Havasını soluduğumuz, suyunu içtiğimiz, bağrında yatıp kalktığımız bu şehrin ‘betonlaşmasına’ karşı çıkan bir avuç duyarlı insan gerçeğini biliyorsunuz. Toplumun kendilerine ‘Çevreciler’ dediği bir avuç duyarlı insandan ve onların verdiği kutsal mücadeleden söz ediyorum.

Bu duyarlı insanların safında yer almaktan mutluluk duyuyorum. Daha yaşanabilir, daha temiz, daha yeşil bir kent için çaba gösterilmesi, dinimize göre bir nevi ibadettir. Bu konuda sayısız dini dayanak gösterebilirim.

Bu duyarlı insanlar siyasete bulaşmayan, hiçbir gücün etkisinde kalmadan sadece toplum yararına, bu kent menfaatine faaliyetlerde bulunan Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin çatısı altında çalışmalar yürütüyorlar.

16 yıldır toplumumuzun karşısında olan ve sayısız hayırlı hizmete vesilen olan derneğin en önemli çalışma alanlarından birisi yeşil dokunun korunması ve artırılmasıdır.

Bir avuç duyarlı insanımızın, çevrecilerimizin ne kadar hayırlı çalışmalar yaptığı konusunda çok somut ve önemli bir belge sunmak istiyorum.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçtiğimiz günlerde ‘Şehircilik Şurası’nda yaptığı konuşmada dikkat çektiği hususlar, çevrecilerin elini güçlendirmiştir. Yazımın başlığını da Sayın Erdoğan’ın sözlerinden aldım.

Daha yeşil bir Batman için mücadele veren,

şehrin betonlaştırılmaması için yıllardır yoğun çaba harcayan,

okullarda öğrencilere bu konuda eğitim veren,

kitlesel basın açıklamaları ile kamuoyunun karşısına çıkan,

demokratik eylemleriyle toplumu uyandırmaya,

YÖNETİCİLERİMİZE ARZ OLUNUR…

İl yöneticilerini harekete geçirmeye çalışan Çevreciler ve çevre örgütümüz gerçeğini biliyorsunuz. Onların verdiği mücadelenin önemi ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın ulusal medyada ses getiren son sözlerini başta il yöneticilerimize arz ederken, kamuoyunun da takdirine sunmak istiyorum:

“Beton, beton, beton. Orada ruh yok, huzur yok. Bu huzuru yeniden bulmak için biz yöneticiler başta olmak üzere tüm belediyelere çok ciddi işler düşüyor. Salonumuzda mimarlarımız, mühendislerimiz var, onların hocaları olan mimarlar da var. İnşallah atılacak adımlarda, projelerde bunlar ihmal edilmezse inanıyorum ki şehirlerimiz çok daha farklı, güzel olacaktır. Bugünkü şehirlerimiz insan fıtratını değil bireysel hırsları merkeze alan bakış açısıyla inşa ediliyor. İnsan fıtratıyla mütenasip olmayan her yer zamanla insanın zindanı haline dönüşüyor. Bu sebeple günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Bu konuda tüm belediyelere önemli işler düşüyor. Dikkat edin yeşillik ararsanız nerede bulursunuz? Mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz. Bunun dışında maalesef. Selvi, endamlı selvi nerede? Mezarlıklarda. İstanbul’da selviyi bulacaksak Karacaahmet Mezarlığı’nda bulursun, onun dışında bulamazsınız. Bu hale geldik. Bugünkü şehirler ‘insan fıtratı’ yerine ‘bireysel hırsları’ merkeze alan bir bakış açışıyla inşa ediliyor. Şehirler bu açıdan kurucularının, sakinlerinin, üzerinde daha önce yaşayanların adeta aynası gibidir. Hayata nasıl bakıyorsak dünyayı nasıl idrak ediyorsak, yaşadığımız şehirlere de öyle şekil veririz. Bu sebeple ecdadımız çok güzel bir ifadeyle, ‘Bir şehri aziz kılan, o şehrin sakinleridir, yaşayanlarıdır’ derlerdi. Tasavvurumuz nasılsa, şehirlerin mimarisi de öyledir. Yahya Kemal’in tespitleriyle ifade edecek olursak, ‘Ecdad bir yere yerleşeceği zaman önce mescidini yapar, yanına hamamını kondurur yakında da mezarlığı seçerdi. Selvilerini diker, sonra bunların etrafına evlerini inşa ederdi. Böylece toprak imana gelirdi’ diyor. Şimdi önümde cami, mescit, onun önünde de dikkat edin kuşların evi var. Acaba şu anda artık bu kuşlara ev yapmayı düşünen var mı? Böyle bir anlayış kaldı mı? Bu hassasiyet çok önemli. Ve o kuşlar nereye barınacağını, nerede yiyeceğini, içeceğini gayet iyi biliyordu.”

Değerli Okurlar, Cumhurbaşkanının bu son konuşması gerçekten önemli.

BİZ ZATEN BUNUN MÜCADELESİNİ VERİYORDUK...

Biz yıllardır zaten tam da Sayın Cumhurbaşkanımızın sözünü ettiği mücadeleyi veriyorduk. Yıllardır yeşili, doğayı, çevreyi savunurken, her zaman yapıcı eleştiriler yaptık. Sayın Cumhurbaşkanı eleştirilerinde çok haklıdır, tespitleri yerindedir.

Madem Sayın Cumhurbaşkanı kentlerin betonlaştırılmasına karşı başta tüm belediyeler olmak üzere yöneticileri sorumlu davranmaya davet ediyor, şu halde yaptığı açıklamanın yankılarının ve olumlu sonuçlarının olması için destek verelim. Tam da yıllardır pratikte mücadelesini verdiğimiz bir konuşma yapmış ve tespitlerde bulunmuştur.

Misal, “Acaba şu anda artık bu kuşlara ev yapmayı düşünen var mı? Böyle bir anlayış kaldı mı? Bu hassasiyet çok önemli” ifadesine bakalım. Bu kentin parklarındaki ağaçlara kuş yuvaları yapan biz çevreciler değil miydik? Yıllar öncesinden başlayarak kuşlara ev yapmaya çalışmadık mı? Biz kuş yuvaları yaparak ağaçlara monte ettiğimizde ve bunun için basın açıklaması yaptığımızda, birilerinin alay konusu olmuştuk. Sayın Cumhurbaşkanı günümüzde kamuoyuna, “Acaba şu anda artık bu kuşlara ev yapmayı düşünen var mı? Böyle bir anlayış kaldı mı? Bu hassasiyet çok önemli” diye açıklama yapıyor. Bu açıklaması, konuşması bizim elimizi güçlendirmiştir.

Evet, o konuşmayı kendimize dayanak yaparak kentimizin betonlaştırılmasına bir kere daha hayır diyoruz. Bu kapsamda Batman 16 Mayıs Şehir Stadı’nın mutlaka betonlaştırılmasına yüksek sesle itirazımızı yapacağız.

Bakınız, 16 Mayıs Şehir Stadı için basın açıklaması yaptık, yöneticilerimiz nezdinde mekik dokuduk. Sayın Valimiz, Sayın Milletvekillerimiz ve il yöneticilerimizin tümü stadın yeşil alan olması görüşümüze destek verdiler. Yarınki yazımda inşallah o konudaki çabalarımız ve yöneticilerimizin bakış açılarının bizlerle nasıl aynı olduğuna dair bilgi sunacağım.

Devamı yarın