AK Parti Batman Belediye Başkan Adayı Emin Ekmen 30 Mart yerel seçimleri öncesi Melek Barış’a yapacaklarıyla ilgili olarak detaylı bir söyleşide bulundu.

Ekmen, kimlik siyasetleriyle ilgili olarak, “Kimlik siyasetimizin iki ekseni var: Dinimiz ve dilimiz. Hem Kürtçe hem İslami vazifeler bu dönemde özgürce yaşanabilir bir düzeye geldi. Bu noktada hiçbir eksiğimiz yok.”

AK Parti adayı Ekmen, Belediyeyi kazanmaları durumunda; dürüst, şeffaf ve adil bir yönetim sergileyeceklerini, bugüne kadar uygulanmamış halk oylamalarını uygulayarak, gerçek bir ‘özyönetim’ modelini oluşturacaklarını söyledi.

Ekmen, Batman’ın ortak yaşam alanlarından hiçbirinin insanımıza yakışır bir standartta olmadığını, belediyecilik noktasında verilen hizmetlerin yetersiz kaldığını, bu nedenle belediye yönetime talip olduklarını açıkladı.

‘Biz 90 projeyle yola çıkıyoruz’ diyen Emin Ekmen’le yaptığım söyleşinin detayları sizlerin ilgisini çekeceğine inanıyorum.



-Batman Belediye Başkanlığına adaysınız. Peki, neye taliplisiniz?

Batman’ı yaşanabilir bir kent yapmaya talibiz. Bugün Batman’ın ortak yaşam alanları olarak tabir edilen yerlerden hiçbiri insanımıza yakışır bir standartta değil. 15 yıldır belediyecilik noktasında verilen hizmetlerin yetersiz olduğunu düşünüyoruz. AK Partinin sadece Türkiyede değil Dünya genelinde model oluşturan belediyecilik anlayışı var. Hemşerilerimizin bu model belediyecilik anlayışıyla Batman’ı buluşturmalarını, bundan memnun kalmamaları halinde geri alabileceklerini ifade ederek belediye yönetimine talibiz.

-Belediyeciliği kaldıracak teknik ekibiniz mevcut mu, nasıl bir arka planınız var?

Projelerimize baktığınızda detaylı, uygulanabilir ve mühendislik açısından gerekli hesaplamaların yapılmış olduğunu görürsünüz. Bugün, İstanbul gibi dünya ölçeğinde hizmet sunan bir belediyenin, teknik anlamda desteği yanımızda… Yerelde bu işleri başarıyla sürdüren teknik arkadaşlarımız var. Siyasi irade bir hizmet sunmayı arzuladıktan sonra, her türlü mühendislik ve teknik hizmetlerinin satın alınması da mümkün.

-Bu meyanda daha çok hizmet satın alma yoluna mı gidilecek?

Hayır, bu anlamda söylemiyorum. Bugün Yarışmayla yap diye bir kampanya var. Kamuda ve belediyelerde yapılacak projelerin yarışmalı olmasını ve ortaya çıkacak en iyi projenin uygulanmasını talep eden bir yaklaşım. Biz de projeler için yarışma açabileceğimizi söylüyoruz. Batman Belediyesinin de 50 yıllık teknik bir birikimi var. Belediyenin bütün personeliyle çalışmayı siyaseten de uygun görüyoruz. Dolayısıyla teknik ekip yetersizliği gibi bir gündemimiz yok.

-Bu kentin sorunlarına ne derece vakıfsınız, Batman’ın acil ve öncelikli çözülmesi gereken sorunları nelerdir?

Bu şehirde doğdum ve yaşadım, her sokağı tanıyorum. Ayrıca Adaylığımız ilan edildikten sonra ki bir ay içerisinde de Batman’ı teknik bir ekiple adım adım gezdik mevcut sorunları ve çözüm yollarını tespit ettik. Sorunları ve öncelik sıralamasını tespitte bir sıkıntımız olduğunu düşünmüyorum. Mesela, Belediye Başkan Adaylarımızdan Sayın Sabri Özdemir, bir mülakatta “biz belediyeyi kazandıktan sonra ki 6 ay içinde sorunları tespit edeceğiz ve halkımızın önceliğine göre bir program yapacağız” diyor. Ortada 15 yıldır belediyeyi yöneten bir siyasi parti var, buna rağmen seçildiğinde sorun tespit süresi istiyor. Biz ise Batmana 3-5 yıllık değil, 25 yıllık bir vizyonla ufuk çizgisi çiziyoruz. Batman’ın dünya standartlarında bir şehir olma yollarını tartışmaya açıyoruz. Projelerimizin çoğu halkla tartışıldıkça tekrar gözden geçirliyor revize ediliyor. Belki bir kısmı uygulanmayacak, bir kısmı da halkın taleplerine göre farklı bir boyuta gelecek ama sonuçta kazandığımız takdirde 6 aylık süre içerisinde sorun tespiti değil acil eylem planını oluşturmayı hedefliyoruz. Sorunlara hâkimiyetimiz, siyasi tecrübelerimiz ve ekibimizin gücüne inanıyoruz.




