Uzun süredir bu kentin sorunlarını gündeme taşıyıp, çözüm önerileri sunuyorum. Sadece son iki ayda gündeme taşıdığım sorunların başlıklarını yazmaya kalksam, köşem yetmeyecek…

Şu gerçeğe inanıyorum; önemsiz hiçbir sorunu gündeme taşımadım. Hakkında değerlendirme yaptığım tüm sorunlar bu kentin geleceğini ve hepimizi ilgilendiriyor…

Kimi sorunlar günceldir, acilen müdahale gerektiriyor, bazı sorunlar ise daha güzel yarınlarımız içindir.

Örnek vermem gerekirse, İluh Deresi Kentsel Dönüşüm Projesi, besicilik sorunu vs geleceğimizi ilgilendiren sorunlardır, çok acil görülmeyebilir. Ancak Batman Çayı Islah Projesi yürütülüyor, trilyonlar harcanıyor. Şerbetköy örneğinde olduğu gibi gerek barajdan bırakılan sular ve gerekse sel suları nedeniyle verimli topraklar hızla Dicle’ye akıyor. Sular karayolunun dibini oyuyor, ısrarla uyarıyoruz; DSİ ‘bana mısın’ demiyorlar…

Daha önce de olmuş, eylem yapmamıza rağmen onlarca dönüm toprağı yutan sular karayolunun yarısını götürdükten sonra önlem alınmıştı…

Şimdi Jeoloji Yüksek Mühendisi bile çıkıp gazetemizde, ‘Tehlike geliyorum’ diyerek uyarılarda bulunuyor…

Bu gerçeği, tehlikeyi görmek için yüksek mühendis olmaya gerek yok ki? Su karayolu dibine vuruyor zaten. DSİ yetkilileri uyuyor, yöneticilerimiz bu kadar uyarıları dikkate almıyorlarsa ne yapabilirsiniz ki?

İyi de ısrarla gündeme taşıdığımız sorunlar ile ilgili kurum ve kuruluşlar ‘sağır sultanı’ oynuyorlarsa, ne yapmamız gerekiyor?

Ya sorunu güncelleyip yeniden yazacaksınız, ya da susacaksınız…

Bazen önemine binaen sorunları yeniden yazıp, tepkimi dile getiriyorum. Ancak yine suskunlukla karşılaşıyorum…

Bugün bu kadarla yetinip, yerel sorunlar dışında bir değerlendirme yapmak istiyorum. Kelime olarak ‘Barış’ kavramından gelen İslam adına ahkam kesen bazı din adamlarımızın yaptıklarından utanıyorsunuz. Dünyaya güzel bir mesaj veremeyen, bunun yerine medya üzerinden muskacılıkla uğraşan, televizyonlarında dansöz oynatan sözde din adamlarımız(!) bile var…

Diyanet İşleri Bakanlığı her şeye müdahale edebiliyor, ama bu sözde din adamlarına dokunmuyor. Diyanet ve böylesi din adamlarına utanacakları iki gelişmeye değinmek istiyorum. Yaygın basında yer alan iki haberi de çok önemsedim. İsrail hapishanelerindeki Filistinli esirler bilindiği gibi açlık grevi yürütüyorlar. İnsanlıktan çıkmış bazı Siyonist kafalı Yahudiler, açlık grevinin yapıldığı cezaevinin önünde kebaplar pişirdiler…

VİCDANLI BAŞPİSKOPOS!..

Vicdanlı bir Ortodoks din adamı ile ilgili haber şöyle: “Batı Yaka'daki Rum Ortodoks Kilisesi Sebastia Başpiskoposu Atallah Hanna’nın, Filistinli esirlere destek amacıyla açlık grevine başlayacağını açıkladı. Hanna, bugün (7 Mayıs Pazar) konuyla ilgili yayınladığı bildiride, esirlerin seslerini tüm dünyaya duyurabilmek için açlık grevi yaptığını ifade ederek, ‘Esirlerin mesajı hepimizin mesajıdır. Biz vatanında ve kutsal topraklarında özgürce yaşamayı hak eden bir halkız’ dedi. Filistinli esirlerin yanında olduklarını söyleyen Hanna, esirlerin taleplerinin haklı talepler olduğunu ve söz konusu talepleri desteklediklerini, asıl olanın ise esirlerin özgürlüğe kavuşmaları olduğunu belirtti.”

