24 Temmuz Basın Bayramı’nın üzerinden üç gün geçtikten sonra basının önemi üzerine uzun uzadıya değerlendirme yapmak istemiyorum.

Basının durumunun hiç de iyi olmadığı gerçeğine inandığımdan, bayram falan kutlamasından söz etmeyi kendi adıma etik bulmuyorum.

Basın mensuplarının topluma hizmet ettiği gerçeğinin bilinmesi bence yeterlidir. Basın halkın gören gözü, işiten kulağı ve konuşan dili olarak görülüyorsa, basın emekçilerine bu bakış açısıyla değer veriliyorsa, kentin bundan olumlu nemalanması kaçınılmazdır.

Batman’ın pek çok sorununu burada gündeme taşıyıp, çözüm önerileri sunuyorum. Tam 27 yıldır halkın işiten kulağı, gören gözü ve konuşan dili olmaya çalışıyorum.

Görevimi büyük bir sorumluluk bilinciyle yerine getirdiğime arşivim şahitlik etmektedir.

Şu süreçte, sadece son aylarda gündeme taşımadığım, öneriler sunmadığım konu neredeyse kalmadı. Ne yazık ki kamuoyunun ilgisini çeken yorumlarıma ilgili kurum ve kuruluşlar duyarsız kalıyorlar…

Sadece benim yazılarıma duyarsızlık gösterilse, hatayı kendimde ararım. Oysa benim gibi her gün yazı yazan ve sorunları gündeme taşıyan meslektaşlarımın da yazılarına gereken duyarlılığın gösterilmediğini gözlemliyorum.

Yerel basın aslında çok önemli hizmetler yapıyor. Bence pek çok kimse bunun farkında değil.

24 Temmuz Basın Bayramı’nda basının hatırlanması olumlu bir gelişmeydi. Sayın Valimizin 24 Temmuz’da basına jest yapmasını takdir ettim.

Bu arada kentimizdeki yerel ve ulusal basın mensuplarına yemek verildiğini haberlerden duydum…

Protokol yemeklerini yemeyen biri olduğumu tüm basın mensubu arkadaşlarım biliyorlar. 27 yıldır kentimizi ziyaret eden Bakanları, üst düzey devlet yöneticilerini takip ediyor, yemekli basın toplantılarına da iştirak ediyor, ancak o yemeklerden yemiyorum.

Karşılıklı saygı ve sevgimizin bulunduğu gelmiş ve geçmiş ilimizin Milletvekilleri, belediye başkanları, resmi kurum ve kuruluşlar ile siyasi parti yöneticilerinin de yemeklerini yemediğim gerçeği meslektaşlarımın malumudur.

Bu benim özel prensibim, ilkemdir. Haşa kendimi hiçbir meslektaşımdan üstün görmüyorum. Ancak bazı özel nedenlerle ve geçmişte tanık olduğum özel durum nedeniyle politikacılar ve sözünü ettiğim çevrelerin yemeklerini yemiyorum.

24 Temmuz yemeğine bu nedenle davet edilmemiş olabilirim diye düşünüyorum. 24 Temmuz basın bayramına başka bir nedenle davet edilmemişsem, kırgın ve üzgün olduğumu belirtmekle yetiniyorum.

BATMAN ZEMİN ETÜDÜ!..

Değerli Okurlar, son günlerde Ege’de yaşanan depremler bir kere daha kentimizin zemin durumunu aklıma getirdi. Israrla gündeme taşıdığım ve yukarıda ifade ettiğim gibi duyarsız kalınan yazılarımdan birisi de zemin etüdü ile ilgilidir.

Yeni bir yorum yazmayacağım. Onun yerine duyarsız kalınan zemin etüdü ile ilgili eski yorumumdan derleme sunacağım. Allah korusun bir deprem yaşanırsa, şu ilgisiz kalınan yazımın ülke gündemine oturmasından endişe ederek derlememi bilginize sunuyorum:

Bizden öncekiler, “Bir musibet, bin nasihatten evladır” demişler. Başımıza musibetler gelmeden tedbirler almamız gerekirken, nedense musibetlere rağmen gereken önlemleri almıyoruz…

Kentimizin zemin sorununun bulunduğunu aklı başında herkes biliyor. Birinci sınıf tarım arazisi ve alüvyon zemin üzerine kurulmuş Batman gerçeği ortada değil mi?

Batman’da yıllardır zemin etüdü ile ilgili önemli uyarılar yapılmıştır.

