Dünden devam

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan resmi açıklamada, 2010-2016 verilerine göre Batman’ın hava kirliliği açısından Türkiye’nin en kirli kenti olduğuna dikkat çekilmiş. Dünkü yazımda ifade ettiğim gibi, bu verilere inanmıyorum, inanmak da istemiyorum...

Batman’da tek bir hava kirliliği ölçüm cihazımız, merkezimiz esas alınarak bu sonuçlara ulaşılmış ise, bana inandırıcı gelmiyor. Valilik bahçesindeki sistem verileri alıyor. Yoldan geçen hayvan sürülerinin ölçüm sonuçlarını etkilediğini duymuştum.

Bir keresinde ölçüm cihazının yanına park eden ve çalışır vaziyette kalan bir aracın egzoz gazları, verilerde tavan yapmıştı da bunun farkına varılmıştı…

Geçtiğimiz Ocak ayında Dünya Sağlık Örgütü’nün yine bir açıklaması olmuştu. O zaman hava kirliliği verilerine göre kentlerdeki nüfusun doğal sigara içicisi olduğuna dikkat çekilmişti.

Yanılmıyorsam, WHO, ilk kez, ‘hava kirliliğine bağlı dünya sigara haritası’nı çıkarmış ve bunu dünyaya ilan etmişti. O raporlarına göre, Batman’da herkesin günde 3.9 sigara içmiş gibi olduğu ifade edilmişti…

WHO’nun 2017 verileri üzerine bu köşede şu uyarıyı yapmıştım; ‘Batman’da Kükürt Dioksit oranının hayli düştüğünü biliyorum. Ancak partikül maddeler açısından hala sıkıntılıyız.

Hava kirliliğinin azaltılması için özellikle başta İl Hıfzıssıhha, Batman Mahalli Çevre Kurulu olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşları daha etkin önlem almaya davet ediyorum.’

Ne yazık ki WHO’nun Batman ile ilgili çarpıcı ve endişe verici açıklamaları üzerine hiçbir kurum ve kuruluşumuzdan çıt çıkmamaktadır…

KURUMLARIMIZ VE WHO RAPORU…

Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliği nedeniyle dünyada milyonlarca kişinin hayatını kaybettiğini açıklıyor. Batman’ın, Avrupa’nın ve Türkiye’nin havası en kirli kenti olduğunu ilan etmesine rağmen, resmi kurum ve kuruluşlarımız sağır sultanı oynuyorlar…

Basındaki bilgilere göre, Amerika Birleşik Devletleri'nin California eyaletinde yer alan ve iklim bilimi üzerine çalışan Berkeley Earth'ün yapmış olduğu araştırmayı inceleyen Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hava kirliliği PM2.5 olarak adlandırılan parçacıkları solumanın insan sağlığını tehlikeye soktuğu, söz konusu parçacıkların akciğerlere ulaşmasıyla astım ya da kansere yol açabildiğine dikkat çekilmişti.

Değerli Okurlar, 2010-2016 yılları arasındaki verilerin ışığında hava kirliliği bilgilerini kamuoyuna açıklayan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un konuyla ilgili çarpıcı beyanları oldu. Önemli bölümlerini takdirlerinize sunuyorum:

"Hava kirliliği hepimizi tehdit ediyor, ama en fakir ve en ötekileştirilmiş insanlar bu yükün en ağır kısmına katlanıyor. Bugün hala, çoğu kadın ve çocuk olan üç milyardan fazla insanın evlerinde kullandıkları soba ve kaloriferlerden çıkan ölümcül zehri soluyor olması kabul edilemez. Eğer hava kirliliği konusunda acilen tedbir almazsak, sürdürülebilir büyümeye asla yakalayamayacağız."

Bu ifadeler önemli. Ancak WHO raporundaki şu çarpıcı bilgileri de dikkate almalıyız: “Raporda her yıl yedi milyon insanın kirli havadaki partikülleri ciğerlerine nefes yoluyla çekmeleri sonucu, felç, kalp krizi, akciğer kanseri, kronik obstruktif akciğer hastalıkları, zatürree de dahil solunum yolu hastalıklarından yaşamını yitirdiği vurgulanıyor. Rapora göre 2016 yılında 4.2 milyon insan kirli havaya bağlı rahatsızlıklardan yaşamını yitirdi.

Kirliliğe sebep olan yakıtlarla yemek pişirme ve teknolojiler sonucu oluşan evsel hava kirliliği nedeniyle ise 3.8 milyon insanın aynı dönemde hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.

Artık 108 ülkede 4 bin 300 kent WHO´nun çevresel hava kalitesi veri tabanına dahil edildi ve bu da alanında en kapsamlı veri tabanı olduğu anlamına geliyor. 2016´dan bu yana veri tabanına binden fazla kent eklendi.”

Bu resmi beyanlara rağmen, ilgili kurum ve kuruluşlarımızın suskunluğu tercih etmesi bence düşündürücüdür…

2010-2016 yılları arasında dünyada “7 milyon insanın, kirli havadaki partikülleri ciğerlerine nefes yoluyla çekmeleri sonucu, felç, kalp krizi, akciğer kanseri, kronik obstruktif akciğer hastalıkları, zatürree de dahil solunum yolu hastalıklarından yaşamını yitirdiği vurgulanıyor”, ancak en havası kirli kent olarak ilan edilen Batman’ımızda ilgili kurumlar kamuoyuna bir açıklama yapma gereği bile duymuyorlar…

Bu hastalıkların Batman’da tavan yaptığını bilmeyen yok…

Madem bu hastalıklar ve onlardan kaynaklı ölümler gerçeği açıktır, niçin mesele ile ilgili çalıştaylar düzenlemiyoruz?

İnsan sağlığı için en vazgeçilmez olan şey, temiz hava, oksijendir. Eğer hava kalitemizde sorunlar yaşanıyorsa, bunun için el birliğiyle mücadele vermemiz gerekiyor.

Valimiz Sayın Ahmet Deniz, toplum sağlığı için sigara ile mücadele ederken, halkı ve STK’ları bu konuda duyarlılığa çağırırken, bu köşede kendisine açık destek vermeyi görev bildim.

Hava kirliliği gibi çok önemli sorunumuz için WHO açıklama yapıyor. Sayın Valimizin bu mesele ile ilgili olarak kurumları uyarmasında yarar görüyorum.

Önerim şudur; halk sağlığından sorumlu kurum ve kuruluşlar ile kurullar var.

Sağlık Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, Tarım Müdürlüğü, Batman Mahalli Çevre Kurulu, Batman İl Hıfzıssıhha Kurulu, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, çevre ve sağlıkla ilgili sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerini bir toplantıyla buluşturma konusunda adım atmasında yarar görüyorum. Hava kirliliğini tüm boyutlarıyla tartışıp, çözüm üretmemiz için bunu elzem görüyorum. Sağlıkla kalınız.