Bu yazıyı büyük bir hüzünle yazıyorum. Bilgisayarın başına geçip, çok değerli bir şahsiyetin vefatı ile ilgili değerlendirme yaparken gerçekten de büyük üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum.

Batmanlıların sevip saydıkları, ‘Ziya Baba’ diyerek bağırlarına bastıkları Nöroloji Uzmanı Dr. Ziya Arık’ın vefat haberini duymuş olmalısınız.

Sayın Arık’ın ardından hakkında bir değerlendirme yapmak gerçekten kolay değilmiş..,

Batman’ın kavurucu sıcakları malumunuz. Herkes gibi, arada bir fırsat buldukça kentten uzaklaşarak soluğu daha serin yerlerde almaya çalışıyorum.

Hayır hayır, ‘serin yerler’ derken, Karadeniz veyahut ülkenin güney ile batı bölgelerindeki sahiller, turistik merkezler hiç aklınıza gelmesin…

Yine ‘serin yerler’ derken, Van, Tatvan gibi yerleri de düşünmeyin. Herkes imkanlarına göre hareket etmek zorundadır.

Aile fertlerim haklarını helal etsinler. Çok şükür, helal rızıkla idare ederken, diledikleri yerlere onları götüremediğimin bilincindedirler.

Batman dışında yakın yerlere gitmek benim için fırsat tatilleridir.

Bu kez kentin gürültüsünden, sıcaklığından uzaklaşmak, ayrıca akraba ziyaretleri için çocukluğumun geçtiği köyüme gitmiştim.

ACI HABERE İNANMAK İSTEMEDİM…

Cep telefon iletişiminde bazen sorunlar yaşansa bile Sayın Ziya Arık’ın vefat haberini alacaktım…

Önce inanmak istemedim…

Acı bilgiyi teyit ettirince, bana haberi ulaştıran dayılarında kalmış küçük oğluma çok öfkelendim. O acı haberi tatilde bulunduğum bir sırada bana vermek zorunda mıydı?..

Küçük oğlum, Dr. Arık’ı çok sevdiğimi bildiği için beni bilgilendirmek istemiş.

Evet, Sayın Ziya Arık, gerçekten çok değer verdiğim, sevip saydığım bir insandı…

1990’lı yıllardan beri yakından tanıdığım bir şahsiyetti…

Merhum Ziya Arık, ailemizin de doktoruydu. Yıllarca her türlü rahatsızlığımızda aile ve yakın akrabalarımın tümü Sayın Arık’ın yanında tedavi oluyorduk.

Babamın en çok sevdiği ve değer verdiği doktor, kesinlikle Sayın Arık’tan başkası değildi. Babam, onun tansiyon ilaçlarıyla sağlığını korumuştur. Ne zaman muayene için yanına gitsek, babam için; “Baba” ifadesini kullanırdı.

Sayın Arık, merhum Annemin de doktorluğunu yapmıştı. Yıllar önce ilk kez tedavi için Annemi yanına götürdüğümde, elindeki kalemi havaya fırlatıp tutması, felç belirtilerinin olup olmadığını öğrenmek için bazı hareketler yapma talepleri nedeniyle şaşkınlık yaşamıştı. Annem, “Oğlum bu doktor deli değil mi?” diye sormuştu. “Deli doktor mu olur? Yöntemleri böyle” diye cevap vermiştim. Sonra ilaçlarıyla şifa bulduğunda onu oğlu gibi sevmeye başlamıştı.

Bir ara eski Batman Devlet Hastanesinde görev yapıyordu. Gece yarısı bulantı ve kusma rahatsızlığı geçiren Annem için apar topar acile gitmiştik.

Evde iken anneme, orta kulaktaki bir sıvının rahatsızlığa neden olduğunu izah etmiştim. Çünkü tıbbı karıştırıyordum o sıralar.

Acilde bir pratisyene muayene için sıra bekliyorduk ki Sayın Arık’la salonda karşılaştık.

