Bayram tadında yazmayı isterdim. Ama maalesef yazamıyoruz. Bir taraftan doğal sebeplerden ve öte taraftan yapay (!) nedenlerden ötürü içimiz kan ağlıyor. Doğal afetlerde, kurşunda adres sormuyor.
Güzel bir lay lay lom yazısı yazabilirdim. Ama Van depremi ile yıkıldık. Yüzlerce insanın taziyesinin yapıldığı/yapılamadığı bir yerde bayramımız nasıl kutlu olabilir ki? Aileler yok oldu, ocaklar söndü.
Soy ismi Ölmez olan bir müteahhidin iddialara göre yapmış olduğu apartmanda insanlaröldü. Hatırlarsanız 99 Marmara depreminde Göçüp giden insanlardan sorumlu bir de Veli Göçerimiz vardı bizim. Sorumsuz müteahhitlerin bedelini masum insanlar ödedi.
Bir taraftan dünyanın en çok çadırına sahip ikinci ülkeyiz ya öte taraftan çadır çadır diye feryat eden birinci ülkeyiz de herhalde.
Bayramı kutlardık ama gelen dış yardımları sırf kendi gücümüzü ölçmek adına geri çevirince ve bir tarafımız da açıkta kalınca gördük rezaleti. İşte bu yüzden de buruk bir bayramı yâd ediyoruz.
Televizyonda program yapan şeytan yüzlü bir iblis yüzünden neşemiz de kaçtı bayram bayram. Taş atan kişilere asker polis yardım ediyormuş. Her Kürt vatandaş bu talihsiz beyanat yüzünden incindi. Ama biliyorduk ki bir yerde birileri onun gibi düşünmüyordu. Nitekim Samsun’dan bir Bayan Antalya’da bulunan dairesini satıp Vanlı kardeşlerine gönderiyordu. İnfial oldu ve bu kadın kılıklı iblis özür dilemek zorunda kaldı.
Gül yüzlü bir çocuk televizyon ekranlarında sırtında bir el ile mırın mırın ediyordu. Anlayamadıkları bir şeydi bu. Şok geçiriyor dediler. Anlaşılmaz bir şeyler söylüyor dediler. Hâlbuki biraz sonra ölecek olan çocuk kendi dilinde mırım mırım (ölüyorum, ölüyorum) diyordu ve enkazdan kurtarıldıktan sonra da öldü. Gel de şimdi doya sıya bir bayram yaşa.
Bir de doğal olmayan sebeplerden ötürü ölümler vardı. Bombalanan dağlar, mayınlanan yollar, canlı bombalar, sentetik patlayıcı yüklü katırlar,gencecik bedenler, feryatlar figanlar, üniformalı-üniformasız yitip giden gençler. Ölümlerin çetelesini tutan dış kaynaklı haber portalları sayıları binlerle ifade ediyordu. Ölen kim olursa olsun bu ülkenin ya daolmadı gezegenimizin bir ferdi. Ölümle, öldürmeyle hiç kimsenin bir yere varamayacağını bize yakın tarih öğretti. Bu ülkenin doğal kaynaklarının ve güzelliklerinin bir 75 milyona daha yetebileceğini de coğrafya öğretmişti ama gel gör ki küllendiği yerden yine alevlendi yangın.
Bayram mı kutlayacağız, yas mı tutacağız bizde şaşırdık.
Cidden güzel bir bayram yazısı yazmayı çok istiyordum. Bayramı eskilerde nasıl kutlardık da şimdi neler değişti üzerine biraz nostalji yapmak istiyordum ama bu kadar ölümün olduğu bir yerde böyle de bir yazı yazılmaz ki. Komşuda taziye varken düğün yapmayan ve dahası televizyonu bile gizlice açan bir toplumuz biz. Son bir ayda doğal ve doğal olmayan sebeplerden dolayı o kadar çok insanımızı kaybettik ki bırakın bayramı bayram tadında kutlamayı neredeyse yurt genelinde ulusal yas ilan edesimiz geldi.
Yaşanan acıların bir an önce dinmesini, doğal ya da yapay sebeplerden ötürü ölümlerin bir an evvel durmasını, bayramları bize kardeşlik duygularımızın pekişmesi için bahşeden Yüce Rabbimden dilerim.