Dünden devam

Güvenilir kaynaklardan edindiğim kesin bilgiler ve gözlemlerim, Batman Barajı’nın hızla erozyon ve heyelanlardan kaynaklı olarak toprak, çakıl, kum, çamur, kısaca ‘Rüsübat’ denilen tortular-çöküntüler-birikintilerle dolmaya başladığı yönündedir. Sason’a son gidişimde barajın yukarı cihetten Kaletepe köyüne kadar toprakla dolduğunu görmüştüm.

Barajlar için bütçeden, yani hepimizin ortak olduğu hazineden trilyonlar ayrılıyor. Barajların uzun ömürlü olabilmesi için çeşitli koruma tedbirlerinin alınması gerekiyor.

Dünkü yazımda ‘Havza Ağaçlandırma Projeleri’nden söz etmiştim. O projelerin gereği yapılsaydı, ciddi erozyonlar yaşanmayacak ve barajlar böyle hızlı dolmayacaktı…

Barajların yeşil kuşakla, yeşil dokuyla korunması gerekiyor. Barajların çevresindeki mevcut yeşil alanların korunması da elzemdir.

Ancak ne acıdır ki mevcut yeşil kuşağı koruyamadığımız gibi, yeni yeşil alanlar, ormanlar da oluşturamıyoruz.

ORMANLARIMIZ ELDEN GİDİYOR…

Ülkemizin, bölgemizin en önemli değerleri olan ormanlarımız hoyratça talan ediliyor…

En çok ticari ve ısınma amacıyla ormanlarımızı tabiri caizse bitiriyoruz…

Batman Barajından söz etmişken bu konuda önemli tespitlerim var. Beni yalanlayacak bir kişinin bile çıkmayacağına kesinlikle inanıyorum.

Bakınız, Batman Barajı yukarısındaki bazı ormanlık alanlarımıza son 40-45 yılda kıydık. Ticari kesimler, para karşılığında ağaçlık alanı satma kesimlerine yıllarca yöremizde tanık olduk. Bundan 40 veya 45 yıl önce Sason kırsalındaki dev asırlık (500 yaşından büyük) yüzlerce çınar, meşe ve ceviz ağaçlarının nasıl kesildiğini yöremiz yaşlıları anlatmaktadır. O tarihlerde camuslarla/mandalarla taşınan kütükler gerçeğinin acı tanıklığı herhalde unutulamaz...
Şu açık bir gerçektir, ormanlarına kıyanların geleceği parlak olamaz. Bu gerçeğe 25 yıl önce de dikkat çekiyordum. Ancak toplumumuzun geneli bu gerçeğin bilincinde değil...
Aydınlarımız da tehlikenin farkında değil ne yazık ki...
Çünkü yıllardır göz göre göre ormanlarımızı talan ettik, talan ettiler...
İçimizden birileri daha fazla kazanç uğruna ormanlarımıza kıydı, kıymaya devam ediyorlar...
Köylülerimiz de duruma seyirci...
Geçici menfaatler uğruna orman kıyımına razı oldular...
Acı gerçeğimize biraz daha yakından bakalım. Çocukluğumda Batman'ın Sason ve Kozluk ilçeleri kırsalında müthiş bir orman vardı. Sadece Sason-Kozluk arasında değil, daha pek çok yöre hala gözlerimin önünde...
Malabadi'ye yakın Zilan Türbesinin bulunduğu Yeniçağlar (Zila) köyü ile Kozluk ilçesine bağlı Yanıkkaya (İsmailka) köyü arasındaki Sason eski karayolundan geçerken çevrede toprak göremezdiniz. Gözün alabildiği her yer sık ormandı o zamanlar...
Meşe ormanlarının çok sık olduğu yerler o kadar çoktu ki. Örneğin Kozluk'a bağlı Kaletepe (Dahlıke) köyünün çevresindeki sık ormana girmekten korkardık. Kurtlar başta olmak üzere vahşi hayvanların korkusundan örneğin 'Kema Şeviti' denilen mevkiye kimse giremezdi. Yöredeki orman kıyımları geleceğimiz adına büyük tehlikedir. Özellikle köylülerimizin yoksullaşması demektir. Ne yazık ki köylülerimiz kendi elleriyle geleceklerine kıydılar ve kıymaya devam ediyorlar. Bugün Yeniçağlar köyü çevresinde neredeyse ağaç kalmadı. Bu ormanlarımız yakıldığı için yok olmadı. Tütün balyaları, ısınmak ve ticari olarak kar etmek amacıyla bitirildi…

Orman kıyımı yaşanırken yerine yeni ormanlar oluşturmuyoruz. Mevcut nesil bu konuda kesinlikle suçlu, çünkü hazıra konuyor, sermayeden tüketiyor. Bu gerçeği tüm il yöneticilerimizin de bilgilerine sunuyorum.

