*Son yıllarda Balpınar (Gıresira) beldesinde inanılmaz bir değişim yaşandı. Bu değişimin en büyük nedeni de kuşkusuz Güney Raman çevre yolu...
*3000 Nüfuslu beldenin Belediyesi de kısıtlı imkanlarıyla cadde-sokakları elden geçirdi bu süreçte. Ve açılan, genişletilen her cadde-sokak Balpınar’ın cazibesini arttırdı...

ÇEVRE YOLU TRAFİĞE AÇILIRSA
Batman şehir merkezine en yakın yerleşim birimi olan Balpınar’da cadde ve sokaklar genişletiliyor. Belde’nin girişi duble yola dönüştürülüyor.

Tabii ki, bu çalışmaların tümü Güney Raman Çevre yolu için.
Batman çayı üzerindeki ikiz köprüler çoktan tamamlandı. Beş yıldır ‘açıldı-açılacak’ denilen yeni çevre yolu Balpınar’a ayrı bir hava katacak gibi.
Yolun zamanında trafiğe açılması için geçmişten günümüze ciddi adımlar atılmadı.
Yeni çevre yolunun 900 metrelik bölümü  istimlak engeline takıldı.
Karayolları bir çok yol güzergahını zamanında tamamlarken, Güney Raman yolunun istimlak sorununu bir türlü çözmedi/çözemedi.
Köprü açılırsa, belde de yapılaşma daha da hız kazanır.

Bir de yıllardır trafiğe kapalı olan Yeşiltepe ile Balpınar eski yolunun canlandırılmasını hedefleyen, Belediye’nin kış mevsiminde o güzergahı trafiğe açması, ayrı bir gelişme.
BATMAN’IN YENİ İMAR ALANI

Batman’ın yeni imar alanı olan Batman-Hasankeyf yol güzergahının sağ ve sol tarafındaki arsa fiyatları şimdiden yükseldi.

Özellikle kentin ‘Doğu’sunda önümüzdeki günlerde yapılacak 18 uygulamalarının ardından ciddi bir yapılaşmaya gidilecek.
O güzergahta şimdiden altyapı ve yollar, o yapılaşmanın hızına yetişebilmesi için yol haritası da çıkarılmalı.
Yeni imar alanını kentin doğusuna kaydıran İl Genel Meclis’i yerinde bir karar vermiş.

Bu şehir sadece Güney ve Kuzey’den ibaret değil.
Batman Belediyesi, imar için yeni bir çalıştay düzenliyor.

Yeni imar alanlarının altyapı çalışmaları erkenden planlamalı.
Bu konuyu irdelemeye devam edeceğiz…

*********************

BİR DE MİNİBÜSÇÜLERİ DİNLEYİN

Kim ne derse desin, şehir içi toplu taşımacılığın yükünü çeken minibüsçülerdir.

Şoförler haklı olarak yakınıyor; “Abi bizleri neden yazmıyorsunuz? Bakın iş yapamaz hale geldik? Yolcu alamıyoruz. Tek-tük yolcu ayakta diye ceza yazdılar.”
Şoför dert yanmaya devam ediyordu.
Gerçekten sabah ve akşam saatlerinde yolcu yoğunluğu artıyor.
Bu dünyanın her yerinde böyle olur.
Toplu taşıma araçlarında sabah ve akşam saatlerinde yoğunluk artar.
Bu noktada yerel yönetimin devreye girmesi gerekir.
Yani yoğun saatlerde belediye otobüs seferlerinin artmasıyla sorun bir nebze olsun çözümlenir. 
Ancak bizde tam tersi oluyor. Bu saatlerde otobüs bulmak mümkün bir hayli zor. 
Mevcut otobüslerin güzergahı elden geçirilmeli.
Gerçekten de bir çok alanda başarılı çalışmalarıyla gündeme gelen Batman Belediyesi’nin yeni almayı planladığı 30’u aşkın halk otobüsünün de artık bu şehire gelmeli.
Bizim minibüs denetimlerine karşı olmadığımızı da belirtmek durumundayız.
Elbette denetlenmeliler.
Minibüslerin özellikle hız konusunda sürekli denetlenmesi gerekiyor.
Burada vurgulamak istediğim denetimlerin vatandaş mağdur edilmeden yapılmasıdır.

OKUR MEKTUBU!..

Bizim için okurlarımızın hepsi değerlidir.
Görüşlerini bir şekilde bizimle paylaşabilen, yaşları ilerleyen, hayat tecrübesi olanların görüşlerini çok önemseriz.
Telefonla arayan, mektup yazan, zaman zaman ziyaret eden orta yaşlı okurlarımız bizleri duygulandırır. 
Kozluklu İsmail Sönmezsoy amca da zaman zaman mektup yazarak görüşlerini bizimle paylaşır.
Yine bir mektup göndermiş.
Son mektubu ders niteliğinde.
O mektubu kısaltarak size aktarmak istiyorum;
“Bir gün eski elbiselerimi paket yaptım. Suriyeli sığınmacıların ikamet ettiği kenar bir mahalleye uğrayarak bir kenara bıraktım. Paketi yere koyduğumu gören iki kişi ‘oraya ne bıraktınız?’ diye sordu.
Ben de ‘Eski elbiselerimi bıraktım. Birkaç arkadaş istifade etsin’ dedim. ‘Evinin önünde çöp bidonu yok mu? Eskileri oraya atıyorlar. Buraya niye getiriyorsun’ dediler. Yoluma devam ederken, o vatandaşların sözleri kulağımda çınladı, durdu. Atalarımızın “Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı” sözünü hatırladım. Yanlış yaptığımı anladım.”

Evet, kışın soğuk yüzünü gösterdiği şu günlerde o sığınmacı ailelerin gözlerinin yardımlarda olduğunu unutmayalım.