Geçtiğimiz günlerde yolum Aydınkonak (Korık) köyüne, daha doğrusu mahallesine düşmüştü. (Bildiğim kadarıyla Aydınkonak köyü, Belediye sınırları içerisine alınarak mahalle statüsüne kavuştu.) Gördüğüm manzaraya inanmak istemedim…

Kentimiz adına hiç de tanık olmak istemediğim bir manzaraydı…

Aydınkonak içinden geçen ve Batman Sol Sahil Sulama Kanalı’nın dibinden, tarlaların arasına akan lağım sularından söz ediyorum…

Geçmiş yıllarda da o alana gelmiştim. Yaklaşık 7 yıl önce Sol Sahil Sulama Kanalındaki kirliliği, tam da Aydınkonak’ta görüntülemiş ve Batman Çevre Gönüllüleri Derneği adına Batman Kent Konseyi ile Batman kamuoyunun gündemine taşımıştım…

Aradan yıllar geçtikten sonra daha da katmerli, daha da kahredici bir lağım kirliliği ile karşılaşmaktan hicap duydum gerçekten…

Aradan yıllar geçtikten sonra sorunu yine kamuoyunun gündemine taşımak Çevrecilere nasip oldu.

Neden illa da bütün sorunları Çevreciler gündeme taşısın ve çözümü için sadece onlar uğraşsın?

Neden sadece Çevreciler bu sorunla ilgilensin?

Çevre sorunları hepimizi ilgilendirmiyor mu?

Herkes şu gerçeği iyi bilsin;

Çevreciler kimsenin ücretli elemanı değil…

Çevre sorunlarını tespit etmek gibi bir zorunlu görevleri de yoktur…

Onlar sadece vicdanlarının sesine kulak verip, daha yaşanabilir bir Batman için gönüllü olarak mücadele veriyorlar.

Batman Çevre Gönüllüleri Derneği bu sorunla ilgili kamuoyuna bilgi veriyorsa, bu kenti sahiplenmelerindendir.

Çevreciler ve şahsım, her dönemde çevre sorunlarının üzerine giderek çözümü için çaba göstermişlerdir. Belediye yönetimleri arasında ayrım yapmamışlardır. Bugün yine bir çevre sorunu yaşanıyorsa, çözümü için katkı sunmak istiyoruz.

Evet, uzun süredir bazı duyarlı insanlar Aydınkonak’taki kirlilikten söz ediyordu. Ancak bir türlü yolum oraya düşmemişti.

Batman Sol Sahil Sulama Kanalının dibinden tarlalar arasında akan lağım sularını görüntülemek için araçtan indiğimde az kalsın pis kokulardan dolayı kusacaktım…

O denli dehşet verici bir b.k kokusu etrafı sarmıştı…

Tarlalar içerisinden geçen lağım suları Aydınkonak’ın içerisine doğru gidiyordu. Aydınkonaklıların o pis kokuya nasıl dayandıklarına ve nasıl tahammül ettiklerine bir türlü inanamıyorum…

Üç dakika zarfında bile tahammül edemediğim bir pis koku gerçeği bizim ayıbımızdır, bu kentin ayıbıdır ve Belediyenin ayıbıdır…

Günümüz dünyasında böylesi önemli bir soruna çözüm getiremiyor muyuz?

Sadece pis koku mu?

Açıkta akan lağım suları, bulaşıcı hastalıklar, böylesi kirli alanlar, karasinek ve sivrisinek üreme alanları demektir…

Bu yazıyı yazmadan günler önce çektiğim fotoğraflarla ilgilileri uyardım ve bilgilendirdim. Ancak soruna çözüm getirilemedi.

Sorunun büyük olduğu söylendi…

Kirliliğin Aydınkonak’taki besicilerden kaynaklı olduğu belirtildi…

Evet, yıllar önceki kirliliğin nedeni de o çevrede hayvan besiciliği yapanlardı. Sol Sahil Sulama Kanalı’nın temiz tutulması için çalışmalar yürütüldüğünde görmüştük ki besiciler evsel atıklarını kanala boca ediyorlar.

O dönemde Aydınkonak’ın yukarı kesimlerinde alt yapı, kanalizasyon şebekesi yoktu. Besiciler evsel atıklarını, yıkadıkları ahırlarının kirli sularını sulama kanalına döküyorlardı.

Dönemin Belediye yetkilileri, altyapı hizmetleri öncesinde geçici çözüm olarak ‘Çökertme Havuzu’ yaptırmıştı. Ancak bazı besiciler, evsel atık içerikli pis suları çökertme havuzuna dökmüyordu. Sorunun üzerine gidilmiş, besiciler uyarılmıştı. 20 Kasım 2012 tarihinde ajanslara, “Çevreciler, ‘Bu rezalete bizi mahkum etmesinler’ başlıklı haberden bir spotu bilginize sunmak istiyorum: “Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, Demiryolu (Tılmerç) köyündeki Sol Sahil Sulama Kanalından sonra Batman Aydınkonak Köyü'nde bulunan Sol Sahil Sulama Kanalının da Besicilerin atıkları yüzünden tehlike saçtığını belirterek, yetkililerin bir an önce duruma müdahale etmesini istedi.” http://www.ilkehaberajansi.com.tr/haber/cevreciler-bu-rezalete-bizi-mahkm-etmesinler.html

Haber böyle. O tarihlerde bütün Batman basınında konu ile ilgili haberlerimiz vardı.

Aradan epey zaman geçtikten sonra bu kez lağım sularının tarlalardan akarak, Aydınkonak’ın içinden geçtiğini görüyoruz. Bu kabul edilemez bir gelişmedir.

Aydınkonak’taki lağım suları için beni duyarlılığa davet eden emekli bir eğitimciye, çektiğim fotoğrafı gösterdim. Fotoğrafta uzakta görülen villanın kendisine ait olduğunu, çevre düzeni ve bahçesiyle konutunun 1,5 trilyon ettiğini, ancak pis kokular nedeniyle büyük sıkıntı yaşadıklarını, emlak değerlerinin düştüğünü söylüyordu.

Toplum ve çevre sağlığı adına bu değerlendirmeyi yapıyorum. Bu kentte güzel hizmetlerine tanık olduğum mevcut belediye yönetiminin ivedilikle Aydınkonak’taki çevre için S.O.S. veren soruna el atmasını talep ediyorum. Sorunu sorumluluk bilinciyle gündeme taşıyarak bir gazeteci ve çevreci olarak görevimi yaptım. Belediye yetkililerini de, soruna çözüm getirip, halkın hayır duasını almaya davet ediyorum. Duyarlı olunması dileğimle.