-Seçildiğiniz takdirde ilk 1 yıl neyi hedefliyorsunuz?
İlk 1 yıl için üç ana gündemi masada tutmayı önemsiyorum. Temiz bir Batman, temiz bir su ve ıslah edilmiş İluh Deresi. Bunlara vereceğimiz öncelik, diğer hizmetlerin sonraki dönemlere kalacağı anlamına da gelmez. Projelerimiz arasında saydığımız parkların yapımı, spor alanlarının inşası, kadınlar, gençler ve çocuklar için uygun sosyal donatıların tesisi, kentsel dönüşümün başlaması gibi konular da aynı zamanda yürütülecek. Batman’ın dinamik ve entelektüel bir birikimi var. Dünya standartlarında beyinlerimiz var. Teknik, sosyal, edebiyat ve kültürel birikimi ortak akla kattığınızda çok güzel çalışmalar ortaya çıkacaktır.

-Bir şehir sizce nasıl marka şehir olur?

Yaşanılabilir bir şehir oluşmalı öncelikle, sonra da ortaya konulan projeler ve belli sektörlerde ülke çapında dikkat çekmekle marka şehir olunur.

-Başkan seçilirseniz asıl bir yönetim anlayışıyla kenti yönetmeyi düşünüyorsunuz?

Dürüst, şeffaf ve adil bir yönetim vaat ediyoruz. Belediye meclis kararlarının tamamını gerekçeli olarak yayınlayacağız. Özellikle imarda ve diğer alanlarda şeffaf bir yönetim anlayışımız olacak. Belediye meclisini web tvden canlı yayın yapacağız. Gelir ve giderimiz dahil her şey belli aralıklarla yayınlanacak. Düzenli bir şekilde memnuniyet anketleri yapacağız. Mahalle meclisleri, akiller meclisleri, kadın ve gençlik meclisleri gibi ara yollarla halkı karar alma mekanizmasının bir parçası haline getireceğiz. Ayrıca kanunda yeri olan ama bugüne kadar hiç uygulanmamış halk oylamalarını uygulayarak, gerçek bir özyönetim modelini uygulayacağız.

-Partinizin size dayatacağı bir kadroyla çalışır mısınız?

Partimin böyle bir tutumu yok. Belediye AK Partinin değil Batman’ın Belediyesi olacak. Kadrolar da Batman’ın ruhunu yansıtacak. İdeolojik çekişmeler içerisinde olmayacağız. Elbette ki başkanın, ‘Başkanın Ekibi diyebileceğimiz bir üst yönetimi belirleme hakkı olacak fakat belirlerken de istişare içerisinde en iyisi heddeflenecek Maksat Batmana hizmet olduktan sonra isimlerin bir önemi yoktur.

-Yerel yönetim ekseninde sivil toplum örgütlerinin önemi nedir sizce, STKlardan istifade etmeyi düşünüyor musunuz?

Başarılı belediyelere baktığımızda sivil toplumla güçlü ilişkilerini görüyoruz. Birçok projeyi bir STKyı partner yaparak hayata geçirebiliriz. Kadınlar ve gençlerle ilgili projeleri hayat geçirmek için, meslek örgütlerini sisteme güçlü bir şekilde katabiliriz. STKlarla yapılacak düzenli toplantılarla ortak bir aklı inşa edebiliriz. Ciddi bir entelektüel birikimimiz var ama bu şehrin kaderini belirlemede ortak akla dönüşemiyor.

-Neden dönüşemiyor dersiniz, nedir bunun önündeki engel?

Bunun önünde birçok sebebi var. Belki en önemli sebep belediyeye hükmeden küçük bir grubun karar alma süreçlerine halkı ve STK’ları katmamasıdır. Biz ise katılımın önünü açacağız. STK’'lar dışında da şehrin değerlerine sahip çıkılmıyor. Mesela Bu şehrin sembol birçok isimi var. Ahmet Güneştekin, Yavuz Ekinci, Faysal Soysal, Gültekin Gönülaçar gibi. Peki, 10 yıldır festivaller yapılıyor 4 ayrı alanda uzmanlaşmış bu arkadaşlarımızın hangisi belediyenin bir festivaline davet edildi? Hangisinin ülkedeki,/dünyadaki imajından ve lobi gücünden istifade ettik?