Bu güzel habere sevindim. Demek ki hala başka dinlere mensup olsalar bile vicdanlı din adamları varmış. Bu habere Faik Kaynak adlı (Batmanlı)okurun yaptığı, bakış açımı da ifade yorumları da bilginize sunmak istiyorum: “Atallah Hanna, sen ki birçok soft Müslümandan daha vicdanlısın! ..Sen ki ‘münafıklığı şiar edinen- bananeci davranan- cihadı yüreğinde barındırmayan - infakı hiçe sayan- multi milyarder Arap şeyhlerinden- dünyevileşmiş İslam alimlerinden- dilsiz şeytana dönüşmüş münzevilerden- etliye / sütlüye karışmayan/ bel'am ruhlu şarlatanlardan- zulme ve ifsada kılını kıpırdatmayan binlerce steril müslümandan’ daha / izzetli /şerefli / haysiyetli/ omurgalısın HANNA ! ..Rabbim, (sizler gibi) vicdanı kanayan , Hikmet ve Araf sahibi olan/ Allahtan xavf eden insanları, İslam ile müjdelesin! .. Amin

‘Pusulalarının ibresi insanlığa doğru olan’ ve ‘biz bu topraklara ve özgürlüğü için mücadele eden bu halka ait olduğunu’ dünyaya haykıran, vicdanlı/ merhametli / cesaretli/ yürekli/ izzetli din Ada'mı; güzel insan HANNA 'ya, Batman' dan binlerce selam olsun!.. Rabbim İslam ile şereflenmesi için sebebler hasıl eylesin, dünya ve ahiret hayatını güzel etsin!.. Amin.”

Kaynak: http://www.haksozhaber.net/baspiskopos-atallah-hanna-aclik-grevine-baslayacagini-acikladi-92736h.htm

Evet, açlık grevlerini hiçbir zaman savunmuyor ve doğru bulmuyorum. Ancak hangi ülke cezaevlerinde insanlar hapis hayatı yetmiyormuş gibi, açlık grevine başvuruyorlarsa, onları anlamaya çalışmak gerekir. Bu vicdanlı olmanın gereğidir. Ülkemizdeki açlık grevleri için bakış açım budur. Filistinli Müslümanlar için bir Ortodoks Başpiskopos tepki veriyorsa, bunu sadece alkışlarım. Vicdanlı din adamlarına ve vicdanlı insanlara ihtiyaç var gerçekten.

PAPA’DAN AMERİKA’YA HAKLI ELEŞTİRİ!..

Yine medyada yer alan başka ilginç bir haber özetine bakalım: “Papa Francesco, ABD’nin geçen ay Afganistan’da kullandığı patlayıcıya ‘tüm bombaların anası’ adının verilmesini eleştirdi. 24 Mayıs’ta Vatikan’da ABD Başkanı Donald Trump’ı kabul etmeye hazırlanan Papa Francesco, ABD’nin geliştirdiği nükleer olmayan en büyük bombaya ‘tüm bombaların anası’ denilmesinin kendisini utandırdığını söyledi. Dün düzenlenen bir kabul töreninde konuşan ve bu konudan bahsederken öfkelendiği görülen Papa, şunları söyledi: ‘Bir bombaya ‘tüm bombaların anası’ adının verilmesi beni utandırdı. Bakın, anne hayat verir, bu ise ölüm veriyor. Bu aygıta anne mi diyeceğiz? Neler oluyor?’

Papa daha önce de Trump ile Meksika sınırına örmeyi planladığı duvar yüzünden atışmıştı.

Seçim kampanyası sırasında göçmen karşıtı mesajlar veren ve Meksika sınırına duvar örmeyi vaat eden Trump için Papa, ‘Köprüler kurmak yerine yalnızca duvarlar örmeyi düşünen biri Hıristiyan değildir.’ demişti. Trump da Papa’ya, ‘Bir dinî liderin insanların inancını sorgulaması utanç verici.’ diye karşılık vermişti.”

Kaynak: http://www.haksozhaber.net/papa-francesco-bombalarin-anasi-beni-utandirdi-92729h.htm

Haber özetle böyle. Papa’nın doğru temelde yaptığı eleştirileri yerinde görüyorum. Bir din adamının olması gereken duruşunu gösteren Papa ve Başpiskopos’tan bazı din adamlarımızın da dersler almasını diliyorum.