Ülkemize sığınan milyonlarca savaş muhaciri Suriyeli var.

Ülkelerini can havliyle terk edip ülkemize sığınan Suriyeliler arasında mutlaka her toplumda olduğu gibi kötü insanlar vardır.

Bazı kentlerde kimi Suriyeli kötü insanlardan kaynaklı olarak zaman zaman olumsuz haberler ulusal basında yer almaktadır.

Böyle kötü niyetlilerin yasalar çerçevesinde üzerlerine gidilmesi gerektiğine inanıyorum.

Ancak bir uğursuzun, ahlaksızın yaptığı kötülük üzerinden ülkemize sığınan bütün Suriyelileri ötekileştirmeye çalışan, dışlayan ve açıkça ayrımcılık yapan kötü insanlarımız gerçeğini de görmek gerekir…

**

**

Her zaman empati yapmalıyız…

Ya Allah korusun bizler onlar gibi vahim bir duruma düşseydik, ne yapacaktık?

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi zor duruma düşen insanlar için bazı kıstaslar getirmiştir.

Bir ülkede iç savaş, ciddi doğal felaketler vs yaşandığında, o ülkenin sivil vatandaşlarının komşu ülke veya başka ülkelere sığınma hakkı vardır ve bu hak güvence altına alınmıştır.

Suriyeliler keyifleri istediği için ülkemize sığınmış değildir.

Çok büyük bir felaketle karşılaştılar. İnsan hakları tamamen askıya alındı ve milyonlarca insan yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldı.

Bir yanda savaş, öte yandan kıtlık, açlık, hastalık ülkeyi tarumar etti. Onlar da bize sığındılar.

Bizim misafirlerimizdirler.

**

**

LANET GELSİN HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞA…

Evet, hayatın her alanında ayrımcılığa maruz kalanlar olmaktadır. Ayrımcılıktan kaynaklı ciddi sorunların yaşandığı da bir gerçektir.

Ayrımcılık düşmanlık vesilesidir…

Ayrımcılık kin ve nefretin ifadesidir…

Ayrımcılık nedeniyle kavgalar, savaşlar yaşanır…

İnancı,

dini,

ırkı,

rengi,

mezhebi vs. her ne olursa olsun, her türlü ayrımcılığı ret etmemiz gerektiğine inanıyorum. Lanet gelsin her türlü ayrımcılığa demesini bilmeliyiz…

Her türlü ayrımcılıkla mücadeleye büyük önem veriyorum. Bu konuda yapılacak her türlü çalışmaya destek vermeyi de görev biliyorum.

**

**

Toplumumuzun ayrımcılıkla mücadele bilinci kazanması büyük önem arz etmektedir.

Her türlü ayrımcılıkla mücadele için önce bilgiye ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Zira ayrımcılığın ne olduğunu bilmeden, mücadele veremezsiniz…

Toplumumuzu eğitmeliyiz. Zira hala ayrımcılık konusunda bilinçli ve eğitimli bir toplum değiliz.

Tamam bu konuda ilerleme var. Farklı inançlara daha saygılı bir toplum olmaya gittiğimize inanıyorum.

Örneğin kentimize Irak’tan sığınan Ezidiler oldu. Batman halkı inançlarına bakmadan yardım elini uzattı.

Bazı kendini bilmezler olmadı değil. İslam dininin farklı inançlar konusundaki bakış açısını bilmeyen cahilleri dikkate almıyorum.

Batmanlılar genel olarak insani ve dini görevlerini yerine getirerek Ezidileri uzun süre ağırladılar. Bu güzel gelişmeleri görmek gerekir. bilinçli toplum asla ayrımcılık yapamaz. Rabbimiz tüm insanlara rahmetini gönderiyor. Bu bilinçle meseleye bakmalıyız.

**

**

Ayrımcılıkla mücadele bilincinin gelişmesi için yıllardır zaten imkanlarım ölçüsünde çalışmalar yapıyorum. Mensubu bulunduğum bazı sivil toplum örgütleri aracılığıyla bu konuda topluma karşı sorumluluğumu yerine getirmeye gayret gösteriyorum.

Evet, yasalar, uluslar arası mahkemeler, hukuk-yargı mekanizmalarını bir yana bırakın, gerçekten de bütün bu normların ötesinde, ahlaki ve vicdani olarak ayrımcılıkla mücadele etmeliyiz düşüncesindeyim…

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilk iki maddesine bakalım; “Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

Madde 2- Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.”

Bu maddelerin altına imza atan bir ülke olduğumuzu biliyorum. Yasalar, teorilerden çok pratikte durumumuzu daha iyileştirmeliyiz diye düşünüyorum. Anayasaya göre herkes eşit haklara sahip olmasına karşın, pratikte her türlü ayrımcılık gerçeğinin olduğunu hatırlatmak isterim.

Son söz olarak ayrımcılıkla ilgili olarak genel görüşümü şöyle özetleyeyim; Türk, Kürt, Arap, İngilizi, siyahı, beyazı, sarısı ile bütün insanlar ölümlü varlıklardır. Hepimiz irademiz dışında dünyaya geliyoruz. Irkımızı, rengimizi, dilimizi seçme irademiz asla mümkün değildir. Tıp kanunlarına, dini tabirle ‘sünettullaha’ göre doğuyoruz. Hal böyle iken ayrımcılık illeti ile bu düşmanlık niye?