Uzun zamandır beklenen demokratikleşme paketi açıklandı
İşin gerçeği çok tatmin edilmemiş bulunabilir paket ama bence bu bir ilk olma açısından çok önemliydi. Kürt meselesi ve Türkiye halklarının daha uygar, daha demokratik bir ortamda yaşamlarını sürme adına bir paket açılması, daha sonra yeni yeni paketlerin açılmasının da önünü açacaktır.
Seçim sisteminin tartışmaya açılması, baraj ile ilgili çalışmalar çok olumlu. Ancak tam olarak bazı şeylerin olgunlaşmaya bırakılması gerekiyor sanırım. Ama olgunluğa bırakmadan direk değişim yapılan maddeler de var:
Şükürler olsun ki artık kamu çalışanı bir bayan inancı gereği saçını kapatabilecek. Yurdum insanı bu durumdan ötürü çok mağdur oldu. 1988 senesinden sonra takip ettiğim kadarıyla birçok öğrenci sırf inançları yüzünden örttükleri saçları yüzünden dönemin idarecileri tarafından eğitim haklarından mahrum bırakıldılar. 90’lı yılların YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun basındaki beyanatları halen aklımızda. Ne günlerdi ya Rabbim. Allah’tan şimdi Gökhan Çetinsaya gibi inançlı ve pozitif enerji saçan bir YÖK Başkanını da gördük. Başörtüsü konusunda bir tek istisna var. Türk Silahlı Kuvvetleri ile Hakim ve Savcılar saçlarını kapatma özgürlüğünün dışında kaldı.
Milletin dini vecibe gereği kestiği kurban niçin Türk Hava Kurumu idaresine gitsin ki? Artık gitmeyecek. Kurban derinizi istediğiniz yere bağışlayabilirsiniz.
Türküm, doğruyum, çalışkanım diye başlayan Andımız artık tarih oldu. 1930’lu yıllarda böyle bir uygulamayı anlayabilirdim. Ama 2013’te anlamsızlaşmıştı. Sen Kürtlerin yoğun yaşadığı yerlerde dağa taşa Ne Mutlu Türküm Diyene yazacaksın. Sonra da Kürt çocuklarından ilgi bekleyeceksin. Militarist ve faşist söylemler tarih oldu. Hayırlı olsun.
Artık W ve Q gibi harflerin kullanılması önündeki engeller de tarih oldu. Latin harflerini kullanmamıza rağmen Latincede var olan bu harfler yasaklaydı. Yasak kalkınca ne olacak, ülke ortadan ikiye mi bölünecek? Ne alakası var? Bu da tarih oldu. Şükürler olsun.
Köy isimlerinin değiştirilebilmesi kanunen bir hak oldu. Oh be, artık ismini bir türlü öğrenemediğimiz Türkçe köy isimleri yerine, binlerce yıllık kültürel miras olan Kürtçe isimler ile anılabilecek. Baharzık, Şakkiltize, Hathatke, Xırbeismail, Bapniri, Raşşiye, Baderaşşe, Tılmerç, Tılmız, Keverzo… vs. gibi köylerimiz resmi olarak isimlendirilebilecek.
BİR ÇİÇEKLE BAHAR GELMEZ, AMA ÇİÇEKTE ÇİÇEKTİR. .
Başında da belirttiğim gibi bu paket Türkiye Cumhuriyetini bir günde karanlıklardan aydınlığa çıkaracak sihirli değnek değil. Bir çiçekle bahar gelmez. Ama tek bir çiçeğin açmış olması bile, velev ki Kardelen olsun, insana bir ümit vermiyor mu? İşte bu manada, Başbakanımızın açıklamış olduğu demokratikleşme paketi Türkiye’yi hak ettiği ileri medeniyetler seviyesine çıkarması açısından bir prototip ve bence çok önemli.
Asıl çalışma bundan sonra başlayacak, başlamalı.
Bu halk ne istiyor? Kürtlerin sisteme daha iyi entegre olabilmesi adına neler yapılabilir?
Kimisi Akil İnsanlar Heyetinin bile bu paketten dolayı hayal kırıklığı yaşadığını dile getiriyor. Olabilir. Ama bu bir tohum ve daha yeni ekildi.
Anayasa değişikliği, eylem yapmamış siyasi hükümlülerin özgürlüğe kavuşmaları, dağdaki gençlerin durumu ve topluma kazandırılması, yeni bir Oslo görüşmesi, istihdamın önündeki engellerin kaldırılması, Başkanlık sistemi, kadın katliamlarının durdurulması, uyuşturucu ile etkin mücadele, vatanımız Türkiye’nin daha uygar ve yaşanılır bir cennet olması konusunda yeni paketlere, yeni açılımlara ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Ve bu paketten yola çıkarak geleceğe dair “ümit var” olmak.
Bir tarih yazılıyor. Bu tarihe şahitlik ettiğim için kendimi bahtiyar hissediyorum.
TEŞEKKÜRLER SAYIN BAŞBAKANIM.
OKUDUĞUM BİR KİTAP
Yazar, Mehmet Güler. Eserin ismi Aşkı Çeyrek Gece. Cem Yayınevi. Bu kitaptan hiç hoşlanmadım. Adam Öğretmen ama maalesef kafayı cinsellikle bozmuş. Bir eğitimci olarak bilgi ve deneyimlerini paylaşacağına fantezi dünyasından örneklerle uğraşmış.