Her yıl açıklanan TUİK verilerini bilirsiniz.

İşsizlikte Türkiye derecelerini yıllardır başka kentlere kaptırmıyoruz...

Bu mesele üzerinde sadece bugün durmuyorum.

Bu kentin hak etmediği konumda olmasından her zaman üzüntü duymuşumdur.

Her tarafı akarsularla çevrili Batman gerçeği,

çok geniş verimli arazileri,

birinci sınıf tarım yapılan toprakları,

hazineler değerindeki dağları,

yüz binlerce hayvan besleme potansiyeli bulunan yaylaları ile bu kentin işsizlikte Türkiye'nin ilk üç kenti arasında sürekli yer almasını talihsizlik olarak değerlendiriyorum...

**

**

HER TARAFTA CAFELER...

Maalesef potansiyellerimizi değerlendireceğimize, habire tüketim kültürüne hizmet ediyoruz...

Üreticileri, üreten insanların sayılarını artırıp, tüketicileri azaltacağımıza, tam tersi gelişmelere imza atan bir kent gerçeği ortadadır...

Batman'ın her tarafında tüketime hizmet veren mekanlar açılıyor.

İnanamıyorum; sanki Batman bir 'Cafeler Kenti' olmaya gidiyor...

Batman'ın Gap, Belde, Bahçelievler, Kültür, Gültepe gibi semtlerinde açılan cafelerin sayısında patlama yaşanıyor...

Ben mi yanlış biliyorum, yoksa gerçekler öyle mi?

Atatürk Parkı çevresindeki neredeyse bütün binaların alt katları cafelere çevrilmiş...

Cafeleri hizmete açmanın kurallarını bilmiyorum. Ancak bu kadar cafelerin açılmasının bu kent için çok hayırlı bir gelişme olduğuna inanmıyorum...

**

**

Görünen köy kılavuz istemiyor. Cafelere giden insanlarımızın sayısının hayli artması, tüketime hizmet eder.

Açık gerçek şudur; durmadan tüketicilerimizin sayısını artırıyoruz...

Bunun diğer anlamı; üreticilerimizin sayısının hızla azalmasıdır...

Bu kentin ekonomik göstergelerinin değişmesi için üretime ihtiyacımız var, tüketime değil. Bu kentin kötü karnesinin değişimini sadece devletten bekleyecek olursak, inanın çok bekleyeceğiz...

Batman Park ve çevresinden Gap ile Belde mahallesine doğru gidiniz, her tarafta cafeler karşınıza çıkacak...

Bahse konu yerden, arkadaki sokaklardan Atatürk Parkı'na ve oradan Çömçe Lokantası kavşağına kadar yürüdüğünüzde, her tarafta yüzlerce gencimizin vakit öldürdüğü cafeler göreceksiniz...

Bütün o çevrede aracınızı park edecek bir yer bulamazsınız...

**

**

YOKSULLUKLA BOĞUŞANLAR GERÇEĞİ...

Kenar semtlerimizdeki yoksulluk ve yoksunluk tavan yapmış durumda...

İnanın akşamları iftarda sıcak yemek bulmakta zorlanan yığınla insanımız var...

Yıllardır her Ramazan ayında yaklaşık üç bin aileye gıda maddesi ve zekat parası ulaştıran biriyim.

Duyarlı, vicdanlı ve iyiliksever varlıklı insanlara bu konuda gönüllü rehberlik yapıyor, zekat olsun, gıda olsun, her türlü yardımlar için çok mağdur durumdaki ailelerin evlerini gösteriyor, karınca kararınca insani ve dini görevlerimi yerine getirmeye çalışıyorum.

Bu yıl zekatlarını veren, insani yardım yapanların sayısında yüzde 80 gerileme var. Geçtiğimiz yıllarda Ramazan ayının ilk 15 gününde yaklaşık 500 aileye gıda ve zekat yardımlarını ulaştırırken, bu yıl daha 100 aileye ulaşmış değilim. Yalan söylemediğine emin olduğum bir anne, "Vallahi üç gece önce pişirdiğimiz nohutla bu gece de iftarımızı açacağız. Oğlum bir yardım yok mu?" dediğinde, kendisine zekat dağıtanların henüz çıkmadığını söylemekle birlikte; "Anneciğim filan markete git, adıma borçlan, illa ki hayırseverler çıkacaktır" dedikten sonra telefonla konuşamamış, boğazım düğümlenmiş, yutkunmakta zorlanmış ve gözyaşıma hakim olamamıştım. Bu gerçeğe tanık olan eşimin üzüntüsünü de anlatamam. Çevre, insan hakları, yardımlaşma konusundaki duyarlılığımın nedenini beni yakından tanımayanlar anlayamaz. Çıkar, menfaat, dünyalık peşinde koşanlar, herkesi kendileri gibi düşünürler...

Sözü şuraya getiriyorum; Batman'da yoksulluk ve yoksunluk tavan yapmış durumda iken, binlerce gencimizin cafelerde vakit geçirmeleri, lüks araçlarla caka satmalarını bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Cafeler kenti olmaya doğru giden Batman'ın öteki yakasını düşünelim vesselam...