Bugün birlik, beraberlik günüdür.

Bugün AK Partili, CHP’li, MHP’li ve hatta HDP’li olmanın günü değildir.

Bu gün etnik, dini, mezhebi, coğrafi farklılıkların öncelenemeyeceği bir gündür.

Bu gün yarınlarımızın şekilleneceği, demokrasinin nefes alma günüdür.

Alanlara gelenlerin sosyolojik aidiyet tabakasına baktığınızdan belki inançlı kesimden daha çok katılımın olduğu söylenebilir ama sadece bunlardan oluşmadığını görüyoruz.

Konu vatansa gerisi teferruat.

Konu özgürlüklerimiz ise ödeyeceğimiz bedel her şeye rağmen, değer.

1980 darbesinde 10 yaşındaydım. Korkmuştum.

Sonrasında Diyarbakır cezaevinde yaşananların anlatıldığı,  60’lık ve 90’lık diye tabir edilen kasetlerde Kürtçe aşk şarkıları, beyitlerin bile “hamamoklar” ve balkonların altına saklandığı bir döneme yaşamıştık.

Çocuklarımızın da bunu yaşamasını hiç ama hiç istemiyordum.

Olay gecesi yaşananları bende sizler gibi bir korku filmi gibi izliyordum. Özellikle de TRT 1’de bayan spikerin “Türk Silahlı Kuvvetleri Yönetime El Koymuştur” ifadesinde içimden bir şeylerin koptuğunu hissetmiştim, çünkü biz bu filmi tam 36 sene önce bir kez daha izlemiştik. Tek farkla, ekranlar siyah-beyazdı.

Ancak Türkiye bu defa gururlu ve onurlu bir karşı duruş sergiledi.

Tüm Dünya’ya ve dahası dikta ile yönetilen Arap devletçiklerine bir ders verdi, demokrasi dersi.

Cumhurbaşkanımız alanlara inilmesini ve kendisinin Başkomutan olması hasebiyle ikinci bir direktifine kadar meydanlardan ayrılmamamız gerektiğini söyledi. Ama dikkat edin, sadece Ak Partililer gelsin demedi. Zaten alanda başı kapalı ile başı açık olan yan yanaydı. Ülkemin bayrağını taşıyan ile Ak Parti ile Hüdapar’ın flamalarını taşıyanlar yan yanaydı. Böylesi bir birlikteliğe ne çok ihtiyacımız varmış.

Tehlike tam anlamıyla geçmediğinden Demokrasi Nöbetine devam.

Bu arada kamu kurum ve kuruluşlarında büyük bir temizlik harekâtı başladı.

Bazıları cadı avının başlatıldığını söylüyor ama ben aynı fikirde değilim. Daha önceden de kurum ve kuruluşlardan uzaklaştırılanlar olmuştu ama hiçbiri sıradan yurdum insanları değillerdi. Demek ki iyice bir araştırma yapılıyor. Hem zaten üst mahkeme Yargıtay var. Olmadı Anayasa mahkemesi var. O’da olmadı Avrupa İnsan Hakları mahkemesi var. Buna rağmen birileri suçsuz günahsız olduğunu da iddia edecekse, ee vala mahkeme-i Kübra var. Öte tarafta haklar tahsil edilecektir.

Tabii bazıları da “gençlere gün doğdu, zira adamlar 65-70 yaşına kadar emekli olmuyordu da işte şimdi 50 binin üzerinde kadro boşaldı” diyorlar. Valla herkes kendi penceresinden bakıyor olaya.

Tüm gezegende ses getiren başarısız darbe ile ilgili iki bilgi alıntıladım.

Bunlardan birincisi dünyaca ünlü wikipedia darbe ile ilgili olayı aşağıdaki bilgiler ışığında verdi

2016 Türkiye askerî darbe girişimi ya da darbecilerin verdiği adıyla Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından gerçekleştirilen askerî darbe teşebbüsü.

https://tr.wikipedia.org/wiki/2016_T%C3%BCrkiye_asker%C3%AE_darbe_giri%C5%9Fimi (20.07.2016)

Bir diğeri ise efsanevi şarkıcı Beyonce’den.

20 Temmuz 2016 tarihli Hürriyet gazetesinin internet portalında şu haber geçmekteydi.

Amsterdam'daki konserinde 'Halo' şarkısına başlamadan önce kısa bir konuşma yapan Beyonce " bu şarkımı Türkiye'de hayatını kaybedenlere adıyorum" dedi.   Beyonce'nin konserini arasında Galatasaray'ın Hollandalı yıldızı Wesley Sneijder'in eşi Yolanthe Cabau da vardı. Cabau, bu anları Instagram sayfasından "Gecenin en güzel anları. Türkiye'deki kayıp canlara adanmış bir şarkı. Teşekkürler Beyonce " notuyla paylaştı

http://webtv.hurriyet.com.tr/magazin/beyonce-turkiye-icin-soyledi_134210?utm_source=hurriyet&utm_medium=Haberdetay3lu&utm_campaign=widget

Bizde buradan melez güzel Beyonce’ye bu anlamlı paylaşımından ötürü teşekkür ediyoruz.

Bu arada Demokrasi Nöbeti için Batman’da Valilik önündeki etkinlik saatinde trafiğe kapalı hale getirilen caddenin orta refüjünde çimenlikte buluşmalarımız, koyu sohbetlerimiz devam etmektedir. 30 yıldır görmediğimiz ancak sosyal medya sayesinde irtibatlandığımız arkadaşlarla da Batman’da buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Kitap zamanı. Bugün tanıtacağım kitabın ismi “Dil Gelişimi ve Dil Politikası”. Yazarı Dr.Şerafettin Karakaya. Akça Yayınları tara

Kitabın ismi, Dil Gelişimi ve Dil Politikası. Yazarı Dr.Şerafettin Karakaya. Akça Yayınları tarafından basılan kitap bir insan için dilin ne kadar önemli olduğunu bilimsel veriler ışığında inceliyor. Birçok araştırmanın sonuç kısımlarının dile getirildiği eserde özellikle alt kültür ve işçi sınıfı aidiyetli çocuk bireylerin soyut kelimeleri anlamlandıramadığı ve bu yüzden de eğitim hayatında ciddi sorunlar yaşadıklarına dair çarpıcı saptamalarda bulunuyor. Orta ve üst sınıftan ailelerin çocuklarının ise çok daha fazla kelimeye sahip bir zenginlikle okul hayatında daha başarılı oldukları da bir başka sonuç.

Eser ince hacimde bir kitap. Batman Üniversitesinin eşsiz kütüphanesinden temin edebilirsiniz.