Dünden devam

Saygıdeğer Okurlar, dünkü yazımda özellikle Mardin’de etkili olan kuraklık üzerine değerlendirmeler yapmıştım. Nusaybin, Cizre taraflarında hayli etkili olan kuraklık gerçeğini teyit ettim.

Son 44 yılda böyle bir kuraklığın yaşanmadığı yolundaki bilgilere itiraz etmiştim. Çünkü 2008 yılında yöredeki ekinlerden ürün elde edilememişti. Söz konusu yıl oldukça etkili olan kuraklık nedeniyle 15 milyon dekarlık ekili alanın yok olduğunu Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) dönem Başkanı İsmail Demirkol, resmi açıklama ile ilan etmişti. Güneydoğu’nun ‘Afet Bölgesi’ olarak ilan edilmesi istenmişti.

Geçmişte yaşanan kuraklık nedeniyle çiftçilerimiz başta olmak üzere bölge çok olumsuz etkilenmişti. Buna rağmen çiftçilerimiz yeterince sahiplenilmemişti. Çok somut bir kanıt olarak Sayın Demirkol’un açıklamasından bazı satırları hatırlatmak istiyorum: “Başta Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Adıyaman illeri olmak üzere bölgemizin tamamını etkileyen kuraklık hububat ve bakliyat ekili arazilerimizin yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiştir. Tarım il müdürlüklerine bağlı uzmanların iki hafta önce yaptıkları ilk tespitlere göre Şanlıurfa'da 3 milyon dekar, Diyarbakır'da 3 milyon dekar, Mardin ve Adıyaman'da 1.3'er milyon dekar alanda hasar oluşmuştur. Bu rakama Batman, Siirt, Şırnak ve Gaziantep de dahil edildiğinde ve aradan geçen iki hafta boyunca da yağış olmadığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, bölge genelinde kuraklığın yok ettiği ekili alan miktarının 15 milyon dekar civarında olduğunu söyleyebiliriz. Bölge ekonomisi neredeyse tamamen tarıma dayalı ve bölge halkının büyük bir bölümü kırsal nüfustan oluşuyor. Nitekim bu kuraklık sadece buğday, arpa ve mercimek gibi bölgede ezici oranda tarımı yapılan hububat ürünlerini yok etmekle kalmamış, aynı zamanda meraları da önemli ölçüde etkileyerek hayvancılık sektörüne de darbe vurmuştur. Çiftçilerimiz otlatma imkanı bulamadıkları için hayvanlarını satmaya başlamışlardır.”

Kuraklığın sadece çiftçileri vurmayacağı, toplumun tüm kesimlerinin bundan olumsuz etkileneceği gerçeğini hatırlatmak için bu bilgiyi sundum. Su kaynaklarımız çekiliyor, asırlık köy çeşmeleri ve kaynakları kuruyorsa, bu meseleyi toplumun en önemli gündemi olarak görmek gerekir düşüncesindeyim.

GERCÜŞ’TE YAĞMUR DUASINA ÇIKILDI…

Evet, kuraklık sadece Mardin’i, Şanlıurfa ve çevresini etkilemiyor. Bakınız, Gercüş ilçemizde de halk yağmur duasına çıktı. Toplumsal sorunları hala gündeme taşıyan basınımız varmış ki bunu haber yaptılar.

https://www.ilkha.com/haber/73765/cuma-namazindan-sonra-eller-yagmur-duasi-icin-semaya-kalkti

http://www.milliyet.com.tr/gercus-te-yagmur-duasi-batman-yerelhaber-2713586/

Konumuzla ilgili bir haberin özetini bilginize sunmak istiyorum: “Batman Gercüş İlçe Müftülüğü tarafından yaşanan kuraklık nedeniyle Gercüş Aksa Cami yanındaki alanda yağmur duası yapıldı. Bu yıl ülkede ve özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan kuraklık nedeniyle Batman’ın Gercüş İlçe Müftülüğü tarafından yapılan çağrı ile cuma namazı sonrası kurban kesilip, yağmur namazı kılınıp ve dualar edildi.

