Yaklaşık on bir yıl önce Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en yüksek dağı olan ve ilimiz sınırlarında bulunan, köşemin adını aldığım ‘Mereto’ya bir gezi düzenlemiştik. O yıllarda Batman’ımız yaygın-ulusal medyada kötü şekilde tanınıyordu.

Mereto Dağına düzenleyeceğimiz gezi ile hem kentimizin tanıtımına olumlu katkı sunmak, hem de doğanın kalbine yürüyüş heyecanı yaşamak istemiştik.

Mereto Dağı’na tırmanma fikri bana aitti. Israrla Mereto’ya çıkmak istiyordum…

Sanırım 2004 yılıydı, kentimizi ziyaret eden dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Fikret Ünlü’den, Mereto Dağı’na birlikte çıkma sözü almıştık. Sayın Ünlü,  bir sonraki yıl için verdiği sözü tutamamış, yerine bir grup profesyonel dağcı göndermişti. 2006 yılında ise Batman Çevre Gönüllüleri Derneği adına doğa gezisine çıkmıştık.

Dediğim gibi, kentimizin olumsuz imajını değiştirme hedefimiz de vardı. Gezimizin sloganını, “Silahlar Değil, Flaşlar Patlasın” olarak kamuoyuna duyurmuştum.

Çok zorlu tırmanıştan sonra mereto dağı zirvesine çıkmış, orada basınla ropörtajlar yap yapmıştım. O zaman kafile başkanımız Recep Kavuş idi. Ayrıca değişik gazetelerden genç muhabirleri de (Kulakları çınlasın)gezimize katmıştık.

Mereto Dağı’nın dışında bir sonraki yıl Com Manastırı’nın bulunduğu dağa tırmanmıştık. Uçurumlu yollardan korktuğumu açıkça yazmış ve araçla Mereto’ya artık gitmeyeceğimi ifade etmiştim.

Com Dağından sonra bir ara bazı fotoğraf sanatçısı dostlarla bu kez Mereto Kanyonlarını ve o muhteşem doğayı görüntülemeye çıkmıştık. O zaman da uçurumlu yollardan araçla geçmek istememiş, zorlamalarıyla belli bir yere kadar gitmiştim…

Mereto ve karşısındaki Com dağına geziyi ‘doğanın kalbine gezi’ olarak nitelemiştim. Gerçekten de doğa harikası yerleri, doğanın kalbine gezileri özledim. Tabi bunun için huzur olmalı.

Huzurlu günler inşallah gelecek ve doğanın kalbine trekking-uzun yürüyüşler- gerçekleştireceğiz.

Bu yazımda sizlere yöre hakkında biraz daha bilgi vermek istiyorum. Mereto ve Com Dağına yaptığımız doğa gezisi ile ilgili notlarım ve önerilerim vardı, çok küçük özetle bilginize sunuyorum:

Bitlis, Muş, Bingöl, Batman, Siirt ve Diyarbakır ova ve dağları ayaklarımızın altındaydı. Her tarafa yukarıdan kuşbakışı bakıyorduk…

Sason’u çevreleyen heybetli Aydınlık dağlarını göreniniz var mı acaba? Veya Kozluk’un çevresindeki yüksek dağları yakından görmüş müsünüz? Saydığım dağlara yukarıdan, kuşbakışı bakıyorduk…

Mereto’nun zirvesinden baktığınızda, Sason’un Aydınlık dağları ve ulaşılması zor Helkis yaylaları adeta küçülmüş şekilde ayaklarımızın altındaydı. İşte Mereto’yu yücelten de bu yükseklik olmalıydı. O yükseklikten altı İlimizin coğrafi alanlarını gözle izlemenin zevkini yaşadık. Beraberimizde bir dürbün getirmediğimiz için bin pişmandık. Mereto macerası yaşamak isteyenlere önerimdir: Asla dürbünsüz gitmeyin…

MERETO ZİRVESİ…

Üç bin metreden sadece 27 metre eksik boyu ile Güneydoğu’nun en yüksek dağı olan Mereto’nun zirvesinde tarihi manastır olduğu söylenmişti bize. Bu gerçeği gözlerimizle görüyorduk şimdi.

