Van’da meydana gelen depremde hayatını kaybeden insanlar için üzüldük, yıkıldık. Rabbim hepsini şehadet makamıyla ödüllendirsin. Tek tesellimiz bu, çünkü elimizden bir şeyde gelmiyor. Hayatlarını kaybettiler, bari ahiretlerini kazansınlar.
Ancak insanların yaşamlarını kaybetmelerinde ihmali olanların bilinmesi, tespit edilip yargılanması da lazım. Aynı şekilde görevlilerinde ellerinden geldiğince çalışıp çalışmadıklarının da sorgulanması.
Yıkılan binaların çoğu denetimden geçmemiş binalar. İlkokul mezunu boyacı, ciğerci, oto satıcısından müteahhit olursa durum bu olur tabii ki.
Aynı şekilde bir binanın alt katında kolonları ve kirişleri keserek dükkânına yer kazandırmak isteyen bir cahilde yine o binanın depremde yerle bir olmasına sebep olmuş.
Belediye ve Mühendisler Odası bu durumları tespit etmemiş. Çünkü Valilik gerekli baskı unsurunu oluşturamamış. Kısacası “bile bile lades” durumu.
TOKİ tarafından yapılan binalarda pek bir hasar yok. Çünkü ciddi denetimlerden geçmiş yapılar.
Gelelim bir başka konuya;
Halk bağırıyor “çadır çadır” diye. Türkiye Cumhuriyeti Van depreminde sınıfta kalmıştır. Birçok insan televizyon ekranlarında soğuktan titrediklerini, stadyumda oluşturulan Çadır Kentlerin ihtiyacı karşılamadığını söylemiştir. Bu bir ayıptır.
Gelelim bir başka konuya daha;
Allah aşkına İl Afet Müdürlükleri ne iş yapar? Yok, cidden söylüyorum ne iş yaptıklarını. Sorsanız size mevzuattan bir sürü beylik laf söylerler. 50’li yıllardan kalma bir sürü anlamadığınız eski Türkçe ifadeleri sıralarlar. Ama bir vatandaş olarak ben onlara bu günkü Türkçeyle birkaç soru sormak istiyorum. Mesela Batman İl Afet Müdürlüğüne olsun sorularım
*İl afet Müdürlüğünde acil bir durumda kullanılmak üzere kaç çadır var?
*Müdürlüğünüzde YÜZLERCE kazma, kürek ve balyoz var mı?
*Müdürlüğünüzde ONLARCA hilti, spiral ve kaynak makinesi var mı?
Yukarıda yazdıklarımın yanında aşağıdakilere de bir bakılsa çok iyi olur.
*Bot, baret, çizme, eldiven, tulum, oksijen-toz maskesi, minimax, halat, ilk yardım çantası, fener, çok maksatlı ilk yardım bıçağı, pusula, soğuk iklim parkası, işaret fişeği, projektör, el telsizi, uydu telefonu, termal kamera, hidrolik kaldırma cihazı, moloz kaldırma hava yastığı, beton ve ahşap kesiciler, sedyeler, portatif vinç, can yelekleri, zodiac bot, GPS konumlama sistemi, gaz ölçüm cihazı, yangın kıyafetleri. Bunlardan kaç tane var?
Cidden merak ediyorum ve onun için soruyorum. Yukarıda yazdıklarımız İl Afet Müdürlüklerinde mevcut mu? Eğer mevcut ise mesela Batman gibi nüfusu yarım milyona yaklaşmış bir yerleşim yeri için yeterli sayıda bulunuyor mu? Benim tahminim bu yazılan teçhizatların yarısından fazlası yoktur ve olanlar da yetersizdir. Sakın burada özveri ile çalışan personel alınmasın, kırılmasın. Eğer bir şey yok ise yoktur. Kendileri gidip memur maaşları ile alıp yerine koyacak değiller ya. Ankara’da semizlenen ve her deprem sonrası televizyon ekranlarında çaresizliklerini örtmeye çalışan kişiler düşünsünler ve hesabını da önce vicdanlarına ve sonrasında da ölenlerin yakınlarına versinler tabii verebileceklerse.
Bu teçhizatların bir an önce temin edilip illere dağıtımının yapılması lazım.
İl Afet personeli ivedilikle profesyonel eğitim almalı
İl Afet Müdürlükleri çağın gereklerine uygun olarak yapılandırılmalı
Avrupa’da ne varsa aynısı bir an önce ülkemize de getirtilmeli.
Yoksa ne mi olur? Her afet ve yıkımdan sonra birçok insan basit tedbirlerin alınmamasından ve karga tulumba kurtarma operasyonlarından  ötürü hayatını kaybetmiş olur..