Program sonrası yağmur duasının dindeki önemini anlatan İlçe Müftüsü Saraç, ‘Halkımızın isteği üzerine bugün burada yağmur duasını gerçekleştirdik. Katılım azdı ama biliyorsunuz. Hava şartları mevsim normallerinin üzerinde bir sıcaklık var. Duamızı yaptık inşallah Cenabı Allah aramızdaki günahsız saf temiz kardeşlerimizin yüzü suyu hürmetine bugün burada duamızı kabul eder. Bölgemizde beldemizde ve ülkemizdeki bütün kurak mekanlarına rahmetini indirir ve bu sayede bizi rızıklandırır” dedi. İlçe sakinlerinden Şehmus Boncuk, yaşadıkları kuraklık nedeniyle bağ ve bahçeleri kuruduğunu bu yüzden yağmur duasına çıktıklarını söyledi. Önce tövbe ettiklerini belirten ilçe sakinlerinde Ekrem Gezer de ‘Arazilerimiz ve bağlarımız kurumaması için dualar ettik. Yağmur yağmadığından bağlarımız neredeyse açılmamış. Bunlardan dolayı burada toplandık ve Allah’tan yardım istedik. İnşallah Allah dualarımızı kabul eder ve üzerimize rahmetini yağdırır. Buradaki toplantımız birlik ve beraberliğimize de vesile olur inşallah’ ifadeleri kullandı. Yağmur duası için burada bir araya geldiklerini söyleyen ilçe sakinlerinden Abdulkerim Turan, ‘Bu yıl bölgemizde yağmur yok. Ekinlerimiz susuzluktan kurumuş durumdadır. Allah Gafur ve Rahim’dir. Allah rahmetini göndereceğinden umutluyuz. Dualarımızın kabulü için geldik.’ şeklinde konuştu.”

Kaynak: https://ilkha.com/haber/73765/cuma-namazindan-sonra-eller-yagmur-duasi-icin-semaya-kalkti

Evet, Rabbim dilerse yağmurunu yağdırır, kuraklık olmaz. Ancak insanların kendi elleriyle yaptıkları nedeniyle karada ve denizde fesat, bozulma, düzensizlik yaşanıyor. Bunun acı faturasını hep birlikte ödüyoruz.

Kuraklığın boyutlarının büyümemesi için gerekli tedbirlerin devlet tarafından alınması gerektiğine inanıyorum. Yıllar önce Danalı (Zercel) köyündeki çiftçilerimiz de perişan olmuş, tek kilo ürün elde edememişlerdi. On yıl önce 72 yaşında olan Zercel köylülerinden Hacı Ali Doğan adlı çiftçinin söylediklerini de hatırlatayım: ‘Toplam 550 dönüm tarlaya ekin attım. 550 dönüm arazinin sadece çift sürümü için 6 büyük varil mazot harcadım. Traktörü, pulluğu, yağı, emeği, çilesi bir yana. 180 teneke mercimek, 400 teneke arpa ve 300 teneke tohumluk buğday satın alarak toprağa serptim. 550 dönümlük ekili alanı iki kez gübreledim. Bu kadar harcama ve emeğe rağmen, tek bir kilo bile hasat toplayamadım.’

Evet, madem kuraklık tehlikesi kapımızda ve etkili olduğunu da görünen bir gerçeklik. Şu halde şimdiden tedbirler alınmalıdır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün şimdiden alanda araştırmalar yapması, hasar tespitinde bulunmasında yarar var.

Meteorolojinin tahminlerine göre inşallah hafta içinde Salı ve Çarşamba günleri bölgemiz ve kentimizde yağmur yağar da çiftçilerimizin endişeleri büyümez. Allah’ın rahmetinden umut kesenlerden değilim. Ancak insandan kaynaklı bir çölleşme gerçeğinin, karşımıza kuraklıkla çıkmasını da doğal buluyorum.

Çiftçilerimizin imdat çığlığı olmaya çalıştım. Yazılarımın ilgili merciler tarafından dikkate alınması, toplumumuzun da çölleşme karşısında duyarlı olması dileğimle.