İvedilikle ormanlar oluşturmalıyız. Vali Efkan Ala döneminde 2 milyon meşe palamudunun toprakla buluşturulması etkinliğimiz olmuştu. TEMA Vakfı Başkanı Prof. Dr. Sayın Hayrettin Karaca’yı Diyarbakır havaalanında karşılayanlardan ve kentimize getirip meşe palamudu alanlarını gezdirenlerden biriydim. O alana da sahip çıkamadık.

Batman Barajını bir yana bırakın, Ilısu Barajı’nın korunması için de yeşil kuşak oluşturulmalıdır. Bir çalışmaya tanık olamadım.

Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırmaları Eylem Planı

Havza Ağaçlandırma Projeleri yerine Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın başka tedbirler alması zorunluluğu var, bilgileri sitelerinden özetle sunayım: “Türkiye’deki baraj havzalarının önemli kısmı, bitki örtüsünden mahrum yüksek eğimli arazilerden oluş- maktadır. Erozyon Kontrolü açısından, baraj havzalarının büyük bir bölümünün orman örtüsüyle kaplı olması tercih edilir. Bitki örtüsüyle kaplı olmayan havzalarda, rüsubat taşınımından dolayı barajlar hızla dolmaktadır. Ülkemizde büyük emek ve paralar harcanarak tesis edilen barajlarımızda erozyonu önleyerek baraj göllerine gelen katı maddeleri azaltmak, barajların ömrünü artırmak, barajların ve su havzalarının korunmasını sağlamak için ağaçlandırma ve erozyon kontrol çalışmaları yapılması gerekmektedir. Baraj, göl aynası çevresindeki koruma zonunda bulunan üzeri ağaçsız boş alanlar ile barajlar ve göletlerin çevresindeki alanların boş kalması, baraj ve göletlerin rüsubatla dolarak ömrünün kısalmasına, ülke ekonomisine, çevreye ve tabii dengeye zarar vermektedir. Bu Eylem Planı kapsamında yeşil kuşak ağaçlandırması yapılacak alanlarda; öncelikle barajların sosyal ve mülkiyet meselelerinin olmadığı, kuruluşlarca koordineli çalışma imkânı bulunan kısımlarda çalışmaya başlanacaktır. Ülkemizde işletmeye açılmış, inşa halinde ve proje safhasında olan 427 adet baraj ve 650 adet gölet olmak üzere toplam 1077 adet tesis bulunmaktadır. Bu baraj ve göletlerin azami su kotu ile işletme kotu (normal su kotu) arasında kalan alanlar ile havza koruma alanları eylem planı çerçevesinde ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve rehabilitasyon çalışmaları yapılarak baraj ve göletlerin çevresinde yeşil kuşaklar oluşturulacaktır. Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırmaları Eylem Planı ile; havza koruma alanında bulunan ağaçsız alanlar ile, zaman zaman su altında kalan ve baraj koruma alanında bulunan arazilerin değerlendirilmesi, erozyonun ve rüsubat taşınımının önlenmesi, su miktarının ve kalitesinin artırılması, yeni rekreasyon ve turizm alanlarının oluşturulması, yaban hayatı için yeni barınma alanları meydana getirilmesi, yapılacak olan ağaçlandırmalarda gelir getirici türler kullanılarak yöre halkı ekonomisine katkıda bulunulması hedeflenmektedir. Bu eylem planı ile yapılacak ağaçlandırma çalışmalarında öncelikli olarak baraj ve göletlerin göl aynası çevresinde yeşil kuşaklar meydana getirilmesi ve 2017 yılına kadar mevcut barajlar ve göletlerin göl aynası çevresindeki havza koruma alanların ağaçlandırılması hedeflenmektedir.”

https://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Baraj%20Havzalar%C4%B1%20Ye%C5%9Fil%20Ku%C5%9Fak%20A%C4%9Fa%C3%A7land%C4%B1rma%20Eylem%20Plan%C4%B1.pdf

Yukarıdaki metni lütfen bir kez daha özenle okuyalım. Özellikle ilgililerin bilgilerine sunuyorum. Bu eylem planı tüm barajlar için geçerli. Ne tür tedbirler alındı, eylem planlarınız hakkında lütfen bilgilendirin. Kozluk-Mutki sınırındaki ormanları bile bir avuç gönüllü çevreci korumaya çalışırken, kurumların hangi çalışmalar yaptıklarını bilmek hakkımız olsa gerek…