Mereto’nun zirvesinde henüz iki küçük bölmesi yıkılmamış bir tarihi yapıt duruyordu. Ne yazık ki zirveye çıkanlar bu tarihi yapıtın üzerine çıkmakta bir beis görmüyorlardı. Etrafa, çok geniş bir alana yayılan harabeler, taşlar, bir zamanlar burada büyük bir yapıtın olduğunun göstergeleriydi…

Mereto, görülmeye değer bir dağ. Ancak öncelikle Kayadibi’ne kadar olan yol genişletilmeli, o uçurumlara karşı engeller oluşturulmalıdır. Ondan sonra teleferik kurulmalıdır. Bunun çok masraflı olacağını sanmıyorum. Yapılacak yolculuğa katılacaklardan ücret istenebilir. Binlerce ziyaretçinin her gün dağa yolculuğu mümkün olacaktır. Gezinin keyfini çıkarmak isteyenler ise iki üç gün dinlene dinlene, çadır kurup yatarak bu dağa çıkabilirler.

Bir diğer önerim; Batman’daki üst geçitler gibi bir metre genişliğinde merdivenlerin yapılmasıdır. Bu proje olarak da hazırlanabilir. Kayadibi mezrasından Mereto zirvesine kadar basamaklı merdivenlerde yürümenin keyfine doyum olmayacağı gibi, yaylalara her gün çıkıp inen köylülerimiz de eziyetten kurtulacaktır. Bunlardan hiçbirisi yapılmıyorsa, kazıklar çakılarak ip veya halatlar çekilebilir. Yorulan insanlar ip veya halatlara tutunarak Mereto’ya zirve yapabilirler diye düşünüyorum.

Com dağı notlarım: Mereto’nun kuzey cephesine bakan iki bin metreyi aşkın dağın eteğindeki Taşburun (Sarting) köyünün yukarısından geçtik. Uçurumlu yolda yine heyecan ve korku dolu anlar yaşadım. Daha sonra Turnalı (Com) köyünün sol cephesindeki dağlık araziye dağılmış bazı evlere ulaştık. İki üç haneli mezralar için yapılan yoldan geçerek araçla gidebileceğimiz son noktaya vardık.

Evet, işte Mereto’nun tam karşısında bulunan Com Manastırı’ndaydık. Dağ gezisine çıkmışken, yüzlerce yıllık tarihi geçmişi bulunan büyük bir manastırı görmemek olmazdı. 365 odalı kilise olarak halk arasında bilinen yapıtın bazı bölümleri ayakta kalmıştı.

Gerçekten de 2 bin metreyi aşkın dağın zirvesinde böyle muhteşem bir mimari yapıtın olabileceğine inanmıyordum. Ancak tahminen 1600 yıllık geçmişi bulunduğuna inandığım Com (Kom, Komık diyen de var)Manastırı karşımızdaydı…

365 oda bence büyük bir abartıydı. Ancak yıkılmış harabelere baktığımda, bazı tarihi kayıtların da ifadelerine göre çok sayıda ‘Keşiş Hücresi’nin bulunduğunu gözlemledim. Yüzlerce yıl boyunca o çetin doğa koşullarına, şiddetli rüzgara, fırtınalara, depremlere dayanarak ve tarihe meydan okuyarak günümüze gelen Com Manastırı, ne yazık ki tarihi ve kültürel değerlerin zenginlik kaynaklarımız olduğu gerçeğinden habersiz toplumların duyarsızlığına yenik düşmüştü…

İnşallah huzurlu günler gelecek, Mereto Dağı’na çıkma önerilerim pratik bulacaktır. Doğanın kalbine geziler düzenleyerek Allah’ın bize bahşettiği nimetlerin mutluluğunu yaşayacağız. Mereto ve çevresindeki bütün dağlar görülmeye değer güzellikleri barındırıyor. Buz gibi su kaynakları, muhteşem doğası ile daha tanıtımı yapılmamış yöremizdir. Mereto Kanyonları belgesel çekimleri daha yapılmamış. Huzurun gelmesi temennisiyle.