*Beşiri Kıra dağı eteğindeki manastır, Batman Çayı’ndaki 40 gözlü tarihi köprü, Gercüş’teki konak ve Kozluk Hazzo’daki kale bu şehrin tarihini yeniden ayağa kaldırır. Hasankeyf ve Sason gibi yerlerde ciddi tarihi eserlere sahip olmamıza rağmen bu sektörü kullanamamamız bambaşka bir sorun...

*12 Bin yıllık Hasankeyf’in yanı sıra bu şehrin il sınırlarında değerlendirilecek çok yerler var. Gercüş’ün Kayapınar beldesindeki taş konaklar onarılırsa o mükemmel suyun aktığı bu beldenin. çehresi değişir. Bu eşsiz belde bir turizm havzasına dönüşebilecek potansiyelde...

TURİZM POTANSİYELİMİZ VAR

Batman’ın tarihi ilçesi Hasankeyf’i anlatmaya gerek yok. Hasankeyf diye diye zaman zaman diğer ilçe ve beldelerdeki tarihi dokuyu da unutuyoruz galiba.

Spor aktiviteleri kadar turizme de önem veren Batman’ın Valisi var.

Kozluk ilçesi ortasındaki ‘Hazzo kalesi’ turizme kazandırılmışsa, bunda kuşkusuz Vali Deniz’in emeği büyük.

Bir de Gercüş’teki yüz yıllık tarihi konağın restorasyonu da an meselesi.

Bıçakçı köyü yakınındaki ‘Gıre Mıgro’ höyüğü ile paralel olan Batman Çayı üzerindeki 40 gözlü 2000 yıllık tarihi köprünün 10 ayağı dışarıda. Diğer ayaklarının da yer altında olabileceğini söylüyor Kültür Turizm İl Müdür İhsan Aslanlı.

Bu köprünün turizme kazandırılması için de çalışmalar son aşamada.

Umarım, Vali Deniz’in üzerinde titizlikle durduğu bu 4 eser turizme kazandırılır.

Bakın, Üç yol (Difne) köyünde hayal olarak bilinen Orta Çağ’a ait 10 mağara artık butik otele dönüştürülüyor.

Bu proje gibi yukarıda anlattığımız 4 eserin projesi de hayat bulursa, turizm semtöründe kazanan Batman olur.

KAYAPINAR DEYİP GEÇMEYİN

Geçenlerde yolumuz Gercüş’ün Kayapınar beldesine düştü.

Belediye Başkanı İsmail Koruyan, betonlaşmanın etrafını sardığı eski taş konakları kaybetmemeye çalıştıklarını söylüyordu:

“Nereden bakarsanız bakın, 300-400 yıllık Osmanlı ve öncesinden padişah ile kanat önderlerinin kaldığı konaklar Kayapınar’daydı. Beldemizdeki taş konakların üzerinde hala kufi yazıları dikkat çekiyor. 20-30 yıl öncesinde bu konaklar bu kadar virane değildi. DİKA’dan destek alırsak, bu taş konakları turizme kazandırabiliriz…”

Kayapınar’da taş konaklardaki oymalar, altyapı ve işçilik görülmeye değer.

Bu beldeyi ‘belde’ yapan bu taş konakları korumak gerekiyor.

Kayapınar, keşfedilmeyi bekleyen bir belde.

Böylesine büyük bir tarihi esere sahip olmamıza rağmen Hasankeyf, Sason, Kozluk, Gercüş ve Kayapınar’daki bu önemli eserleri turizme kazandıramamamız ise bambaşka bir muhabbet konusu.

İnanıyoruz ki, Kayapınar’daki taş konaklar onarılırsa bu şirin belde bir turizm havzasına dönüşebilecek güçte.

“Tabii biz bunu görür müyüz” diyenler var.

Evet, biz bunu görürüz, çünkü turizmde son yıllarda önemli adımlar atıyor.

Eğer yukarıda saydığımız 4 esere bu şehir sahip çıkmışsa; neden Kayapınar’daki taş konakların da restorasyonu yapılmasın?

BU HAZİNELERİ TURİZME KAZANDIRABİLİRİZ

Kim ne derse desin, bunca yıldır böylesi bir hazineyi turizme kazandıramayan bir şehirde yaşıyoruz.

‘Turizm’ denilince her ne kadar Hasankeyf ön plana çıksa da bir o kadar da diğer ilçe ve beldelerdeki tarihi eserler önemsenmelidir.

Bakın, Kayapınar’daki taş konaklar hak ettiği değeri bir türlü görememiş.

Çünkü bu şirin belde turizmde gereken potansiyelden uzak bırakılmış.

Bu şehrin turizm potansiyeli her zaman var.

Bu sektörün başındaki yöneticiler de imkanları doğrultusunda proje hazırlıyorlar ama gerisi yerel yönetimlerin de işidir.

Varsa yoksa ‘Sanayi’ dememeliyiz.

Sanayiye bir de turizmi de eklemeliyiz.

Evet, bu şehrin gizemli beldelerinden Kayapınar’daki tarihi taş konakları da ilgili ve yetkililerin görmelerini istiyoruz…