-Ortak bir akıl oluşturamıyor oluşumuzun tek nedeni ideoloji mi?

Biliyorsunuz ki çoğu zaman belediyeyi başkanlar yönetmiyor. Çıkar grupları çok etkili. Halkın belediyesini inşa etmek, halkın temsilcilerini ve söz hakkını sisteme katmakla olur.

-Peki, mevcut yönetimin hangi alanlarda yetersiz kaldığını düşünüyorsunuz, buna karşın sizin yaklaşım ve önerileriniz nedir?

Bunun takdirini zaten halkımız yapıyor. Biz 90 projeyle çıkış yapıyoruz. Belediye bize 3 proje üzerinden cevap veriyor.

-Bu projeler nelerdir?

Park Projesi, Kadın Merkezi ve Vizyon Proje… Proje sayımızın çokluğu var olan hizmet açığından kaynaklanıyor. 5 yıllık Ak Parti belediyelerinde bu projeler hayata geçirilmiştir. Asbestli borular olmasaydı temiz sudan bahsetmeyecektim. Kentsel dönüşüm yolunda bir adım atılmış olsaydı bundan bahsetmeyecektim. 350 bin nüfuslu kentimizin 40 mahallesi var. Peki, kaç taziye evini belediye yapmış? Birçok alanda ciddi eksiklikler var ama biz tarz olarak bu eksiklikleri ifade etmekten ziyade vizyonumuzu ortaya koyuyoruz.

-Başkan Serhat Temel, Biyolojik arıtma tesisi için gerekli kredi alınmasına rağmen projenin ilgili Bakanlıkta bekletildiğini dile getirmişti. Bu projede asbestli borular da değişecekti. Amaç halka hizmetse, bu denli önemli bir proje sizce neden beklemektedir?

Bu proje hakkında bir bilgim yok. Ne Milletvekilimize, ne İl Başkanımıza, ne de Bakanımıza ‘bize yardımcı olun diye yazılan bir yazı yok. Sonuçta bunlar iktidarı temsil eden insanlar. Bunların gücünden belediye faydalanmalı. Diğer yandan AK Parti Hükümeti 2005 yılında Almanya bankasından gelen 35 milyon avroluk krediye kefil oldu. Bu para altyapıya harcandı. Peki, Asbestli borulardan daha önemli bir gündemimiz var mı? Neden o boruların değişimi o zaman gerçekleşmedi. İkinci olarak Dünya Bankası, Ulusal Bankalar ve birçok yatırım bankası su borusu denince çok özel, faizsiz uzun krediler veriyor. Neden bu yollar zorlanmadı. Zilek Suyunu getirmek için DSİ Kent Konseyine 3 kez sunum yaptı, neden kabul edilmedi?

-Sizce neden edilmedi?

Çünkü hizmet diye bir gündemleri yok. Birçok defalar “halkımız bize hizmet için oy vermiyor” deniliyor. Bu halk size kimliği için oy veriyor diye, hizmetlerden mahrum etmeye hakkınız var mı?

-Sayısı 90nı bulan projelerden söz ettiniz. Seçildiğiniz takdirde projelerin hepsini hayata geçirebilecek misiniz, 5 yıl buna yetecek mi?

Projelerimizin tamamının uygulanabilir olduğuna inanıyoruz. Ancak bu belediyenin birikmiş borçları var, gelir ve gider dengesine dair bir takım sorunları var. Beş yılda bir hesap verdiler, o hesapta da toplama hatası yaptılar. Bu, bir gazetede haber konusu da oldu. Şu anda verilerin tamamına sahip değiliz fakat şöyle bir tezimiz var: İstanbul, Ankara, Konya gibi Belediyelerin ve merkezi bakanlıkların desteğini alacağız. Bazı projelerimizi doğrudan merkezi hükümete yaptıracağız. Yerelle merkezi hükümet birleştiğinde nasıl bir ambiyans ortaya çıkacak, halkımızın bunu görmesini arzu ediyoruz. Projelerin tamamı uygulanabilir projelerdir. Ancak biz doğrusu 25 yıllık bir vizyonla hazırlık yaptık. Halkımız 5 yıllığına bu görevi ve emaneti bize versin ve denesin. Ak belediyelerden aldığımız destekle yaptığımız pratik de iddialarımızı teyit ediyor.