Bu köşede de kentimizin zemin etüdü ile ilgili çok sayıda yazım yer almıştır. Ancak nedense gereken adımlar bir türlü atılmadığından riskli yaşamımız devam etmektedir…

Bu kentin bir heyelan sorunu ve heyelanlı bölge tartışması varsa, Batman Kent Konseyi’ne bu sorunları taşımış, çözüm önerileri sunmuş, alakalı-ilgili biri olarak sorumluluk bilinciyle yine hareket ederek kentimizin üç boyutlu yer altı röntgeninin çekilmesinin önemini hatırlatmak istiyorum.

ÖNEMLİ KURUMLAR İŞBİRLİĞİ YAPMALIDIR…

Batman Üniversitesi bünyesinde Jeoloji Bölümünün olması kentimiz adına bir şanstır. Öte yandan petrol aramaları yapan TPAO gibi önemli bir kuruluş ile çok sayıda uzmanı bünyesinde barındıran Batman Jeoloji Mühendisleri Odası’nın aktif olması da kentimiz adına sevindiricidir. Bütün bunlardan yararlanmıyorsak, yarınlarda vahim bir göçük, heyelan, çöküntü yaşadığımızda, dizlerimizi dövmemizin bir anlamı olmayacaktır…

Yıllar önce bir semtimizde yaşanan zemin çöküntüsü ardından Batman Çevre Gönüllüleri Derneği bir basın açıklaması yapmıştı. O açıklamanın üzerinden epey zaman geçti. Hala bir adım atılmış değildir. Yine kentimizin zemini ile ilgili olarak Batman Üniversitesi Jeoloji Bölüm Başkanlığı ile Batman Jeoloji Mühendisleri Odası’nın ortaklaşa düzenledikleri ‘Batman’ın Jeolojik Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’nı hatırlatmak isterim. O çalıştayı izledikten sonra bu köşede yaptığım değerlendirmede özetle önemli bazı hususlara şöyle dikkat çekmiştim: ‘Batman kent merkezinde zaman zaman yaşanan zemin çöküntüleri, kendi alanlarında uzman olanlarca çalıştayda tartışıldı. Çok ilginç bilgiler paylaşıldı. Bir mahallede kuyu açılırken ortaya çıkan yer altı nehri mi dersiniz, bir işyerinde su kuyusu açılmak istenirken 30 metrelik dev borunun bir anda nasıl boşluğa düşerek yerin derinliklerinde kaybolması mı?

Geçmişte yaşanmış olaylardan ancak dersler çıkarılmalıdır. Batman’ın zeminin alüvyon tabakası nedeniyle ne kadar kötü olduğunu bilim insanları açıklarken ürpermiştim…

Bu bilinen acı gerçeğe rağmen tıkır tıkır işleyen sistemde mühendislerin nasıl zemini bozuk binalara olumlu raporlar verdiklerini de Çalıştay’da öğrendik…

Bazı mühendislerin kopyala, yapıştır sistemli çalışmaları eleştirildi ve alanlara gitmeleri konusunda fikir birliği oluştu. İnşaatların sağlam yapılması hususunda tüm mühendislerin bilgi sahibi olduklarını bilmek yeterli olmuyordu. Denetimi yeterli yapılmayan, riskleri azaltmak için zemininde yeterli sondaj yapılmayan binalar için yapılacak bir şeyin olmaması hiç mümkün mü? İşte mühendisler kendi aralarında bu eleştirileri yaptılar ve benim gibi meseleye teknik olarak vakıf olmayanları da bilgilendirdiler…

Çalıştay’da, kentimizin jeolojik açıdan yeterli laboratuarlara ve deneyimli, donanımlı teknik personele sahip olmadıkları konusu dile getirildi. Laboratuar olduğunda deneyimli eleman bulamıyorlar. Bunlar kentimiz adına eksikliklerdir…

Neyse ki bu konuda uzlaşıldı. Akredite laboratuar ve donanımlı elemanlar için gerekli girişimlerin başlatılması hususunda görüş birliğine varıldı. Batman’ın jeolojik sorunlarının bulunması hepimizi ilgilendiriyor. Bu kenti daha sağlam zemini olan yerlere taşımamız mümkün değildir. Madem bu kentte yaşamak zorundayız, gerekli tedbirleri de almamız gerekiyor. Bilim insanlarının sesine kulak vermeliyiz. Eğer bilim insanlarının sesine, önerilerine kulak vermeyecek olursak, yarınlarda sorunlar yaşadığımızda yakınmamızın bir anlamı olmayacaktır.’

Bu kentin geneli için endişelerim var. Heyelan bölgesi olarak bilinen alanlarda yüzlerce apartmanın yükseldiği, zemin etüdü için çalışmaların yeterli yapılmadığı Batman gerçeğine seyirci kalan bir gazeteci olmamak adına bu uyarıyı yapıyorum. Acilen kentimizin üç boyutlu zemin görüntüsünün alınması ve bilim insanlarının sorunlarımıza kafa yorması dileğimle…