Dünden devam

Değerli Okurlar, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle dün bir değerlendirme yapmıştım. Bu kentin çevre sorunları konusunda siz saygıdeğer okurlarım ile Batman kamuoyunu daha çok bilgilendirmek istediğimden bugünkü mevzum da çevre olacak.

Bu kentin bütün çevre sorunlarına vakıfım, hemen her konuda duyarlı insanlarımızla bir mücadele vermişiz. Dünkü yazımda kanserojen etkileri bulunan asbestli şehir içme suyu şebekesine dikkat çekmiştim.

İl Hıfzıssıhha Kurulu, Batman Mahalli Çevre Kurulu, Sağlık Müdürlüğü ve Belediye’nin ivedilikle bu meseleyi gündemlerine almaları ve olağanüstü toplantı yapmaları gerektiğine inanıyorum…

Hiçbir kurumdan bu konuda daha önce de yazdığım yazılarım için de bir açıklama yapılmadı. Bu konuda Mayıs ayı içerisinde iki makale yazmış, detaylı bilgi vermiştim. Bu boruların merhum Salih Gök döneminden önceye ait olduğunu ifade etmiştim. Önceki son seçilmiş yönetim boruların değiştirildiğini belirtmişti. Yakın zamanda tesadüfen öğrendim ki değiştirilmeyen nice borular gerçeği var.

Asbestli borular meselesini yakın zamanda Belediye Başkan Vekili (Kayyum)Sayın Ertuğ Şevket Aksoy’a da ilettim. BASKİ Müdürünü makamına çağırarak ilgilenmesini ve kendisine rapor sunulmasını istemişti.

Bu mesele sadece Belediyeyi ilgilendirmiyor. Yukarıda isimlerini saydığım kamu kurum ve kuruluşlarının da meseleyi gündemlerine almaları gerekiyor. Çünkü bağırsak kanserinde Batman, komşu illerle kıyaslanamayacak düzeyde olumsuz bir konuma sahiptir…

Bu kentin başka önemli çevre sorunlara daha var. Sadece geçtiğimiz günlerde Sayın Aksoy’a ilettiğimiz bazı sorunlardan söz edeyim.

Batman’ın atıksuları-lağım-kanalizasyon suları-evsel atıkları kentin değişik yerlerinde açıkta akıyor. Hala Kentsel Dönüşüm Projesi için hiçbir adım atılmayan İluh Deresi, Sol sahil Sulama Kanalı(Aydınkonak içerisinde akan besicilere ait evsel atıklar ve hayvan gübrelerini de ekleyeyim.

Kayyum, BASKİ yetkililerini alana göndererek kendilerinden rapor istemişti. Bazı BASKİ yetkilileriyle lağım sularının ve besicilere ait atıkların olduğu alanı gezdik. Kendilerine açıkta akan pis sular ve lağım sularını gösterdim, onlar da yerinde tespitlerde bulundular. Büyük otogar yakınlarındaki yağmur suyu tahliye kanalı çevreyi tehdit ettiği gibi, kentimize de yakışmayan görüntü arz ediyor.

Atık Arıtma Tesisimiz bulunmasına karşın, bahse konu atıksular arıtmasız Batman Çayına, oradan Dicle’ye akıyor. Bunların önlenmesi şarttır.

Atık Arıtma Tesisi sadece fiziksel arıtma yapıyor. Halbuki Biyolojik ve Kimyasal arıtma yasaların gereğidir.

Ilısu Barajında su tutulduğu ileri sürülüyor, ama Batman dahil bazı yerleşim yerlerinin lağımları arıtmasız Dicle’ye bırakılıyor. Ilısu Barajı gölü büyük bir foseptik çukur işlevi görmeye hazırlanıyor…

SORUNLAR ÇOK, ÇÖZÜMLER İÇİN DUYARLILIK ŞART…

Beşiri yol ayrımındaki eski kent çöplüğü alanı önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor. Çünkü o alana yine ciddi şekilde çöp dökülmektedir. Bu konuda fotoğraflama çalışmamız oldu. Belediye’nin bazı (Belki de tüm)süpürge araçları bile çöplerini o alana döküyorlar.

Sayın Ertuğ Şevket Aksoy’a önerimizi sunduk. O alanın çöplerden arındırılması ve büyük bir park yapılmasını öneriyoruz. O alanı güzelleştirecek yöneticileri toplumumuz hep iyilikle anacaktır.