Beni görünce; “Hayırdır?” diye sorunca, “Hocam, annemi acile getirdim. Şöyle şöyle belirtileri, rahatsızlığı var” diyecektim. Hemen acil odasına giderek annemi dakikalarca muayene etti ve ilaç yazdı. (Gece yarısı yatan hastaları için hastaneye gelen bir doktordu.)

Merhum Annem, her muayeneden sonra doktorlara, rahatsızlığının ne olduğunu soruyordu. Merhum Arık, rahatsızlığının kulak içindeki sıvı ile ilgili olduğunu söyleyince, “Valla oğlum evde iken aynı şeyi söyledi” deyince gülmüştük. Annem daima ilaçlarıyla şifa bulmuştur.

Yılını tam hatırlamıyorum ama bir ara uzak bir kente sürgün edilmişti. Batman eski Devlet Hastanesinde görev yaparken ilkel bir ceza yöntemi olan sürgünle eziyete maruz kalan doktorlardan biriydi.

Günümüz için de söylüyorum; kamu emekçilerinin bir suçları varsa yargılar, cezalarını kesersiniz. Başka kente sürgün ilkel bir ceza yöntemidir. Zira bütün aile cezalandırılıyor.

Bu yönteme başvuran egemenlerin, varsa saygınlıklarına gölge düşürmekten öte bir hayırlı amaca hizmet etmez…

Sayın Arık sürgün edildiğinde bu köşede kendilerini savunmuş ve sert eleştirilerde bulunmuştum. Çünkü halkımızın çok değer verdiği, ilke-prensip sahibi bir doktordu…

Hayırsever, iyilikseverdi. Batman’da ne kadar sevildiğine dair somut belge olsun diye, gazetemiz Batman Çağdaş’ta yer alan haberden bir alıntıyı bilgilerinize sunuyorum:

“Arık, Batman’da ‘Ziya baba’ lakabıyla anılıyordu. 1994 Yılından beri uzman olduktan sonra Batman’a yerleşen Arık, yakalandığı amansız hastalık için yurt dışında tedavi gördü. Batman’da görev yaptığı süre içerisinde dar gelirlilerden ücret almadan muayene eden ve ilaçlarını da üstlenen Arık, Batman Petrolspor’un koyu taraftarlarındandı. Kırmızı-Beyazlı ekibin maçlarını kaçırmayan Arık’ın ölümü sevenlerini yasa boğdu. Arık, memleketi Kahramanmaraş’ta toprağa verilirken, Batman’daki sevenleri ise adının bir cadde veya sokağa verilmesi için kampanya başlatıldı.”

Evet, sadece bu haber bile ne kadar sevildiğinin kanıtıdır. Bütün yerel basınımız sayın Arık için olumlu haberler yaptı.

Sosyal medyada kendisi için yapılan paylaşımlar ise tavan yapmış durumda. Ailesi burada olmadığı halde, merhum Arık için Cuma Usta bitişiğindeki taziye evinde, taziye ziyaretleri düzenlendi.

Vefat eden bir hekimin ardından tanık olduğumuz durumlar, ne kadar saygın bir insan olduğunun belgesidir…

Batman için ve insanlık ailesi için büyük bir kayıp olmuştur. Henüz binlerce insana şifa verebilecek yaşta iken aramızdan ayrılmıştır.

Her nefis ölümü tadacaktır. Ölümü öldüremeyiz. Ziya Baba artık yaşamıyor. Acı gerçeği kabulleneceğiz.

Binlerce insana şifa dağıtan, yüzlerce felçliyi ayağa kaldıran, yürüten, binlerce insanın umudu olan Ziya Baba’yı kaybettik. Allah’tan kendisine rahmet, kederli, acılı ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı ile sabır diliyorum.

Ne mutlu ki ardından hayırla yad eden on binler var. Kamu emekçileri başta olmak üzere herkesin bu sevgi ve saygı ile anılan Dr. Ziya Arık’ın insani hassasiyetinden dersler çıkarmasını diliyorum.