Dünden devam

Diyarbakır Dicle Barajı’ndaki bir kapağın kazara kopmasının vahim sonuçlarına dünkü yazımda dikkat çekmeye çalışmıştım. Bir kapağın faturasının çok ağır olduğunu herkes gördü.

Allah’a şükürler olsun ki can kaybı yaşanmadı, ama canın yongası olan mal kayıpları çok yüksek düzeydedir.

Aralık ayının ortasındayız ama daha mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı açısından bu yıl eksi dereceyi görmeyen Diyarbakır’ın dibindeki devasa ‘Hevsel Bahçeleri’, yemyeşil örtüsüyle dikkat çekiyordu.

Diyarbakır gibi nüfusu belki iki milyon civarında olan bir kentin marul, maydanoz vs gibi yeşillik ihtiyacını karşılayan Hevsel Bahçeleri, metrelerce yükseklikteki baraj suları ve balçığa teslim oldu.

Zaten yoksullukla boğuşan Diyarbakırlı yüzlerce aile, ekmek teknelerinden oldu…

Tabi sadece Diyarbakırlılar değil…

Diyarbakır’dan Hasankeyf’e, Ilısu’ya, Cizre ve Musul kentine kadar Dicle Nehri kenarındaki bütün bahçe sahiplerinin mal kayıpları oldu…

Bazıları Musul Barajı’nın da risk yaşadığını ileri sürüyor ama Irak’tan bir resmi açıklama duymadık.

**

**

Şu yazıyı kaleme aldığım 16 Aralık 2018 Pazar günü, saat 23.00 itibariyle risk hala devam ediyordu.

Çünkü Dicle Barajı’ndaki 270 milyon metreküp suyun tahliyesi bitmemişti ve Kralkızı Barajı’nın kapakları da henüz açılmamıştı.

Diyarbakır Valisi ve DSİ Genel Müdürü, 270 milyon metreküp suyun tahliyesi ardından yeni kapak takılacağını açıkladılar.

Bilindiği gibi Kralkızı Barajı, Dicle Barajı’nı besliyor. Dicle Barajı’ndaki suların boşu boşuna akarak tahliye olması ve kapakların hizasına düşmesi gerektiğinden, Kralkızı Barajı’nın kapakları tam kapatılmış.

Oysa o baraj da tam dolu vaziyette.

Üstelik meteoroloji, Pazartesi için Diyarbakır ve çevresi için kuvvetli yağış tahmininde bulunuyor…

Yüz binlerce insanın yaşadığı korkuyu bir yana bırakın, yaşanan bütün mal kayıplarını yok sayamayız.

Ülke ve bölge ekonomisi açısından yaşanan bu kayıpların nedeni, insanların hatasının sonuçlarıdır. Şu ayet, çok açıktır: “İnsanların elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozulma meydana geldi. Neticede (Allah), yaptıklarının (kötü sonuçlarından) bir kısmını kendilerine tattıracaktır; umulur ki (yol yakınken) dönerler.” (Rum Suresi 41. Ayet)

Çevreye ve doğaya zarar verdiğimizde, bunun karşılığı kaçınılmaz oluyor. Rabbimizin ‘Kün’ hitabına göre oluşmuş doğa, insanların hatasını affetmiyor…

**

**

MÜHENDİSLİK HESAPLARINA NE OLDU?..

Değerli Okurlar, mesele aslında çok önemlidir ve kesinlikle siyaset dışı olarak yaklaşmalıyız. Büyük bir felaketi ucuz atlamışız diyelim, ülkemizdeki sayısız başka barajlarda tekerrür etmemesi için de bu felaketten dersler çıkarılmalıdır…

Dediğim gibi bu vahim hadise siyasete alet edilmeden masaya yatırılmalıdır. Sorumlu kuruluş DSİ (Devlet Su İşleri Müdürlüğü) bir kamu kurumudur.

