Kimi sözlü ifadeler için, ‘Dilimde tüy bitti’ diye bir deyim var. Bu ifade yerine, “Artık kalemimin mürekkebi kurudu” diyerek, defalarca üzerinde durduğum bir meseleyi yine kamuoyunun gündemine taşımak istiyorum…

Ancak açıkça ifade edeyim, bu meseleyi yazmaktan hicap/utanç duyuyorum gerçekten…

Kaçıncı kezdir, “Bu utanç bize yeter” ifadesini kullandığımı da artık hatırlamıyorum…

Kaçıncı kezdir aynı mesele için, ‘ilkellik’, ‘medeniyetsizlik’, ‘sorumsuzluk’ ifadesini kullandığımı da bilmiyorum…

‘Sizi bu kadar kızdıran nedir?’ diye soru soracağınızı tahmin ediyorum.

Hemen belirteyim; yolcu trenimize atılan taşlardan utanç duyuyorum ve “Bu utanç bize yeter” diyerek, tepki gösteriyorum…

Yeter artık, yeter…

**

**

Önceki gün cep telefonuma bazı fotoğraflar geldi. Diyarbakır’da görev yapan, bu kentin her türlü sorunlarına duyarlı bir dostum, trene atılan bir taşın yan vagon camını patlattığını, o esnada koltuğun boş olmasının ölümle bile sonuçlanacak bir facianın çok ucuz atlatıldığını söylüyordu…

Gönderdiklerinden iki kare fotoğraf paylaşmak istiyorum. Küçük bir çocuğun atamayacağı kocaman bir taş gerçeğine iyi bakılsın…

Tren yolculuğunu seven ve ailemle birlikte Diyarbakır’a seyahat etmeyi çok seven biriyim. Trenle ilgili sayısız makalelerim var. Hızlı treni savunan yazılar yazıyorum.

Ancak halkımızın seyahat ettiği trenlere taş atılmasını utanç verici buluyorum. İki binli yılların başından beri bu konuda sayısız kez uyarıcı yazılar yazan biri olarak, taş atan seviyesiz, medeniyetsiz, görgüsüz, ahlaksızları öncelikle kınıyorum…

Öte yandan etkin tedbirler almayan, ne tür tedbirler aldıklarını kamuoyu ile paylaşmayan, yaptığım uyarılarla ilgili bir kez bile tarafıma ve okurlarıma bir cevap verme gereği duymayan ilgilileri, devlet demiryolları yetkililerini de eleştirmek istiyorum…

**

**

18 YILDIR BOŞUNA UYARMIŞIM!..

Bu köşede en az 18 yıldır trenlere taş atılması ayıbı ile ilgili uyarıcı yazılar yazan biriyim. Hiçbir meslektaşımın bu konuda, benim gibi uyarıcı yazılar yazmadığını çok iyi biliyorum. Meğer boşuna uyarmışım!..

Okurlarıma yabancı gelmeyen bazı cümleleri hatırlatayım, belki utananlar çıkacaktır!..

Yıllardır mücadelesini verdiğim bir alanda hala ciddi bir değişimin yaşanmadığına tanık olmak benim için üzüntü verici bir gelişme olmuştur. Vallahi parası için olmasa bile trenle yolculuğu tercih ederim.

Her seferinde nostalji yaşıyoruz, ki tarif edilemez bir sevinç ve mutluluktur…

Tek sıkıntı hala trenlere yolda taş atanların çıkması…

Bu yazıyı hem tren yolculuğuna teşvik etmek, hem de taş atma ayıbının sonlandırılmasına katkı sunmak için kaleme alıyorum. Maalesef trenlere taş atanların sayısında geçmiş yıllara nazaran hayli azalma olsa bile, ne yazık ki hala o ilkellikten vazgeçmeyenler çıkmaktadır.

Geçmiş yıllar diyorum da, 90’lı yıllarda taş atılmasına tepki içerikli yazılar yazıyordum.

Eğer biz hala çocuklarımıza, içinde insanlarımızın seyahat ettiği trenlere taş atmamayı öğretememişsek, demek ki medeniyeti yakalamamıza bir 50 yıl daha var demektir…

Haksız mıyım?

