Toplum; bir toprak parçası üzerinde yaşayan, ortak kültürel değerlere sahip insanların oluşturduğu bir bütündür. Bir toplumu var eden değer yargıları, ahlak kuralları, gelenek ve görenekler vardır. Bizim toplumumuzun kültür değerlerinin temelini daha çok İslam dinin emir ve yasakları oluşturmaktadır. Geleceğimiz olan gençlerimizin bir kısmı bu değer yargılarını bilmezken, bir kısmı ise bu değerleri bildiği halde onları yaşamaktan kaçınmaktadır. Bu kaçış  zamanla beraberinde farklı arayışları da getirmektedir. Arayışlar sonucunda da bir süre sonra toplumun değer yargılarıyla savaşan zıt sesler oluşmakta ve bu sesler toplumla çatışan değerler olarak hayatımızda yer edinmektedir. Bu seslerden bazıları maalesef geleceğimiz olan gençlerimizi, avuçlarımızın içinden alıp kötü emellerine kurban etmektedir. Bu kurban severlere; uyuşturucu bağımlılığı, aşırı alkol kullanımı, fuhuş ve hırsızlık örnek olarak gösterilebilir . Bazen düşünüyorum da ben bir topluma kin besleseydim onun geleceğini yok etmek  için ancak bu tür faaliyetleri arttırırdım.
           İlimizde geçen yıllara göre uyuşturucu satımı ve kullanımı çok fazla artmış görünmektedir. Bu işi yapanlar, o kadar rahatlar ki onlar için her yer  pazar alanı olmuş durumda. Bu pazar alanların en başında okul önleri ve metruk evler gelmektedir. İlimizde bu konu ile ilgili 2012 yılında yapılan bir ankete  göre uyuşturucu kullananların büyük bir çoğunluğunu 18-30 yaş aralığındaki gençler oluşturuyor. Yine aynı ankete göre kullanıcıların büyük bir çoğunluğunda eğitim düzeyinin ortaokul mezunu olduğunu görmekteyiz. Aynı anketin başka bir verisine göre ise uyuşturucu kullanılmaya başlanma sebepleri içerisinde en önemlisinin(%60 gibi) arkadaş etkisi olduğunu görüyoruz. Bu zehir satıcıları, ilimizin birçok noktasında o kadar rahatlar ki, küçük çocuklar aracılığıyla adeta ‘’Tatlı var’’ dercesine bu zıkkımı rahatlıkla satıyorlar. Uyuşturucu ile mücadelede var olan önlemler çok yetersiz kalmaktadır. Emniyetin bu suçlar ile ilgili göz altına aldığı kişilerin büyük bir çoğunluğunun aynı günün akşamında  serbest bırakıldığını görmekteyiz. Tabi bu durumun en önemli sebebini yasaların yetersiz kalmasını gösterebiliriz. Taşı silah olarak gören yasalarımız, maalesef kan kurutucu olan uyuşturucuyu o oranda tehlikeli görmüyor. Aynı şekilde yasalarımız hırsızlığa da, ahlak dışı filmlerin yayılmasına da engel olamıyor.
           Uyuşturucu bağımlısı gençlerin bir süre sonra anne-babasına karşı asileştiğini görebiliyoruz. Bu bağımlılıkların artması hem toplumun temellerini yıkmakta hem de  aile kavramını yok etmektedir. Bu şehirde yaşayan, bu şehre gönül vermiş birisi olarak yetkililerden isteğim bir an önce toplumun bu düşmanlarına karşı harekete geçmeleri, bu işin tacirlerinin daha büyük cezalar alabilmesi için gerekli kamuoyunu oluşturmalarıdır. Bizler bunları yapamazsak geleceğimiz olan çocuklarımızı kaybetmeye devam ederiz. Yine çocuklarımızı bu kişilerin kendisinden ve ortamlarından uzak tutmak için eğitim kurumlarımızı daha güvenli ve cazip hale getirmeliyiz. Aynı şekilde velilerimize bu konular ile ilgili olarak daha fazla bilgi verme çalışmaları yapmalıyız.
Vesselam…