Batman Kent merkezinde faaliyet gösteren Çöp Evler meselesi için de Kayyum’u bilgilendirdik. Not alıp, sorunla ilgileneceğini ifade etmişlerdi. Beyaz eşyalar ve diğer benzer maddeleri presle ezerek mahalle sakinlerini canlarından bezdiren gürültü kirliliği yapan, çevreyi kirleten çöp evler için ivedilikle tedbir alınmalıdır. Alt düzeyde rüşvet söylentilerinin ciddiye alınması ve cezai yaptırımlardan çekinilmemesinin önemini hatırlatıyorum!..

Bu kentin asbestli su boruları yetmezmiş gibi, fenol içeren suyu problemi de var. Yıllarca çektiğimiz fotoğraf ve kamera görüntüleri ile tehlikeye dikkat çekmiştik. Yukarıdaki ilgili kurumlar bizi dikkate almamıştı. Yıl 2009, Sağlık Bakanlığı harekete geçti. Çünkü Refik Saydam Araştırma Merkezi, TUBİTAK ve ODTÜ laboratuarlarına baskımızla gönderilen içme suyunda yüksek oranda fenol tespit edilecekti…

İşte o yıl bu kentin içme suyunun yemeklerde dahi tüketilmemesi için halkın etkin şekilde uyarılması istenmişti. Çünkü içme suyumuzda kanserojen fenol çok yüksek orandaydı…

Sonra gündem oluşturduk. Şelmo Petrol Sahasının üzerine gidildi, bazı tedbirler alındı. 2011 yılından sonra içme suyumuzun ‘içilebilir’ olduğuna dair analizlere ulaştık. Dönemin yöneticileri kamuoyunun karşısına çıkıp, fenol içeren suyu ile ilgili bir açıklama yapmadılar. Biz Çevrecilerin baskısıyla ve talebiyle içme suyu örnekleri yukarıdaki laboratuarlara gönderildi ve sonuçlarını biz kamuoyu ile paylaştık…

İçme suyu analizlerinin düzenli olarak yapılmasını ve sonucundan bize bilgi verilmesini istedik. Erzurum’a, akredite olmuş laboratuara su numunelerinin gönderildiğini ve sularımızın temiz olduğu belirtildi. Ancak meselenin takipçisi olmayı görev biliyoruz. İnşallah bu hafta o sonuçları alacak ve kamuoyuna açıklayacağız.

Yağmur ormanlarımız ve ormanları korumaya çalışan kamu görevlileri ile birlikte duruma seyirci kalmayan, Mutki sınırında eylemle sahiplenen biz çevreciler de tehdit altındayız. Ancak sorumluluk bilinciyle ormanlarımızı savunmaya inşallah devam edeceğiz.

Örnekleri çokça sıralayabilirim. Hava veya çevre kirliliğinden veyahut saydığım gelişmelerden rahatsız olan bazı vatandaşların, “Çevreciler nerede?” diyerek konuştuklarına şahit olmuşumdur… İyi de çevre sorunları sadece Çevrecileri mi ilgilendiriyor? Ya da şöyle sorayım; Çevreciler de kim?..

‘Çevreciler’ olarak bilinen insanlarımız kimsenin ücretli elemanları değil ki…

Neden hepimiz ‘çevreci’ olmuyoruz ki?

Madem bütün sorunlardan hepimiz olumsuz etkileniyoruz, şu halde hepimizin çevreci olarak topluma hizmet vermemiz, bu kenti daha güzel yarınlara taşımamız, çocuklarımıza daha yaşanabilir bir Batman bırakmamız gerekmez mi?

Değerli Okurlar, çevre için mücadele vermek gerçekten de kutsal bir hizmettir. Daha yaşanabilir bir Batman için el ele vermemiz gerektiğine inanıyorum. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yarınlarımızı tehdit eden sorunlara dikkat çekmeyi görev biliyorum. 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle il yöneticilerimiz başta olmak üzere kurum ve kuruluş yetkililerimiz ile halkımızın temel çevre sorunlarımıza daha fazla duyarlı olmaya davet ediyorum.

Daha temiz ve yaşanabilir bir Batman için, herkesin kendini sorgulaması dileğiyle.