Yıllar önce trenle Diyarbakır’a giderken yoldaki bazı köylerde taş yağmuruna tutulduğumuzu hatırlıyorum. Hatta birkaç kez bazı yolcuların atılan taşlardan yaralandığına da tanık olmuştum.

Özellikle bazı köylerden geçtiğimizde camların kenarında durmamaya çalışıyorduk. Çünkü Diyarbakır’dan gece karanlığında geliyorduk. Halk arasında ‘yoğurt treni’ olarak bilinen trene atılan taşlar yüzünden herkes sıkıntı yaşıyordu. Ancak bir gün olsun o köyler hakkında bir işlemin yapıldığını duymamıştım.

Aradan yıllar geçmesine rağmen hala trenlere taş atılıyorsa, demek ki daha çook işimiz var…

Gelişmiş, diğer tabirle muasır medeniyet seviyesini yakalamış dünya ülkelerinin hiçbirinde trenlere taş atılmadığını biliyorum…’

Evet, başka yazılarımda Batman, Diyarbakır ve Bismil’de trenlerin geçtiği mahalleler ile köylerde özel bilinçlendirme çalışmaların yapılmasını, bildiri ve broşürlerin dağıtılmasını öneriyordum. İmamların hutbelerde, öğretmenlerin okullarda trenlere taş atılması meselesi ile ilgili olarak bilinçlendirme çalışmaları yapmaları gerektiği konusundaki görüşlerimin hala arkasındayım. Ayrıca trenlere mobese sistemi kurulması, taş atanların tespiti için çalışmalar ve ailelerine cezai yaptırımlar üzerinde de durmuştum. Önerilerim dikkate alınsaydı, trenlere taş atılma ayıbı hala yaşanmayacaktı…

TCDD yetkililerinin trenlere taş atılmasını engellemeye yönelik ne gibi tedbirler aldıklarını gerçekten bilmiyorum. Ancak bir basın mensubu olarak aldıkları herhangi bir tedbir konusunda bilgi sahibi olmadığımı belirteyim. Bu ilkelliğe artık son verilmelidir…

O trenlerde seyahat edenler uzaylılar değil, bizleriz, toplumumuzun fertleridirler. Artık bu utanç verici, ilkel dürtülere son verilmelidir.

Gerçekten de ne zaman medenileşeceğiz diye sormak istiyorum? Eloğlu Ay’a çıkmış, uzayı fethetme yarışında. Bizim çocuklarımız hala içinde insanların yolculuk ettiği trenlere taş atıyorlar. Demek ki medeniyetten fersah fersah uzaktayız…

Bu köşede karınca kararınca bazı tespit ve gözlemlerde bulunuyor, çözüm önerileri sunuyorum. Ne yazık ki yazılarımı dikkate alıp, çözüm üretmesi gereken merciler duyarlılık göstermiyorlar. Pek çok köyümüzde insanların tuvalet ihtiyacını ellerine ibrikler alarak dere kenarlarında, kuytu yerlerde yapması gerçeğine dikkat çekerek, uyarılarda bulunmuştum. Bu ayıba son verilmesi için il yöneticilerinin, ilçe yöneticilerinin yapması gerekenlerin olduğunu ifade etmiştim. Köyde görev yapan öğretmenler, cami imamları ve muhtarlarla yapılacak toplantıların önemine işaret etmiştim. İmam, öğretmen ve muhtarların halkı bilinçlendirme toplantıları düzenlemesini önermiştim. Aynı düşüncemi trenlere taş atılması için de dile getirdim. Ancak yetkililerin yazılarımı dikkate almadıklarını görüyorum. “Uzaylılara mı hitap ediyorum?” düşüncesini bile dillendiren yazılar yazdım. Buna rağmen gerekenler yapılmıyorsa, ne yapabilirim?

21 Kasım 2018 Çarşamba günü Diyarbakır’dan Batman yönüne gelen trene, Diyarbakır yakınındaki birinci veya ikinci köyde atılan taşların hesabının sorulması gerektiğine inanıyorum. Cezai yaptırım şart…

Sonuç olarak bu toplumun artık değişmesi gerekir. DDY taş atılması konusunda hangi tedbirler alıyor, almıştır, kamuoyuna açıklama yapılmalıdır.