Nüfusumuz hızla artıyor. Batman kent merkezinde Suriyeli ve diğer mültecileri de hesaba katarsak, nüfusumuzun 500 bin dolayında olduğunu söyleyebilirim.

Böyle kalabalık nüfusa sahip bir kentte halk sağlığının korunması büyük önem arz ediyor.

Böyle bir kenti idare etmek kolay değildir diye düşünüyorum.

Neden mi?

Kentlilik bilinci gelişmemiş kitlelerin yaşadığı bir kent gerçekliğini iyi biliyorum da ondan. Köyden kente göç eden yüz binlerce insanımızın kentlilik bilinci kazanması çok zaman alır. Zira toplumlar, örf, adet ve geleneklerini korumada genellikle muhafazakar olurlar, değişime direnirler…

Değişime direnen toplumumuz gerçeği gözler önündedir…

Bir türlü değişmiyoruz.

Bu toplumun duyarlı yöneticileri, aydınları, çevrecileri boş durmuyorlar.

Hayatın her alanında verilen mücadele var…

Mücadelenin özü, toplumu olumlu yönde değiştirmeye çalışmaktır. Ancak değişim öyle kolay gerçekleşmiyor.

Toplumları ancak Peygamberler kısa bir sürede değiştirebilmişlerdir…

SİGARA ÖRNEĞİ…

Bediuzzaman’ın bu konuda çok güzel tespitleri var. Sigara örneğini veren Bediuzzaman’ın şu sözlerine bakalım:

“Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, küçük bir kavimde büyük bir hâkim, büyük bir himmetle ancak dâimî kaldırabilir. Halbuki, bak, bu zât büyük ve çok âdetleri, hem inatçı, mutaassıb büyük kavimlerden zâhirî küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda ref’ edip, yerlerine öyle secâyâ-i âliyeyi—ki, dem ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak—vaz’ ve tesbit eyliyor. Bunun gibi daha pek hârika icraatı yapıyor.
İşte, bak: Şu cezîre-i vâsiada vahşî ve âdetlerine mutaassıb ve inatçı muhtelif akvâmı, ne çabuk âdât ve ahlâk-ı seyyie-i vahşiyânelerini def’aten kal’ ve ref’ ederek bütün ahlâk-ı hasene ile teçhiz edip bütün âleme muallim ve medenî ümeme üstad eyledi. Bak, değil zâhirî bir tasallut, belki akılları, ruhları, kalbleri, nefisleri feth ve teshîr ediyor. Mahbub-u kulûb, muallim-i ukûl, mürebbî-i nüfûs, sultan-ı ervâh oldu.
İşte, şu Asr-ı Saadeti görmeyenlere Cezîretü’l-Arabı gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzer feylesofu alsınlar, oraya gitsinler, yüz sene çalışsınlar. O zâtın, o zamana nisbeten bir senede yaptığının yüzden birisini, acaba yapabilirler mi?” (Sözler, 19. Söz, s. 216)

Evet, ancak peygamberler toplumları çok hızlı değiştirebilirler. Değişimi savunan bizler peygamber değiliz. Ama görevlerini yapmaya çalışanlarız.

Sivil toplum örgütleri, yöneticiler ve aydınlar uzun zaman sürecinde toplumu değiştirme konusunda mesafe alabilirler ve almışlardır. Bugün Avrupa ülkelerindeki değişimin mimarı sivil toplum ve duyarlı aydınlardır.

Maalesef toplumun kötü örf, adet ve gelenekleri var. Sigara örneğini verdim. Toplumumuz sigaranın zararları hakkında geniş bilgilere sahip olmasına karşın bu illetten vazgeçmiyor. Ancak akıl sahiplerinin bu toplumu değiştirme çabalarından vazgeçmemesi gerektiğine inanıyorum.

Günümüzde dikkatinizi de çekmiştir, bu kentin Valisi, topluma öncülük ederek yukarıda Bediuzzamandan örnek verdiğim sigaraya karşı kampanyalar yürütüyor.

Çevre örgütümüzün ve çevrecilerin sigara konusunda verdikleri mücadeleyi basit görenler, Sayın Valimizin kampanyasını da önemsiz görüyorlardır.

Ancak asıl önemsiz olan onların bakış açılarıdır.

Sigaranın zararları bilinen gerçekliktir. Toplumumuzu tehdit eden en kötü yaygın alışkanlık olan sigaraya karşı bilinçlenme çalışmaları bir nevi ibadettir.

Kötü olan her örf, adet ve gelenekle mücadele, bu toplumun değişim ve dönüşümüne büyük hizmettir.

Duyarlı insanlar yılmamalı, toplumun değişim ve dönüşümünü sağlamaya yönelik çalışmalarda ısrarcı olmalıdır.

Toplumumuz bir türlü kentlilik bilincini, kent kültürünü kazanamıyor. Çünkü muhafazakarlıkta ısrar ediliyor…

Oysa hayırlı işlerde muhafazakar olmak gerekir…

İçimizden birileri kaldırımları işgal etmekte sınır tanımıyor. Bu bencil, çıkarcı bir anlayıştır.

Bu anlayışla mücadele edilmelidir. Çünkü kaldırımlar toplumun ortak değeri, yayaların hakkıdır.

Toplumun değişmesi mücadelesini verenler esnafları bilgilendirmeye çalışıyorlar değil mi? Yapılan her çalışma olumludur ve anlamlıdır. Belediye Başkan Vekilinin esnafları uyarmaya çalışması, toplumu değiştirmeye yönelik bir çabadır.

Bazılarının bunu anlamamakta ısrar etmesi, çok da önemsenmemelidir. Toplumumuzu değiştirme çalışmalarımızı sürdürmeli, kaldırım işgallerinin yanlış davranış olduğu gerçeğini beyinlere empoze etmeliyiz.

Örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Bugün hayvan hakları konusunda bir uyanış, bir aydınlanma ve bilgilenme var. Yıllar önce bu konuda kentte duyarlılık yoktu değil mi?

Keza anız yangınları konusunda bir bilinçlenme gerçekliği vardır. Halbuki sayılı yıllar öncesine kadar anız yangınlarına karşı ciddi bir duyarlılık ve mücadele söz konusu değildi.

Bazıları hala anızlarını yakmaya devam ediyor…

İçimizden bazıları hala hayvan hakları konusunda bilinçlenmemiş…

İçimizden niceleri hala çevreyi alabildiğince kirletiyor…

Değişime direnenler var.

Hepimiz sorumluluk bilinciyle görevimizi yapacak olursak, değişim kaçınılmaz olacaktır. Değişime direnen toplumu kabul etmeyelim. Bu toplum olumlu, iyi yönde ya değişir, ya değişir, ya değişir…