Yanı başımızda bulunan savaşta bir insanlık dramı yaşanıyor. Suriye’de yaklaşık üç yıldır yaşanan iç savaş dolayısıyla milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu. Ölen insanların sayısı bile tam olarak bilinmiyor.  Gerek Irak ve gerek ise Suriye’de yaşanan savaşın yeni boyutu daha çok siyasal iktidarların ve rejim sisteminin değiştirilmesine yönelik görünüyor. Her ne kadar Irak ve Suriye’deki durum farklılıklar arz etse bile sonuçta durum paylaşımın adil bir şekilde gerçekleştirilmediği meselesinde kilitleniyor.


Ancak son dönemde beklenmedik bir durum ile karşılaşıldı.


Irak ve Suriye’deki durumdan vazife çıkaran bazı çevreler ortaya IŞİD denilen bir çeteyi çıkardı. Bu yapı ortamın kaotik yapısından beslenerek hızla büyüdü. Taban bulduğu bölgelerde yayılmasını sürdürdü ve bu dünya kamuoyunun dikkatin çekmedi ta ki IŞİD çetelerinin Kürtlerin yaşam alanına saldırısına kadar.


ŞENGAL SALDIRISI


Arap ve Sünni kesimin çoğunlukta olduğu alanlarda ittifaklar geliştirerek herhangi bir direnişle karşılaşmayan sözüm ona islam devleti çetecileri Iraktan hızla yayıldıktan sonra Kuzeyde barınma imkanı bulan bir avuç Ezidiye saldırmayı seçtiler. Ele geçirdikleri insanları öldürdüler, kadınlarına ve kızlarını tecavüz ettiler, mallarına el koydular ve kadınları pazarlarda sattılar. Aynı uygulamaları Suriye’de de yaygınlaştırarak sürdürdüler kendilerinden olmayan herkesi Arap, Kürt, Türkmen demeden yok etmeye başladılar.


Bu durum karşısında insanlar hızla yaşam alanlarını terk ederek komşu ülkelere sığınmaya başladı. Hızlı göç dünyanın da dikkatlerini çekmeye başladı.


Ancak IŞİD çetesinin hesaplamadığı gelişmeler yaşandı. Her tarafı kırıp geçiren koca Musul’u ve ordusunu saatler içerisinde teslim alan bu korku salan yapı Kürtlerin direnişi ile karşılaştı. Bir anlık şaşkınlığı üzerinden atan Kürt savaşçıları kimsenin tahmin etmediği bir direniş sergilediler ve IŞİD çetesinin ilerleyişini durdurdular.


Bu direnişi sindiremeyen çete yönetimi bütün gücü ile Kürtlere ve Kürtlerin yaşam alanlarına yüklendi. Şengalde durdurulup geri adım attırılınca bu kez Suriyeden vurmaya başladı.


YENİ ADRES KOBANÊ


IŞİD (DAİŞ) çeteleri Eylül ayının ortalarına doğru Kürtlerin ilan ettikleri üç kantondan biri olan ve iki kantonun ortasında bulunan ve aynı zamanda Türkiye ile geçiş noktası olan Kobanê’ye saldırmaya başladı. Önce şehrin etrafında bulunan 360 köyü ele geçirdi ardından da şehir merkezini kuşatmaya başlayıp vurmaya başladı.


Kürtler daha önceki deneyimlerinden yararlanarak sivilleri bu alanlardan boşalttıkları için daha büyük bir katliam yaşanmadı ancak alan tamamen boşaltıldı.


Herkesin yaptığı hesaba göre Kobanê birkaç günlük saldırı ardından düşecek ve Kürtlerin işi bitecekti ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Kobanê halkı direndi ve kenti teslim etmedi. Düştü düşecek denilen kent direnişinde bir buçuk ayı geride bıraktı.


Kadın erkek, yaşlı genç demeden bütün gücü ile direnin Kobanê sonunda dünyanın dikkatlerini üzerine çekti ve koalisyon güçlerinin desteğini almayı başardı. Tabi bütün bunlar olurken dünyanın dört bir tarafında yapılan gösteriler ve ortaya konan kararlılıkları da unutmamak gerekiyor.


Kobanêdeki bu direnişe destek vermek için Nobel Barış Ödülü sahibi İnsan Hakları savunucusu Adolfo Perez Esquivel ve Amerikalı ünlü filozof ve dilbilimci Prof. Noam Chomsky’nin de aralarında bulunduğu 130 kişi ve kuruluşun ve Avrupa Birliği Türkiye Yurttaş Komisyonu (EUTCC) ve Peace Camping inisiyatifi tarafından yapılan çağrı ile 1 Kasım Dünya Kobanê günü ilan edildi.


1 Kasım günü saat 14’te yapılacak etkinlikler ile Kobanê direnişine destek verilecek. Çağrıcalar konu ile ilgili yaptıkları açıklamada; “Artık tüm uluslararası aktörlere, ‘başka bir siyaset mümkündür’ mesajının verilmesi zamanı gelmiştir. Tüm dünya halklarını Kobani ile dayanışmalarını göstermelerini istiyoruz. “Sizleri, ‘İmdat Kobani’ demek için düzenlenen eylem gününe katılmaya davet ediyoruz. IŞİD’e karşı direnişi destekleyiniz! Kobani’yi ve insanlığı destekleyin! Şimdi harekete geçme zamanı!” mesajı ile destek istediler.


Bu çağrı ve eylem sonucunda Kobanê direnişçileri kendi davalarını ve direnişlerini dünya kamuoyuna kanları pahasına da olsa kabul ettirmiş görünmektedirler. Gösterilen bu direniş sayesinde Kobanê’nin kendilerine ait olduğu tartışmasız olarak kabul görmüştür. Bu durumda IŞİD çetesinin alanı terk etmesinden ve kaybetmesinden başka şansı kalmamıştır.


Ancak Kobanê bu direnişi ile sadece kendi birliğini değil Kürtlerin birliğini ve insanlığın direnişini de sağlayan bir sembol olmuştur. Bu nedenle 1 Kasım Dünya Kobanê gününü destekliyor ve kutluyoruz.