Baraj’daki kazanın üzerinden günler geçiyor, DSİ adına veya ilgili bakanlık tarafından kamuoyuna bir açıklama yapılmadı. İhmal var mı, nasıl oldu da bu vahim tablo yaşandı, alternatif tedbirler yok mu, risk analizleri yapılmamış mı, nasıl olur da 18 yıllık bir barajda bu vahim kaza yaşanabilir? Bu sorulara cevap olacak bir açıklama yapılmadı.

Bir ihmal var mı, yok mu, nasıl olur da devasa bir barajın azgın suları karşısında bütün kurum ve kuruluşlar çaresiz kalır sorularına bir cevap verilmedi…

“Dicle Barajı’ndaki bir kapağın kazara kopması nedeniyle” diye başlayan bir cümle ile yetinmemiz ve bunu sorgulamamamız halinde, Allah korusun yarınlarda benzer hadiseler yaşanırsa yine çaresizce boynumuzu bükmemiz mi gerekiyor?

Hayır, bu ülkenin, bölgenin ve insanlarımızın iyiliğini istiyorsak, meseleyi etraflıca masaya yatırmalı ve sorgulamalıyız. Bunu bilim insanlarının masaya yatırmaları ve tartışmaları gerektiğine inanıyorum.

**

**

Diyarbakır Valiliği’nin açıklamasını hatırlayalım; “Dicle Nehri üzerinde sulama, içme suyu ve enerji amaçlı inşa edilen ve 2000 yılından beri işletmede olan Dicle Barajında son günlerde aralıksız ve mevsim normallerinin üzerinde yağan yağışlar nedeniyle rezervuarda su seviyesi hızla yükselmiştir. Seviye yükselmesini kontrol altına almak gayesiyle üç adet olan Baraj dolusavak kapaklarından bir adetinin açılması çalışması esnasında 13.12.2018 tarihinde saat 18:30 sularında radyal kapak kazaen yerinden kopmuştur. Bunun neticesinde barajdan yaklaşık 1600 m3/sn su, bu kapaktan doğal Nehir yatağına doğru boşalmaktadır.”

Evet, şüphesiz Diyarbakır Valiliği’nin ifade ettiği gibi mevsim normallerinin üzerinde yağışlar olmuş, Dicle Barajı’ndaki su seviyesi yükselmiştir. Ve yine şüphesiz baraj kapağı kazaen yerinden kopmuştur, kasıt aramak için aptal olmak gerekir.

Ancak barajların mühendislik hesapları ile inşa ediliyorlar. Mutlaka barajlar inşa edilirken risk analizleri yapılıyordur. Bir barajın yağışlar ne olursa olsun göl rezervuarına alacağı maksimum suların hesaplanması ve baraj kapaklarının da buna göre dizayn edilmesi lazımdır.

Barajdaki Radyal Kapaklar, sel sularının maruz olduğu yerlerde değil, baraj gölünün en sakin olduğu setlerde bulunuyor. Yani, Dicle’deki Baraj kapakları, azgın sel sularının çarpmasıyla kopmadı, baraj gölündeki suyun basınç ve tazyiki söz konusuydu. O tazyik mühendislik hesaplarıyla önceden hesaplanmalı ve tedbirleri alınmalıydı. Mühendislik hesaplarına ne oldu? Bir kapağın alternatifinin de olması gerektiği gerçeği de açıktır.

Dediğim şudur; o her biri edindiğim bilgiye göre 50 tonluk olan çelik kapakları taşıyan halatlar, zincirler, makaralar ve duvarın sağlamlık durumu ile ilgili bir kaza yaşanmıştır. Bir ihmal, hatalar, eğitimsizlik mi, bence kesinlikle söz konusudur.

“Kapak kazaen koptu, çaresiz kaldık” diyerek mesele kapatılırsa, yarın başka kapaklar ve kazalar yaşanabilir. Diğer kapaklar da yarınlarda kazaen kopabilir o halde.

Rabbim korudu, ucuz atlattık. Acilen bilimsel kurullar toplanıp, mesele tartışılmalı, kamuoyuna da bilgi verilmelidir. Doğanın hata affetmediğini bir kere daha gördük. Rabbim başka felaketler yaşatmasın