-Bu pratiklerden söz eder misiniz?

İstanbul Büyükşehir Belediyesine, 5 milyon değerinde bir özürlüler merkezi ve 1 milyona sentetik çim saha yaptırdık. Ankara Etimesgut Belediyesine Aydınkonak Semt Sahası yaptırdık. Dolayısıyla taziye evlerimizi, semt sahalarımızı ve daha farklı yatırımlarımızı yine büyük şehirlerimizden birine yaptırabileceğiz. Bakın, Aydınlıkevler mahallesinde arsa yok diye 10 yıldır okul yaptıramıyoruz. Birçok yerde bu sorun var. Belediye arsa üretimine yardımcı olsa, buranın merkezi hükümetten aldığı pay da artar.


-Peki, ideoloji mi, hizmet mi?

Kimlik siyasetimizin iki ekseni var; Dinimiz ve Dilimiz. AK Parti 10 yıldır dinimiz olan İslam dinine de, dilimiz olan Kürtçe’ye de en büyük hizmetleri yapıyor. Hem Kürtçe hem İslami vazifeler bu dönemde özgürce yaşanabilir bir düzeye geldi. Bu noktada bizim hiçbir eksiğimiz yok. İçinde bulunduğumuz çözüm sürecinin başarılı olması AK Partinin güçlü bir şekilde iktidarda olmasına bağlıdır. CHPsi, MHPsi, Paralel Yapısı Türkiyenin batısına giderek AK Parti’yi Öcalan’la anlaşarak Kürdistan’ı kurmak, Barzani ve Şivana pirim vermekle, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı ihanetle suçluyorlar. Böyle bir atmosferde Kürtlerden arzu ettiğimiz oyu alamadığımızda bu çözüm sürecinin ileriye gitmesi noktasında, hükümetin üzerinde negatif tesir edeceği gibi, sair vatandaş kesiminin de bunca hizmete rağmen Kürtlerin Ak Partiye oy vermiyor oluşunu sorgulatacak. Bu kadar güzel şeyler yapılıyor, Kürdistan, eyalet sistemi, deniyor, valiyi halk seçer deniliyor, Barzani, Şivan getiriliyor yine de arzu edilen oy alınamıyor. ‘Acaba Kürtlerin bir arada yaşama iradesinde bir noksanlık mı var diye düşünebilirler. Bu nedenle alacağımız oyları önemsiyoruz. ‘Hizmet mi, ideoloji mi? noktasında ise ideolojik gerçeklere sahip çıkarak hizmet üretilir diyoruz. Kürt Kültür Enstitüsü vaadimiz var, medreselere ve camilere sahip çıkma vaadimiz var. Kürtçeyle ilgili yerel yönetimler babında atılacak adımlara yönelik vaadimiz var. Bu noktada partimizin ve şahsımın pratiği, bu iki değere de yüksek derecede sahip çıkmayı gerektiriyor. Hizmet mi ideoloji mi derseniz 3 örnek vermek isterim; Malatya, Gaziantep ve Kayseri gibi üç şehir var. Bu şehirler yaklaşık 100 yıldır belediyeyi sürekli iktidar partisine vermişler. Böylece bu şehirlerde yerel yönetimler, merkezi hükümet ve iş dünyası işbirliği ile sinerji oluşmuş. Malatya Elazığ’dan 4 kat, G.Antep Urfadan 3 kat, Kayseri ise Kırşehir ve Nevşehirden 10 kat daha fazla büyümüş. Demek ki, ticaret odası, iş dünyası, belediyeler ve merkezi hükümet işbirliğini sağlayabilirsek, yeni bir Batman yaratabiliriz.

-İluh Deresi yıllardır seçim malzemesi oldu fakat hala değişen bir şey yok. Bununla ilgili sizin bir vaadiniz var mı?

İluh Deresinin ıslahı için 10-15 milyonluk bir bütçeye ihtiyaç var. Nejdet Atalay Bey bunun projesini çizdirmişti. Belediye Başkanımıza ‘Gelin, Şehircilik Bakanlığıyla, TOKİ’ye başvuruda bulunun. Biz de yardımda bulunalım dedik ama o projeler Şehircilik Bakanlığıyla TOKİ’de bir realizasyona dönüşmedi. İluh Deresi 1 yılda projelenrilip, 2 yılda bitebilecek bir projedir. Yeter ki, belediye bu işi yapmaya meyilli ve gönüllü olsun.

