Batman, malumunuz yeni yöneticilerle yönetiliyor.

Yöneticiler, ister istemez hala kenti ´tanıma´ evresinde.

Kimi yanlış yöntemlerle, kimi de

gecikmeli olarak sorunlara müdahale ediyor.

Fakat, Batman için en önemli unsur yöneticilerin sorunları yerinde tespit etmesi. Bu konuya özellikle dikkat çekmemin amacı; yöneticilerin etrafındaki bir takım çevrelerin, sorunları farklı aktarması ve çözümü geciktirmeleri ya da engellemeleri…

 

Vali, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü ve bir kaç kurum yöneticisinin daha değiştiği petrolkentinde sorunların ´ertelenmesi´ her yönüyle kaybettirir.

 

Yöneticilere ´akıl´ verme gibi bir derdimiz olmadığı gibi sadece kentin menfaatleri ilgi alanımız.

İki hafta önceki ´Başkan ve Vali´ başlıklı yazımda kentin sorunlarına ve ´doğru bilgi´nin önemine değinmiştim.

Analizimde hiç de yanılmamışım.

(Keşke yanılsaydım, yanılsaydım sevinirdim…)

Vali Ahmet Turhan, bir süre önce gündeme gelen ´çölyak hastaları´nın açıklamasında ´Vali ve Başbakan´a tepki´ haberlerine anlam vermediği siteminde bulunuyordu. 

Basının büyük çoğunluğu bu habere yer vermişti oysa. Haberin detayları iyi irdelenseydi, açıklamayı basının değil de, çölyak hastalarının yaptığı anlaşılırdı!

Tekrarlamakta fayda var… ´Vali ve Başbakan´a tepki´ sözleri bize değil, Çölyak hastalarına aitti…

 

Bu konuda düşündüren başka bir husus ise

Çölyak hastalarının şimdiye dek anlaşılamaması!

Hastalar, iki yıldır düzenli yardım aldıklarını,

son aylarda ise ´yardım´ alamadıklarını söylüyordu.

Ancak Valilik yetkilileri, habire iki yıl boyunca verilen yardımın ekstrelerini dağıtmakta ısrar ediyordu.

Konuyu hala da böyle biliyorlar!

 

***

 

Randevu krizi…

Kentte yaşanan bazı olaylar ´acı´ olduğu gibi

´komik´ meselelere de rastlamak mümkün.

Belediye Başkanı Nejdet Atalay´dan randevu almayan isteyen işadamı, oda başkanı, STK temsilcileri sıkıntıyı kamuoyuna duyurmak için gazete bürosuna başvurmak zorunda kaldıklarını gülerek anlatıyorlardı.

 

´Başkan´dan randevu

alamıyoruz´ diye yakınıyorlardı.

 

´Peki ne yapalım´ diye sorduğumda ´eleştirin´

önerisinde bulunuyorlardı.

Haksız da sayılmazlardı…

Şikayette bulunanlar için küçük bir araştırma yaptım… Randevu sorununun, ´özel kalem´den kaynaklandığı duyumlarını aldım… Problemin kaynağı ise şu imiş;

Randevu defterine sadece ´isim-soyisim´ yazıldığından önem sırasında ´öte´lendiğiniz için randevu alınamıyormuş.

Randevu alamayanlara duyurulur…

 

***

Röntgene Belediye´den izin!

Kahvehaneler önünde küçük sandalyelerde

oturup muhabbet etmek kentte moda gibi.

Turgut Özal Bulvarı´nda (Diyarbakır caddesi), ailenizle yürümek ise ayrı bir muamma! Hele hele Cumartesi, Pazar günleri yürümeye karar verdiyseniz vay halinize!

Podyuma çıkar gibi hissediyorsunuz kendinizi. Çünkü herkesin gözü üzerinizde…  Kaldırımın tümünün işgal edildiği güzergahda sözde TV´ye bakan gözler, anında size yöneliyor! Hatta o yetmiyor sırtı dönük olanların kafası ´biranda´ 90 derece dönüyor… Aslında 180 derece çevirmek istiyorlar ama boyunları kırılır diye yapamıyorlar!

Kahveci çırağı da kafaların çevrilmesi ile espriyi patlatıyordu: "Kafalara bak kafalara… Aynen çanak anten gibi dönüyor valla…"

Batman Belediyesi, Gülistan caddesinde seyyar satıcılık yapanları ´karga tulumba´ yakalıyor, Turgut Özal bulvarında ise kaldırımdan geçemiyorsunuz.

Adalet, herkese gerek!

Ayrıca Belediye yetkililerinin, ´yürümek´ isteyen vatandaşlara ayrı bir güzergah bulması da şart!

 

***

Valilik Yemekhanesi!

Batman Valiliği kampusünde çalışanlar,

dertli mi dertli…

Birçok birimin bulunduğu bu alanda çalışanlar, 3 yıldır yemekhaneyi kullanamıyor.

Gerekçe gösterilmeden kapatılan Valilik yemekhanesinin açılması için Büro Memur-Sen yetkilileri, haykırışlarını sürdürüyor. Durumun perde arkasını öğrenmek için Büro Memur-Sen yetkililerini dinledim; "Valilik yemekhanesi hiçbir gerekçe gösterilmeden kapatıldı. Çalışanlar mağdur ediliyor. Yemekhane açık olursa çalışanın cebinden 2 lira çıkacak. Oysa şimdi çalışanlar dışarıda yemek zorunda kalıyor. Her çalışanın dışarıda yemek yemesi ortalama 5 liraya mal oluyor. Yeni Valimiz ile görüştük. Bu kez umutluyuz…"

 

Kentin fotoğrafı benim kadrajımla işte böyle…

Sorunlar ortada, masada kalmaması temennisiyle.