriyor. Pm 2.5’in uzun dönemli etkileri ise kronik bronşit, düşük akciğer kapasitesi, kalp rahatsızlıkları ve akciğer kanseri gibi ölümcül hastalıklara yol açıyor. Solunum yolları hastaları, çocuklar ve yaşlılar PM 2.5’ten daha fazla etkilenmekte. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre PM 2.5’in yıllık ortalamasının 10 μg/m3 daha yüksek olması  solunum, dolaşım ve sinir sistemi üzerinde kalıcı hasarlar bırakıyor.” 

Sonuç olarak; Batman’ın toz/partikül yoğunluğunu azaltmak için Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklamadan kendimize ders çıkarmalıyız. Madem kentimiz hava kirliliği konusunda önemli bir tehlike ile karşı karşıya, şu halde sorunu masaya yatırıp, kalıcı çözümler için çaba göstermeliyiz.

Dünya Sağlık Örgütü, 2012 yılı verilerini açıklamış olsa bile bize düşen acilen durumumuzu masaya yatırmak ve çözümler aramaktır. Daha temiz ve yaşanabilir bir Batman için her türlü kirliliği kamuoyu gündeminden düşürmemeliyiz. Çevre sorunlarımız sadece hava kirliliği ile sınırlı değildir. Havamız kirli, suyumuz kirli, toprağımız kirli, çevremiz kirli. Atıksularımız biyolojik arıtmadan geçirilmiyor. Katı atıklarımız vahşice depolanıyor, bertaraf tesislerimiz yok…

Sol Sahil Sulama kanalı, İluh deresi kangrenleşen sorunlarımız. Şu anda bu sorunların çözümü için hamleler yapılıyor. Biz bütün ve daha yığınla sorunlarımızı biliyoruz. Batman Çevre Raporumuz ve çözüm önerilerimiz var. Valilik, Sağlık, Halk Sağlığı, Çevre ve Şehircilik, Belediye, DSİ, Mahalle Çevre Kurulu, İl Hıfzıssıhha Kurulu ile güç birliği yapmaya hazırız. Rabbim hayırlı çalışmalarımızda bize güç ve kuvvet versin. Sağlıkla kalınız.