-Mevcut Belediye Başkanı Serhat Temel bir mülakatta, “İluh Deresinin ıslahı için yeterli bütçelerinin olmadığını, Maliye Bakanına bir proje sunduklarını ama sonuç alamadıklarını, hükümetin kendinden olmayan belediyelerin projelerini bekletme-engelleme gibi bir tutumu olduğuna” dikkat çekmişti…

Kabul ediyorum bütçeleri yetmeyebilir. Maliye Bakanımıza benim de içinde bulunduğum bir ortamda, İluh Deresiyle ilgili görseller sunuldu. Toplam kamulaştırma bedeliyle, toplam yatırım bedellerinin tespit edilmesi gerektiğini, sonrasında Maliye Bakanımızın TOKİ ve Şehircilik Bakanlığının eliyle katkıda bulunacağını belirtmeme rağmen, TOKİ ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden bir süreç yürütülmedi. Mevcut yönetim en azından 500 m kadar çalışmalarına başlamış olsaydı ve deseydi ki, ‘ey halkım bu hükümet bana destek verirse kalanını da yaparım. Bu durumda hangi bakan veya hükümet böyle bir propagandanın karşısında durabilirdi. Fakat yapmadılar. Biz, İluh Deresini seçim malzemesi olmaktan çıkaracağız.

-Vatandaş istediği zaman makamınıza gelip sizlerle sorununu konuşabilecek mi?

18 yıldır değişmeyen bir telefon numaram var. Herkes bu numaradan bana ulaşabiliyor. Yeri geldi gazetelerde bile yayınlandı. Milletvekilliğim dönemimde neredeyse her hafta sonunu Batman'da geçirdim, sonrasında da düzenli olarak geldim. Bana ulaşma noktasında bir sıkıntının olmayacağını en iyi yine halkımız bilir.

-Seçildiğiniz takdirde ilk 1 yıl neyi hedefliyorsunuz?

Başkan Vekili Serhat Temel Bey diyor ki, “Biz temizlikte istediğimiz seviyeyi yakalayamadık.” Onların 15 yılda ulaşamadığı temizliğe biz 1 yılda ulaşacağız. Zilek Suyu projesinin finansman sorununu ilk 1 yılda çözeceğimizi taahhüt ediyoruz. Ayrıca İluh Deresinin proje ve finansman sorununu da ilk 1 yılda çözmeyi taahhüt ediyoruz. Tabi diğer hizmetler de gündelik olarak yürüyecek.

-Kanalistanbul gibi devasa projeleriniz var mı?

Batman Çayının ıslahı ile 20 bin dönümlük bir alan elde ediliyor. Bunun 5 bin dönümü için bir proje çizdirdik. Animasyonlar hazırlattık. Düğün salonları, çeşitli spor sahaları, seyir kuleleri, lokantaları, göletleri olan bir alana dönüşecek. Oradaki çaydan bir kanal yaratıp ördekler, kuşlar, kanolar koymak mümkün. Burada yapacağımız proje gerçek anlamda Kanalbatman olacak. Hatta ben bunun bir görselini yayınladığımda, ‘Batmana deniz mi getireceksiniz? dediler.

-Peki, seçilmediğiniz takdirde bu projeler ne olacak?

Projelerimizi açıklamakla ‘bu projeler artık Batman’ındır.' demiş oluyoruz. Seçilemezsek bile projeleri uygulamak isteyen belediyeye her zaman yardım etmeye hazırız. Ancak bunun tek bir ön şartı var.

-Nedir bu koşul?

Belediyenin bu yardımı talep etmesi gerekiyor. 10 yıllık AK Parti iktidarı döneminde, belediyenin Merkezi Hükümetten bizim aracılığımıza istediği proje destek sayısı ne yazık ki 2 veya 3’ü bulmaz.

-Peki, bu projeler hangileridir ve gerekli desteği gördü mü?

Bunlardan hatırladığım ilki Alman bankasının alt yapı kredisine hazine garantörlüğü talebiydi. Bu destek vekillerimizin desteği ile gerçekleşti. Bir diğeri AB desteği ile yapılan katı atık tesisi için desteğimiz oldu. Son olarak da Afet nedeni ile yasal ödenek talebi oldu, ancak projelendirme gerçekleşmediği için yardımcı olunamadı.

-Beş yıllık Başkanlık döneminiz bittiğinde nasıl bir Batman hedefliyorsunuz?

İçilebilir bir su, temiz bir çevre, bol yeşillik, temiz bir hava, sağlıklı bir şehirleşme, akıcı bir trafik hedefliyoruz. Ayrıca manevi değerlerimizi yani dinimizi ve dilimizi gelecek nesillerle buluşturan kültürel bir belediyecilik vaat ediyoruz.